2.0.Final

6.1K 613 195
                                    

(Düğün günü)

Saatlerdir bir odada Taehyung'un gönderdiği görevlilere baş başaydım. Biri saçımla uğraşıyor, diğeri istemediğim hâlde makyaj yapmaya çalışıyor.. cidden patlamak üzereydim!

"Yeter! Bırakın beni!"

Oturduğum sandalyeden bir anda kalkıp derin bir nefes aldım. Alışık değilim bu kadar ilgiye!

Odaya bir anda beyazlar içinde Chun hee girince afallamıştım. O an zaman durmuş gibiydi. Çok güzel olmuştu..

"Jungkook git! Hemen git burdan! Abim her şeyi öğrenmiş! Hadi git! Acele et!"

Ne olduğunu anlayamadan kolumdan ittirdiğinde elinden tutup durdurdum onu.

"Öğrenmiş derken? Nasıl?"

"Bilmiyorum ama git Jungkook! Lütfen git! Abim seni bulmadan git lütfen!"

Derin bir nefes alıp kapıya doğru ilerledim. Tam kapıdan çıkacakken alnımın hizasına gelen silahın namlusuyla duraksadım.

"Geç içeri."

Taehyung'un otoriter çıkan sesiyle vücudum titremişti. Geri geri gidip odaya geri girmiştim. Taehyung diğer çalışanları çıkarmış, odada sadece üçümüzü bırakmıştı.

"Demek hamilesin hah?"

Bakışlarını Chun hee'ye çevirip sert bir şekilde bakmaya başlamıştı. Nasıl öğrendi ki? Hem de düğün günü?!

"Bu düğün olmayacak. Ve sen -bakışlarını bana çevirmişti- buradan sağ çıkamayacaksın."

Bunun kesin olduğunu biliyordum. Eninde sonunda Taehyung bunu öğrenip beni öldürecekti zaten. O yüzden pek sıkıntı etmiyordum ama Chun hee'nin ağlaması canımı sıkıyordu işte.

"Chun hee buraya gel!"

"İstemiyorum!"

"Gel dedim!"

Nefesimi dışarı verip arkamda kalan Chun hee'ye döndüm. Akıttığı her bir göz yaşı içimi yakıp kavuruyordu. Elimi kaldırıp yanağına götürerek akan yaşını sildim. Ardından gülümsedim.

"Eninde sonunda böyle olacağını ikimiz de biliyorduk Chun hee. Benim için üzülme, git hadi."

Başını hızlı bir şekilde iki yana sallarken titreyen elleriyle sıkıca tutmuştu elimi.

"Gitmeyeceğim Jungkook.. gidemem."

Bakışlarını Taehyung'a çevirip önüme geçerek Taehyung'a karşı durmuştu.

"Eğer gerçekten onu öldüreceksen beni de öldür abi. Çünkü o ölürse ben yaşayamam."

Gözlerimi ona çevirip yutkundum. Yüzümde yerli yersiz bir tebessüm oluşmuştu. Benim için yaptıkları ona karşı olan hislerimi daha da güçlendiriyordu.

Taehyung'un bakışları ikimiz arasında gidip gelirken Chun hee biraz daha yaklaşıp silahın namlusundan tutup kalbinin üzerine sabitlemişti.

"Vuracaksan ilk beni vur."

Taehyung'un kasılan çenesini görmemek elde değildi. Kardeşini vuramayacağını tabi ki de biliyordum.

"Çok mu seviyorsun onu?"

Taehyung bakışlarını Chun hee'ye sabitleyip cevap beklermiş gibi bakınmaya başlamıştı. Chun hee cevap vermek yerine başını aşağı yukarı sallayıp onaylamıştı onu. Aldığı cevabın ardından bakışları bana dönen Taehyung "Ya sen?" diye sormuştu.

Sorusu üzerine bakışlarımı Chun hee'ye çevirdim. Hâlâ silahın ucu kalbinin üzerindeydi.

"Evet, hem de çok."

Taehyung bakışlarını yere indirdikten sonra silahını da indirmişti. Ardından bir şey söylemeden kapıya doğru ilerlemiş tam çıkacağı sıra durmuştu.

"Birazdan tören başlayacak. Hazır olun."

Odadan çıktığında Chun hee'yle şaşkınca birbirimize döndük. Taehyung evlenmemize karşı değildi! Evlenmeyi geçtim, beni öldürmemişti bile!

"Jungkook?"

Gözleri yaşlı ama gülümseyerek bana dönen Chun hee'nin belinden hızlı bir şekilde tutup bedenini kendime çektim. Kollarımı sıkıca bedenine doladıktan sonra kollrından tutup geri çekmiştim onu. Ardından günlerdir yapmak istediğim şeyi yapmış, dudaklarımı dudaklarıyla buluşturmuştum.

Bugün kesinlikle en mutlu günümdü.

Gülümseyerek ayrıldığımızda bir kez daha sıkıca sarılmıştım ona. Bu kadar ayrılık fazlaydı.

"Gidelim mi?"

Geri çekilip gülümseyerek başıyla onaylamıştı. Gözyaşları yüzünden akan makyajını mendille temizledikten sonra beraber kol kola odadan çıkmıştık..

••

Düğünün ortalarında Taehyung, Chun hee'nin yanına gelip eline bir anahtar tutuşturup 'Düğün bittikten sonra kapının önündeki siyah BMW'ye binin.' deyip yanımızdan ayrılmıştı. Biz de dediğini yapıp düğün bittikten sonra büyük salondan çıkmış siyah BMW'ye binmiştik.

Nereye götürüldüğümüz hakkında en ufak bir fikrimiz dahi yoktu. Nerden bilelim Taehyung'un bize hediye ettiği villaya gittiğimizi? İkimiz de oldukça şaşkındık. Ev eşyalıydı. Tepeden, aşağı..

Evi gezerken kapısında süsler ve renkli yapıştırmalarla kaplı olan oda kapısının önünde durduk. Chun hee'yle bakıştıktan sonra elimi kapı koluna götürüp yavaşça indirerek açılmasını sağlamıştım.

İlk olarak küçük bir bebek beşiğinin yanındaki sandalyede oturmuş elindeki küçük arabayla bakışan Taehyung çarpmıştı gözüme. Ayrıca bu oda.. oyuncaklarla kaynıyordu..

"Ah, geldiniz demek?"

Ayağa kalkıp elindeki oyuncağı masanın üzerine bırakıp bizden tarafı dönmüştü.

"Siz iki akıllı beni daha ne kadar kandıracaktınız? Neyse ki Baek dayanamayıp gerçekleri söyledi. Ama yine de değişen bir şey olmadı, evlendiniz..."

Bak sen? Demek bizi ele Baek verdi hah?

"Ortada olmayan bir çocuğu şu odanın halinden de ne kadar sahiplendiğimi anlamışsınızdır umarım?"

Sözü üzerine odaya bir kez daha göz attım. Gerçekten azla özenilmiş.. Ayrıca, ne demeye getiriyordu?

"Ben dayı olmak istiyorum. Bilmem anlatabildim mi? Emeklerim boşa gitmesin bari."

Chun hee'yle aynı anda birbirimize döndüğümüzde gülmemek için zor tutmuştum kendimi. Anlaşılan Taehyung'un çocuklara karşı bir zaafı vardı. Bunu cidden bu odanın hâlinden anlayabilirdiniz.

"Şimdi gidiyorum ve.. bir daha bana yalan konuşmayın. Anladınız mı?"

Sonlara doğru ciddileşen sesiyle Onaylamak adına başımızı sallamıştık. Taehyung gitmeden Chun hee'yle sıkıca sarılmıştı. Ardından Taehyung odadan çıkmıştıtı. Saniyelerin ardından da dış kapı sesi gelmişti.

"Düşündüm de Taehyung çok haklı. Değil mi?"

Chun hee'ye döndüğümde tuhaf bir şekilde bana baktığını gördüm. Sırıtıp ona doğru ilerlerken "Hani şu bebek işi.." diye açıkladım.

"Saçmalama Jungkook!"

"Niye saçmalayayım ki? Karım değil misin artık? Hem baksana Taehyung dayı olmak istiyor. E ben de olmayan bir çocuğa babalık yapmaktan sıkıldım. Gerçek bir baba olmak istiyorum. Üstelik ikiye birsin kaybettin anlayacağın."

Gözlerini büyütmüş bana bakarken fırsattan istifade gülerek dudaklarına yaklaştım. Öpeceğimi sanarak gözlerini kapatmıştı. Yakın duran yüzünü inceledikten sonra uzanıp alına uzunca bir öpücük bırakmıştım...

Nuisance ᴶᴶᴷHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin