GİZEMLİ

BÖLÜM 5: SANA SÖYLENENLERE İNANMA

BÖLÜM-5

Bu sefer mesajı görünce şaşkına dönen kişi Ali olmuştu. Mesajı görmenin şokuyla ani bir fren yaptı ve arabayı kenara çekerek düşünmeye başladı. Azra bunu nasıl öğrenmişti? Nasıl öğrendin diye sorarsa Azra kesinlikle bu soruya cevap vermezdi oda bunu iyi biliyordu ama yine de şansını denedi.

'Nasıl öğrendin?'

-'Eee hep sen mi hafiyelik taslayacaksın.. benden hiçbir şey kaçmayacağını öğrenemedin mi? Birde seni iyi tanıyorum dersin. Nasıl öğrendiğimi boşver de soruma cevap ver neden her geldiğimde kalkıp gidiyorsun?'

-'İşim var o yüzden kalktım.'

-'Bu dördüncü kez yaşanan bir durum.. beni görünce kalktığın ortada ne gerek var buna?'

-'Ne gerek mi var? Seni görmek bana iyi gelmiyor, sen arkadaşlarınla gülüp eğlenirken düşünüyorum 'acaba bir gün bana da böyle güler mi?' diye. Sonra bunun imkansız olduğu aklıma geliyor ve kalkıp gidiyorum.'

Mesajı okuyunca kalbinin acıdığını hissetti Azra. Gerçekten böyle mi düşünüyordu da kalkıp gidiyordu diye düşündü.. ne kadar yalan konuştuğunu düşünsede yine de ona inanmak istiyordu.

-'Sen sürekli böyle kalkıp gideceksen bir daha Acapella'ya gelmem.'

-'Ben senden böyle bir şey istemedim, istemem de. Hatta hep Acapella'ya git hiç yoktan bildiğimiz bir yer nerede olduğunu bildiğimden içim rahat oluyor Güzelim.'

-'O zaman bir daha kalkıp gitmeyeceksin.'

-'Buna söz veremem.'

-'Ya ne oldu da kalkıp gidiyorsun, daha önce gayet oturabiliyorduk aynı mekanda.. sonuçta aramızda bir şey yaşanmadı kalkıp gitmeni gerektirecek bir durum yok yani.'

-'Senin bana arkadaşlarına güldüğün gibi gülmeyeceğini bilmek kalkıp gitmem için yeterli bir neden bence o yüzden tartışmayalım.'

Azra aynı mesajı tekrar görünce daha da canı acıdı ve onu üzmek isteyip istemediğini bilmiyordu o yüzden cevap vermemeyi seçti.

'Ne oldu neden cevap vermiyorsun?' diye sordu Ahsen.

-'Gerek yok soracağımı sordum zaten kanka ya uzatmanın anlamı yok bence.'

'Peki sen bilirsin canım'

Kızlar saatin nasıl geçtiğini anlamamışlardı. Neredeyse cafe kapanacaktı. Kalkıp eve gittiler. Eve girdikleri sırada Azra'ya bir mesaj daha geldi.

'Eve girdiğine göre artık cevap verirsin herhalde?'

Nasıl oluyorda her şeyi dakikasında öğrenebiliyordu bu çocuk Azra'nın aklı almıyordu. Azra cevap vermek istiyordu ama önce kızlara danışıp fikir alması gerekiyordu çünkü yanlış bir şey yapmak istemiyordu. Bunun içinde eve gelmeyi beklemişti.

-'Kızlar ben ne yapıcam? Cevap vermek istiyorum ama ya oyunsa, ya her şey yalansa diye düşünmeden duramıyorum.'

'Ben böyle duygulu düşünen bir insanın seninle oynayacağını düşünmüyorum ya bi insan oyun oynamak uğruna tam dört kez seni görünce arkadaşlarını da alıp mekandan kalkıp gider mi ya? Hani o düşünmüyor tamam ama arkadaşları da mı demiyor 'abi yeter daha kaç kez kalkıp gidicez oyun uğruna' diye? Mantıklı düşün.' dedi Ahsen.

-'Peki ne yapayım ortada bu kadar gizem, bu kadar büyük sırlar ve koca bir fake hesap varken nasıl konuşayım onunla. Baksana kim olduğunu bildiğimi söylediğim halde 'Evet ben Aliyim' demiyor hala çocuk.'