Nefes almak için bir sebebe ihtiyaç duymak.
Düşünme kabiliyeti olmayan herhangi başka bir yaşam formuna dönüşmek.
Uzun süreli acı çekmektense tüm acıyı tek seferde yüksek doz olarak almak ve dayanabileceği sınırı aşıp bitiş noktasına ulaşmak.
Lisa karşısındaki kızın saniyeler önce ismini heceleyen hemen ardından sımsıkı kenetlenen dudaklarına başka kelimeler de duyabilmek umudu ile sabırla bakarken , Jennie nin iç dünyası var olduğu 17 yılın en büyük savaşını veriyordu. Yaşamak için bir sebep arıyordu ama kalbi bu arayışı kaldıramayacakmış gibi hızlı atıyor , gözlerinin kararmasına ve her an yere düşecekmiş gibi kağıttan hissetmesine sebep oluyordu. Düştüğü duygu karmaşası öyle fark edilir bir hal almıştı ki Lisa bulunduğu yerden onun yaydığı kötü enerjiyi hissediyordu.
"Jennie iyi misin? Bir şeyler söylemeyecek misin ?"
Lisa dümdüz Jennie ye bakıp vereceği en ufak tepkiyi yakalamaya çalıştı. Ancak Jennie 18. yüzyıla ait bir heykelmiş gibi kusursuz ve donuktu. Lisa onun bir çeşit sinir krizine girdiğinden şüpheleniyor ne tarz bir müdahele etmesi gerektiğine karar vermeye çalışıyordu. Kendini gerçekleşmesi muhtemel iki ihtimale hazırlamıştı; Jennie'nin ani bir atakla içindeki sıkıntıyı bağırarak atmasına ,etrafına saldırmasına ve eşyaları kırıp dökmesine ya da güçsüzlüğü kabul edip teslim olmasına ve havaya bırakılan tüy tanesi gibi süzülerek zeminle buluşmasına - Lisa ya göre ikinci seçenek daha olası görünüyordu-.
Lisa beklemeye devam ettiği sürede Jennie nin daha kötüye gitmesinden korkuyordu . Bu yüzden her iki olası sonuca da hazırlanıp Jennie ye yaklaştı. Tepkisizliğini koruyan kızı kolundan nazikçe tuttu. Kızı dokunduğunda mağazalardaki vitrin mankenlerinden birini tutuyor gibi hissediyordu ama en azından Jennie kendisine karşı koymuyordu. Onu hafifçe sürükleyerek koltuğa oturttu.
Lisa yanındaki kıza en iyi şekilde yardım edebilmek için sakin kalmaya çalıştı. İlk olarak Jennie nin bileklerine sürebilmek için hoş kokulu losyonlardan birine bakındı, etrafta göremeyince banyoya bakmayı düşündü ama Jennie yi şuan yalnız bırakamayacağı için bu fikirden vaz geçti.
Alternatif bir çözüm ararken doğru olup olmadığından emin değildi ama içinden bir ses Jennie 'nin kullandığı parfüm kokusundan hoşlanacağını söylüyordu. Sesi dinleyerek parfümü yanındaki kızın soğuk bileklerine sıktı ve nazikçe ovalamaya başladı. Bir kaç dakika sonra masajın etkisi ile ellerin yumuşayıp normal ısısına döndüğünü gördü.
Lisa sağ elini bileğinden çekip yavaşça Jennie'nin başına götürdü. Oldukça hafif bir dokunuş ile başını kendi omzuna yaslanacak pozisyona ittirdi.
Sol elinin parmaklarını Jennie nın parmakları ile kenetledi, boşta kalan sağ eli ile onun saçlarını şefkatle okşamaya başladı. Yumuşak bir tempo ile okşamaya devam ederken, Jennie ile çocukken çok sevdikleri bir tekerlemeyi -onu sakinleştirmesini umarak- söylemeye başladı.
*Yıldızların arasında ,ayda yaşar küçük tavşan
*Nehirdeki kurbağa ile oyun oynar her bir akşam
Şarkı ayda tek başına yaşayan bir tavşan ile nehirdeki meraklı kurbağanın samimi arkadaşlığı hakkındaydı.
*Her gece soru sorar nehirdeki dostuna
*Cevap verir küçük kurbağa hiç bıkmadan tavşana
Tavşanın kurbağaya sordukları bilmeceler sayesinde ikisi de eğleniyorlardı.
*Her gece buluşurlar kurbağa ile küçük tavşan
*Birbirini çok severler onlar küsmez hiçbir zaman
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret || Jenlisa
FanfictionBir bilmecem var Jennie.Duymak ister misin? Rüzgara karşı terleyebilir misin Yıldızlı bir gecede ıslanabilir misin Eğer sana ayakkabımı ödünç versem Benim izlerime basmadan yürüyebilir misin? **** En güçlü ruhlar , en büyük acılara sahip ol...