Bölüm 4

306 302 18
                                    

🍁Yeni bölüm 🍃geldi arkadaşlar... ☁
😊lütfen hayalet 👻okuyucu      olmayın.💢

🌼Desteklerinizi bekliyorum.🌼

🌸Keyifli okumalar...🌸

☆☆☆

"Bu hayatta herkesin bir hikayesi vardır muhakkak ki. Kiminin hayatı güzelliklerle doluyken kimilerinin hayatıda acılarla doludur. Aynı benim hayatımda olduğu gibi. Benim hayat hikayem de böyle acılarla dolu. Biraz içini karartabilirim istersen anlatmayayım."

Afra deli gibi merak ettiği adamın hayat hikayesini dinlemeyi o kadar çok istiyordu ki tabi ki de böyle bir fırsatı kaçıramazdı.

" O nasıl laf öyle şey mi olur. Hiç sıkılmadan dinlerim hadi anlat."

" Peki o zaman." diyerek anlatmaya başlamıştı Afro.

" Küçük yaşta ailemi bir trafik kazasında kaybettim. Beni babaannem ve dedem büyüttü. Yedi yaşındaydım. İkiz kız kardeşim vardı. Dünya tatlılarıydı. Onlara abilik yapmak beni çok mutlu ederdi. Anneannemi ve dedemi Konya'ya bayram ziyaretine gidiyorduk. Yanlış şeride giren bir araba yüzünden o feci kazayı geçirdik. Kardeşlerim ve ben yoğun bakımda kalmışız bir süre ama onların küçücük bedenleri acıya fazla dayanamamış. Daha sonra işte ailemi kaybetmenin verdiği acıyla büyümeye çalıştım. Tabi ne kadar büyünülebilinirse işte. Hep yarımdım. Çaresizdim. Ailesi olan çocuklara bakardım. Büyük çocuklar beni dövmeye çalıştıklarında onları şikayet edecek bir babam yoktu. Ya da canım güzel yemekler istediğinde pişirebilecek bir annem yoktu. Parkta, bahçede oyun oynayabileceğim kardeşlerim yoktu. Karnemi aldığımda koşup gösterebileceğim bir ailem yoktu. Gizli gizli ağladığım gecelerde başımı okşayacak, kabuslar görerek uyandığım zamanlarda yanıma gelerek "geçti oğlum" diyecek, üşüdüğümde üstümü örtecek, yaralarıma merhem olacak bir ailem yoktu. Evet babaannem ve dedem vardı ama onlar bir annenin bir babanın sıcaklığını veremezlerdi ki. Yirmi yaşıma geldiğimde de onları kaybettim zaten."

Afra gözleri dolu dolu Afro' ya bakıyordu. O yaşlar upuzun yollar oluşturmuştu yanaklarından akarken. Utanmasa hıçkıra hıçkıra ağlayabilirdi oracıkta.

Afro bir kadının ağlamasına asla dayanamazdı. Hele ki bir kadını ağlatmayı hiç mi hiç istemezdi. Afro uzandı ve masanın üzerinde olan Afra'nın elini tuttu. Ellerini saran o uzun ince parmaklara baktı. Avuçlarından çıkan ateş Afra'nın bütün bedenini sarmıştı. Başını kaldırdı ve gözleri dolu dolu Afro'ya baktı.

Burnunu çekerek " Be-ben gerçekten çok üzüldüm. Bu kadar acı ve üzücü şeyler yaşadığını bilseydim hiç anlattırmazdım."

" Üzülmene gerek yok. Ben alıştım tüm bu acılarla yaşamaya yine de halime şükrediyorum inan. Hadi sil göz yaşlarını benim yüzümden üzülüp ağlamanı hiç istemem. Yazık değil mi o zeytin gözlerine."

Bir an sanki zaman durmuş gibiydi ortalık bir anda sessizleşmişti. Sanki yaprak bile hareket etmiyordu. Hareket eden tek şey Afro ve Afra'nın birbirlerine bakarken gözbebeklerinin titremesiydi.

Masaya gelen siparişlerle birlikte kendilerine gelerek ellerini ve gözlerini ayırmışlardı birbirlerinden. Afra lavoboya gidip elini yüzünü yıkayabilmek için müsade isteyip hemen kalkmıştı yerinden. Amacı yüzünü filan yıkamak değildi sadece kalbinin ramazan davulu gibi çalan sesini Afro'nun duymasından korktuğu için bir anda kalkmıştı masadan.

Tekrar masaya döndüğünde biraz daha iyi hissediyordu kendisini. Afro gayet sakindi ve dalgın dalgın camdan dışarısını seyrediyordu. Afra'nın geldiğini farkedince ona doğru dönmüştü.

Kuğunun ÖlümüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin