Taehyung'un kız kardeşi olduğunu öğrendiğimden bu yana ne kadar dakika, ne kadar saat geçmişti bilmiyorum. Şimdi bu kızı geri götürsem yerimi biliyor, söyler falan daha saklanacak yerim yoktu. Bırakmasam, yine geç bulurlardı ama bulunca onun da dediği gibi Taehyung canlı canlı derimi yüzerdi. Battığım bu bataklıktan nasıl çıkacaktım hiç bilmiyorum.
"Korkmaya başladın değil mi? Eh, ben de olsam korkardım yani. Sonuçta abimin bizi bulması taş çatlasın bir gün sürer. Bence sen gel, beni aldığın yere geri götür. Hey, sen beni dinlemiyor musun?! Öleceksin diyorum!"
Gözlerimi kapatıp ellerimle yüzümü sıvazlarken "Yeter!" diye bağırdım. Neden susmuyor yani, niye?!
"Beni bilmem ama sen biraz daha konuşursan hiç iyi şeyler olmayacak! Bir sus, motorun soğusun!"
"Ne bağırıyorsun?! Hem ne yapabilirsin ki bana?!"
Yandan bir şekilde sırıtıp bakışlarımı ondan tarafı çevirdim. Ayağa kalkıp üzerine doğru adımlarken değişen yüz ifadesini inceliyordum.
"Hiç mi korkmuyorsun benden?"
Hızla ayağa kalkıp geriye doğru adımlarken ellerini önüne siper etmişti. Mesajı gayet net bir şekilde almış gibi bir hâli vardı.
"Ne yapıyorsun?! Bana dokunamazsın! Mahvederim seni!"
Yüzümdeki sırıtışı silmeden üzerine doğru gitmeye devam ettim. Başımı 'Evet, kesin öyle yaparsın.' anlamında aşağı yukarı sallayıp gideceği yere kadar takip ettim onu.
"Yaklaşmasana!"
Sırtı duvarla buluştuğunda kaçacak yeri kalmamıştı. Dibine kadar girip endişeli yüz ifadesinde gezdirdim gözlerimi. Ahh, hadi ama tabi ki de bir şey yapmayacağım. Sadece yüzündeki ifade hoşuma gidiyordu.
"H-hey. Bana bir şey yapmayacaksın değil mi?"
Başımı iki yana sallayıp tuttuğum kahkahamı salarken yanından ayrılmıştım. Nasıl da hemen fesata bağlıyordu.
"Sana dokunmam için salak olmam lazım."
Alaycı bir şekilde söylenirken benim aksime ciddi bir şekilde bana bakıyordu. Ne var yani? Ben anladığı anlamda söylemediğim hâlde o başka anladıysa ne yapabilirim?
"Aşağılık herifin tekisin!"
"Evet öyleyim. Diyeceğini bildiğim hakaretlere başlama yine."
"Beni bırakana kadar susmayacağım!"
"Peki, sen bilirsin madem."
Oturduğum yerden kalkıp malzeme dolabından aldığım ipi şöminenin biraz uzağına koyduğum sandalyenin yanına bıraktım. Beni buna zorlayan kendisiydi. Onu fazlaca uyarmıştım. Artık sabrım kalmamıştı.
Yanına gidip kolundan tutarak kaldırdığımda bana engel olmaya çalışmıştı. Fazla bir güce sahip olmadığından girişimleri başarısız oluyordu.
"Hey, ne yapıyorsun?! Bırak! Dokunma bana!"
Sandalyeye oturttuğum bedenini bir türlü sabitleyemediğimden bacakları üzerine oturup hareket etmesini engellemiştim. Kollarını geriye doğru uzatıp fazla kalın olmayan iple bağlarken omzumda hissettiğim sızı yüzümü buruşturmama neden olmuştu. Psikopat omzumu ısırıyordu. Biraz daha sıkarsa etim dişleri arasında kalacaktı.
"Koptu koptu, bırak!"
Hiç aldırış etmeyip sıkmaya devam ederken ellerini bağladığım ipi sıkıp canının yanmasını sağlamıştım. Eğer canı acırsa bağırır, ısırmayı bırakırdı. Öyle de olmuştu. Omzumu bıraktığı gibi geri çekilirken elim omzumu bulmuştu. Pitbull bile bundan daha iyiydi!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nuisance ᴶᴶᴷ
FanfictionKim Taehyung, borcum olan bir tefeciydi. Ve ben Jeon Jungkook, bilerek olmasa da kız kardeşini kaçıran bir aptaldım... 13/08/2017 13/10/2017