Bölüm 20

109 17 36
                                    

🌂Keyifli okumalar dilerim🌻

⛅desteklerinizi bekliyorum😉

***

"Hatırlıyorsun! İnanamıyorum. Ama bu bu resim" Afra zorlukla yutkunarak tekrar devam etti. " Bu resim benim."

"Evet sevgilim sensin. Hani o gece ne çizdiğimi merak edip bakmak istemiştin"

" Evet sende ilerde karşılaşırsak o zaman gösterebileceğini söylemiştin ama sonrada unutup hatırlamadığını söyledin."

Afra heyecandan göz bebeklerinin içine kadar titriyordu. Gözlerini yumduğu sırada inci tanesi gözyaşları resmin üzerine damlıyor beyazlar içinde bale yapan kızın üzerinde birer nazar boncuğu gibi duruyordu.

Şimdi dünyanın en mutlu insanı oydu daha başka ne isteyebilirdi ki sevdiği adam yanındaydı güven kelimesini onunla birlikte öğrenmişti birisine inanmak güvenmek o kadar basit şeyler değildi ama ona bu güveni verebilen tek insan Afro olmuştu.

"Artık bazı şeylerin zamanı geldi."

" Neyin zamanı sevgilim."

Afra ağlamaktan ıslanmış tel tel ayrılan uzun kirpiklerini ok misali Afro' ya doğru uzatarak bir cevap bekliyordu. Ağzından çıkacak kelimelere odaklanmıştı ki Afro söylemek istediği şeyden vazgeçer gibi yaparak " Şimdi değil ama az daha sabret sevgilim." demişti.

Afro bu sözleriyle ne demek istemişti. Söylediklerine hiç bir anlam veremeyen Afra fazlada üzerinde durmak istemedi. Çünkü bu yaşadığı anın büyüsünün bozulmasını istemiyordu. Mutluydu daha fazla kafasını karıştırmak gibi bir niyeti yoktu.

Afro Afra'nın gözlerinin dolu dolu olduğunu gördüğü sırada oda içindeki duygulara engel olamamıştı. Uzun ince parmaklarıyla Afra'nın gözlerindeki yaşı yavaşça silerek yüzünü avucunun içine aldı.

"Bu resmin seni bu kadar mutlu edeceğini bilseydim daha önce verirdim."

"Olsun sen beni hatırladın ya bu bana yeter."

"Ben ne kadar çok şanslı bir adammışım meğer bunu seni tanıyınca anladım sevgilim. Sensiz ben ben değilmişim aslında hiç gülmemiş, hiç mutlu olmamışım, hiç yaşamamışım sen karşıma çıkana kadar ve sen olmasaydın ben yine eski ben olarak kalacaktım.

Ve ben geri kalan hayatımda da seni hissederek yaşamak istiyorum. Kokunla uyanmak, yanımda olsan bile rüyalarımda gördüğüm kadın olmanı, varlığıyla beni gerçek bir adam yapacak olan kadınla birlikte olmak istiyorum.

Tabi eğer sende kabul edersen bu hayatı benimle yaşamak istersen en uzun kahkahalarımızı birlikte atmak, ne zaman başını yaslamak istediğin bir omza ihtiyaç duyarsan, kış günlerinde sıcak kahveni yapacak, üşüdüğünde sarıp seni ısıtacak, sevdiğin filmleri birlikte izleyecek, en saçma şeyleri hiç olmadık yerlerde yapacak, haksız olsan bile her zaman sana hak verecek, seni asla üzmeyecek ve kırmayacak birisini istersen ben hep senin yanında olmak istiyorum birtanem."

Afro cebinden çıkardığı süslü kırmızı bir kutuyu yavaşça açarak Afra'nın önünde diz çöktü ve "Şimdi sevgilim ben de hazırım seninle gelecek baharla diyorsan eğer benimle evlenir misin?" dedi büyük bir heyecanla.

Afra ne diyeceğini bilemez bir halde öylece Afro' ya bakakalmıştı. Böyle bir teklifi hiç beklemiyordu. Heyecandan elleri de titremeye başlamıştı. Konuşamıyordu bile ne diyeceğini bilemez bir vaziyette öylece Afro'nun göz bebeklerine bakıyordu. O gözler çok şey anlatıyordu aslında ama Afra şaşkınlıktan okumayı bırak kendi adını bile hatırlayamayacak bir vaziyetteydi.

"Ben seninle değil baharlara gelecek kara kışlara bile hazırım sevgilim." dedi ve Afro'nun ellerinden tutarak ayağa kaldırdı. Afro kutudan yüzük değil de siyah değerli taşlarla kaplı kuğulu bir kolye çıkarmıştı.

" Biraz değişik bir adamım biliyorsun sevgilim şimdi izin verirsen kolyeyi boynuna takabilir miyim?"

"Ben seni farklı bir adam olduğun için sevdim sevgilim o kutudan asıl yüzük çıksaydı şaşırırdım." demişti gülerek.

Afra zarif bir hareketle saçlarını at kuyruğu şeklinde toplayarak Afro'nun kolyeyi takmasını bekledi. Kolyenin soğuk dokunuşlarını boynunda hissettiğinde içi ürpermişti. Afro önce saçlarının kokusunu içine çekerek derin bir nefes aldı kolyeyi taktıktan sonra ise küçük bir öpücük kondurdu boynuna. İşte yine aynı şey oluyordu karnındaki kelebeklere bir kez daha merhaba diyerek bu histen hiç bıkmayacağını düşündü.

Hissettiği dudaklar yavaşça boynundan dudaklarına doğru örtülünce ise bütün düşüncelerini unutup anı yaşamaya bırakmıştı kendisini biliyordu ki her şey bir andan ibaretti Afra'da şimdi bu anın tadını çıkartmak istiyordu ve yaptığı tek şey kendisini Afro'nun kollarına bırakmak olmuştu.

Afro Afra' yı eve bıraktıktan sonra pencerenin dibinden gözden kaybolmasını beklemişti bir müddet o gittikten kısa bir süre sonrada da çantasından çıkardığı resmini saatlerce öptü, kokladı tekrardan maziyi hatırlayarak yaşadığını tekrar tekrar hissetmeye başlamıştı. Boynundaki siyah kuğuya baktı ne kadar da anlamlı bir kolyeydi bu böyle simsiyah ve pırıl pırıldı.

Peki ama Afro ne anlatmak istemişti. Yüzükle yapılan bir evlenme teklifindense kendisini anlatan bir kolye daha çok mutlu etmişti kendisini. Avucunun içine aldığı kolyeyi derin duygularla sıktı kalbinin taa içindeydi artık ne kalbi kırıktı artık ne de morali bozuktu kapalı kapılar ardında olan şeylerde, o karanlık odada merak ettiklerinin de canı cehennemeydi.

Ailesinden sonra sonsuz güvenebileceği bir insandı o geleceğini adayabileceği, onu öperek uyandıran, cadının kalesinden kurtaran, kapı kapı dolaşıp ayakkabısının tekini getiren, öptüğünde kurbağadan prense dönüşen bütün mutlu sonla biten masallarının prensiydi artık.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 14, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kuğunun ÖlümüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin