0.6

6.8K 669 144
                                    

Gecenin bilmediğim bir saati..

Hani o uykunun en güzel anları vardır, gerçeklerden uzak istediğinizi yaptığınız bir rüya alemi, mutlu olduğunuz rahatlatıcı anlar.. Hah, işte o anlardan birindeydim ama ölüyü bile diriltecek garip ağlama sesi odama kadar gelmeyi başarıp beni o güzel uykumdan etmişti.

Başta etkilendiğimden rüya gördüğümü sanmıştım ama gözlerimi araladığımda ağlama sesleri hâlâ geldiğinden bunun rüya değil de kâbus olduğuna kanaat getirmiştim. Başka bir açıklaması olamazdı.

Yatağımdan doğrulup sersem bir şekilde odamın çıkışına ilerledim. Ne olmuştu gecenin bu vaktinde? Kaldığı odaya girip yatakta oturur bir şekilde gözüken silüetine ilerlemeden ışığı açmıştım. Böyle berbat nasıl ağlayabiliyordu?

"Sorun ne gecenin bu vaktinde? İsyan edermiş gibi neden ağlıyorsun?"

Yatağında toplanmış elleri yüzünde öylece ağlıyor, cevap vermiyordu. Cidden korkmaya başlıyordum artık. Ağlaması içimdeki bir şeyleri titretiyordu.

Yatağın kenarına oturup elimi yorganın altında olan bacağının üzerine koydum. Tam konuşup tekrardan sorunun ne olduğunu soracaktım fakat bir anda ellerini yüzünden çekip boynuma doladığı kolları yüzünden afallamış, sessiz kalmıştım.

Bana böyle sarıldığına göre onu gerçekten üzen bir şey olmalıydı. Tereddütle kollarımı kaldırıp sırtına koyarken derin bir nefes alıp sırtını sıvazladım.

"Ağlama ve sorun neyse onu söyle."

"Annem.. annem ölüyordu. Ben.. hiçbir şey yapamadım. Çok kötüydü.."

"Tamam, geçti. Senin de dediğin gibi sadece kötü bir rüyaydı. Annen iyi sakinleş.."

"Benim annem yaşamıyor Jungkook. Gözlerimin önünde ölmüştü. Aynı şeyleri bir daha yaşamış gibiyim."

"Ah, bilmiyordum. Ben.. üzgünüm."

Cevap vermeyip boğuk çıkan sesiyle ağlamaya devam etmişti. Omuzlarından tutup onu bedenimden uzaklaştırdım. Gözlerimi hafiften kızarmış yüzünde gezdirirken onun bakışları kucağındaki ellerindeydi.

"Topla kendini. Ağlamakla bir yere varamazsın. Şimdi yat uyu ve gördüğün rüyayı her ne kadar zor olsa da hafızandan sil.."

Ellerimi uzatıp yanaklarını sildikten sonra yataktan kalkmıştım fakat soğuk elleri elimi kavramıştı. Bakışlarım ona döndüğünde o da başını kaldırıp benden tarafı çevirmişti. Söyleyeceği şey için tereddüt ediyor gibiydi.

"Gitme. Kal bu gece, hm?"

Teklifi ciddi anlamda şaşırmama neden olmuştu. Onunla kalmamı istiyordu. Açıkçası onunla aynı fikirde değildim fakat şu an kötü hissettiği için kabul edecektim.

"Peki."

"Teşekkür ederim."

"Önemli değil."

Odanın çıkışına ilerleyip kapıyı kapattıktan sonra ışığı da kapatıp yatağa doğru ilerlemiştim. Yatağın boş tarafına doğru kaymış benim için yer açmıştı.

Sırt üstü yatıp bir kolumu başımın altına koydum. Biriyle aynı yatakta ilk kez yatmıyordum. Alışıktım fakat şu an kendimi nedensizce gergin hissetmiştim. Gerginliğimi üzerimden atmam gerekiyordu, yoksa uyuyamazdım.

"Ağlayış tarzını değişsen iyi olur."

Söylediğime karşılık ilk sessiz kalmış, ardından başını benden tarafı çevirip sorar bir şekilde "Anlamadım?" demişti.

"Sen ağlayınca olur olmaz korkuyorum."

"Başka türlü nasıl ağlayacağım?"

"Daha sessiz mesela."

"Ben öyle bağırarak ağlayınca rahatlıyorum."

Yüzümü buruşturup ben de başımı ondan tarafı çevirdim. Karanlıktan dolayı silüet gibi gözüken yüzüne baktım. Yüz ifadesini merak ediyordum.

"Seninki abartı. Biri duysa ağladığını değil de kaçırıldığından bağırdığını sanar."

"Zaten kaçırılmışım yanlış anlaşılmaz."

Eğlenir gibi çıkan sesine karşılık gülümserken gözlerimi devirdim. Bunu kabul etmiyordum.

"Hayır, kaçırılmadın. Benimle gelen sendin."

"Arabam yüzünden geldim başka gelmezdim."

"Sonuç olarak gelen sendin. Ayrıca, ne kıymetliymiş senin araban öyle?"

"Yeniydi işte, onun heyecanı vardı.. sayende kursağımda kaldı!"

Sonlara doğru sesini yükseltince gülmeden edememiştim. Ne yapayım yani? Benim de ihtiyacım vardı. Ayrıca dediğim gibi, Taehyung'un kardeşi olduğunu bilsem buna kalkışmazdım bile.

"Abin bizi bulduktan sonra kullanırsın."

"Bu gidişle bulamayacak gibi."

"Nerde o günler? Taehyung bu. Yarın değilse ertesi gün.."

"Evet, abimin her yerde gözü var. Ha demeden eliyle koymuş gibi bulma gücüne sahip. Fakat bu kez öyle olmayacak gibi."

"Bilmiyorum artık. Neyse uyu artık. Ölüme çare yok."

"Evet, üzülüyorum senin adına. İyi geceler."

Cevap vermeyip rahatsız olmaması adına çekilebildiğimce kenara çekilip sırtımı dönmüştüm ona. Onu bilmiyordum fakat fazlaca dağınık yatan biriydim. Umuyordum ki sabaha istemediğimiz bir pozisyonda uyanmazdık.

Her neyse, öyle olsa bile kalmamı o istemişti değil mi? Sorun yoktu.

••

Şu kış ayında dışarısı karla kaplıyken bile sıcaktan daraldığımı hissetmiştim. Boğazıma değen sıcak nefes sayesinde gözlerimi aralamıştım. Üstelik üzerimde bir ağırlık vardı. Üzerimde?

Başımı geri çekip gözlerimi aşağı çevirdiğimde Chun hee'nin başını sağ omzumun üzerine gördüm. Bedeni tamamen bedenimin üzerinde uzanıyordu. Yatakları karıştırmıştı sanırım. Fakat bir sorun vardı ki ben yatak değildim. Üzerime çıkmayı nasıl başarmıştı o öyle? Onu geçtim benim elim neden onun kazağının altında çıplak sırtını tutuyordu?

Kıpırdanıp göğsüme biraz daha sokulurken kaşlarımı çattım. Yerinde gayet rahat görünüyordu. Bu hali nedensizce gülmeme neden olmuştu. Şu hâlde olduğumuzu görünce nasıl bir yüz ifadesine bürünürdü kim bilir.

Nefesi artık dayanılmaz bir hissi bedenime yayarken rahatsızca kıpırdandım. Bedenim kaç saattir altında ezilmişti bilmiyorum fakat sırtımın ağrıdığını hissediyordum.

Sırtında olan elimi kazağının içinden çıkardıktan sonra belinden sarmıştım. Onu yatağa bırakıp kalkmam gerekiyordu.

Diğer kolumun da yardımıyla yatakta dönüp yerlerimizi değiştirdiğimde sırtı yatakla buluşmuştu. Sol kolumu yatağa bastırırken sırtı altında kalan kolumu yavaşça kendime doğru çektim. Bedenim havalandığında dikkatimi çeken yüzü duraksamama neden olmuştu.

Dağılan saçlarının birkaç tutamı yüzüne gelmişti. Kirpikleri tek çizgi halindeydi ve arada titriyordu. Böyle yakından bakıyordum da.. güzeldi aslında. Taehyung'a benziyordu fakat fazla bir benzerliği yoktu.

Elimi kaldırıp yüzündeki saçları çektikten sonra küçük bir tebessüm ettim. Ardından yataktan kalkıp arkamı dönerek odanın çıkışına doğru ilerledim. Bugün bir şey yapıp merkeze inmeliydim. Yiyeceğimiz azalmıştı. Azalmayı geçtim bitmişti hatta.

Araba çalışacak mıydı hiç bilmiyorum. Bir çaresine bakacaktık artık. Şimdilik vücut ısımı korusam iyi olacaktı. Buz tutmadan şömineyi yakmalıydım..

Nuisance ᴶᴶᴷHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin