🎐-Yunan Tapınağı-🎐
🌸Selam arkadaşlar şahane🍁 bir bölüm sizleri bekliyor. 🍀Umarım severek ve beğenerek okursunuz.🌳
🍃Sizin düşünceleriniz benim için çok önemli. 🏆Desteklerinizi benden esirgemeyin lütfen.😊
🐰Keyifli Okumalar🐘
♡♡♡
Bisikleti olduğu yere bırakarak içinde bulundukları ortamın tadını çıkartmak için yürümeye karar vermişlerdi. İnsanın içinden çıkmak istemeyeceği bir yerdi burası. Yemyeşil ağaçlar manzaraya değer katıyordu.İnce, bir insanın geçebileceği demir kapıdan geçerek Barche yazan bir yere gelmişlerdi. Burası bir göletti. İnsanlar sandal kiralayarak burada sandal sefasının tadına varıyorlardı. Etrafta heykelden bol bir şey yoktu.
Bir sandal kiralayarak ikisi de küreklere asılmışlardı. Afra pek fazla çekemese de Afro'nun güçlü kolları o işi de hallediyordu. Göletin ortasında etrafı ağaçlarla çevrili bir Yunan tapınağı vardı. Üzerinde Yunanca harfler yer alıyordu.
Ortama çok zengin bir hava kattığı her halinden belliydi. Suyun yüzeyine vuran tapınağın ve ağaçların yansıması ünlü ressamların taplolarını kıskandıracak bir görüntü sunuyordu.
Gölette bir ördekler birde kendileri vardı. Normalde başka insanlarda olurdu ama şuanlık etraf sakin görünüyordu. Afra tapınağı merak edince sandal ile yavaşça yaklaşarak önündeki demirin üzerinden atmayıp tapınağın uzun sütunları karşısında durmuşlardı.
Şimdi buradan etrafa bakmak daha da bir keyif katıyordu. Afra yapının her bir köşesini ayrıntılı olarak inceleyerek manzaranın tadını çıkartıyordu. Afro da tapınağın arkasına dolanarak oradan etrafı inceliyordu.
Afra kendisini öyle bir kaptırmıştı ki Afro'nun arkasından geldiğini bile duymamıştı. Afro omzuna dokunduğu sırada Afra korkup çığlık atmıştı ama bu durum dengesini kaybetmesini neden olmuştu. Afro çevik bir hareketle Afra'yı belinden kavrayarak kendisine doğru çekmişti. Bu çekme ile bedenleri birbirine ayrılmamak üzere yapışmış gibiydi.
Göz göze gelmeleriyle birlikte kalpleri atmayı unutmuş gibiydi. Sanki zaman durmuş ve sadece dünya da ikisi kalmış gibiydi. Ağaçların yaprakları bile hareket etmeyi bırakmış, kuşlar ötmek yerine onları seyre dalmıştı. Afra Afro'nun kollarından ayrılmak istese de sımsıkı saran güçlü kollar onu bırakmaya pek niyetli değildi.
" Be-beni bırakır mısın?"
" Hayır."
" Lütfen bırak çocuk musun?"
" Bir şartla bırakırım oda beni affettiğini söylersen."
" Hayır seni affetmiyorum Afro."
" O zaman ben de seni bırakmıyorum. Bu şekilde bir ömür kalabilirim."
" Ama ben kalamam."
" İyi o zaman oda senin seçimin. Bende seni affedene kadar bırakmıyorum." dedikten sonra daha da göğsüne bastırmıştı. Afra'nın dudaklarından dökülen "Aa!" sesi üzerine gözleri hemen kırmızılıklarla buluşmuştu bile.
" Sana sinirlendiğin de çok seksi olduğunu söylemişmiydim."
" E-vet." Afra biraz düşündükten sonra vermişti cevabını.
" Hmm peki inatlaştığında o dudaklarını öpmek istediğini söylemişmişdim hiç."
Afra bu konuşmayı hatırladığında düşmek üzere olan ateşinin daha da artarak cayır cayır yandığını hissetmişti. İşte şimdi yine aynı şey oluyordu. Bedeninden yükselen ateş hem kendisini hem de Afro'yu yakabilecek derecedeydi.
Bu yakın temastan onun da bu sıcaklığı hissetmemesi imkansızdı. Ve görünen o ki bu defa devamı gelmeyen şeyin bu sefer devamı da gelebilirdi o yüzden şu içinde bulunduğu durumdan kurtulması gerekiyordu. Her ne kadar istemese de şu an zamanı değildi ve bir şeyler yapması gerekti.
Kısık sesle fısıldayarak zor da olsa " Evet!" diyebildi.
" Peki o halde şimdi karar senin." Afro Afra'ya biraz düşünmesi için zaman tanımış gibi bir müddet bekledikten sonra " Evet cevabın?" diyerek zor sorulardan bir tanesini sormuştu.
Afra durumun daha da ileriye gitmemesi için " Tamam seni affediyorum. Şimdi bırakır mısın beni?" demişti ürkek bir halde.
Afra biraz kollarını gevşetmişti ama hala bırakmaya niyeti yoktu. Bal ve siyah irislerini Afra'nın koyu kahvelerine dikerek " Son olarak bir şey daha var." Afra meraklı gözlerle Afro'yu süzerken ne diyeceğini merek etmeden duramıyordu. Korkarak " Nedir?" diye sordu.
" Teklifim için cevabın ne?"
Afra derin bir nefes aldıktan sonra bütün cesaretini topladı ve Afro'nun gözlerinin içine uzunca bir bakış attıktan sonra " Ben aslında şu son iki ayda yaşadığın çok fazla olumlusuzluklardan dolayı kesin olarak bir şey düşünemiyorum. Yani Afro ben fazlasıyla kırıldım çok kolay terkedip gidebilen bir adam için olumlu şeyler düşünemiyorum." demişti.
Afra bunları söylerken gözlerinin dolduğunu hissetmişti ama gözyaşlarını akıtmamakta ısrarlıydı.
Afra kollarını tamamen gevşeterek Afra'yı serbest bırakmıştı. Onu üzdüğü için kendisine kızıyordu. " Evet seni çok fazla üzdüm ama bilmediğin şeyler var Afra. Gittim evet ama gitmek zorunda olduğum için gittim. Lütfen bana güven."
" Bak Afro birbirimizi çok fazla tanımıyoruz o yüzden belki de görüşmemizi burada sonlandırmamız ikimiz içinde en doğru olanı."
" Beni dinlersen sana her şeyi anlatacağım Afra ama bana sadece biraz zaman ver."
" Ben sana vermem gereken zamanın bedelini kat be kat ödedim. Şimdi ise herşey için çok geç." dedikten sonra Afra arkasını dönerek gitmek için adımını attığı sırada Afro kolundan tutarak kendisine doğru hızla çevirmişti ve ardından Afra'nın dudaklarına kendi dudaklarını bastırmıştı. Afra neye uğradığını şaşırarak öylece tepkisiz kalmıştı.
Tekrar birbirlerine yaklaşan bedenleri kısa anlığına da olsa ayrılmayı istememiş gibiydi. Afro'nun erkeksi kokusunun yanında dudaklarına tepkisiz kalmak Afra'yı oldukça zorluyordu. Çünkü o sevdiği aşık olduğu adamdı. Aklı yaşadığı acılar karşısında Afro'yu cezalandırması gerektiğini söylese de kalbi buna bir türlü izin vermiyordu.
Afro içindeki duyguları bastırmayı başaramamıştı ve kaç dakikadır öpme isteğini gerçekleştirmek için ilk adımını atmıştı. O Afra'nın yumuşak dudaklarının tadına bakarken Afra'nın dudaklarını ve kokusunu özlediğini farketmişti. Bir de bu kadının hiç yanından ayrılmak istemediğini ve ömrünün sonuna kadar onunla olmak istediğini fark etmişti.
Afra'nın gözleri kendiliğinden kapandığı sırada tutmakta zorlandığı göz yaşları artık kendilerini özgür bırakarak yanaklarından aşağıya akmaya başlamıştı. Afro hafif tuzlu tadı ağzında hissedince öpmeyi bırakarak Afra'nın yüzünü avucunun içine alarak gözlerine baktı.
Dudaklarından dökülen kelimeler karşısında Afra'nın göz yaşları hiç durmadan yanaklarından süzülmeye başlamıştı.
" Seni asla bırakmayacağım çirkin ördek yavrusu!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuğunun Ölümü
RomanceTek hayali ünlü bir balerin olabilmek olan bir genç kız Afra. Aşıklar şehri İtalya' da mutluluğun peşinde son sürat ilerlerken iki göz rengi de birbirinden farklı olan bir adam da aşkı yakalama çabaları. İlk görüşte aşk Roma' da başlarsa... ve sonun...