Ali kapıyı tekrar açtı ve eliyle Arda'ya geç işareti yaptı.
Arda salona geçip oturduğunda ortamda garip bir sessizlik vardı.
Sessizliği bozan kişi Ali olmuştu.
'Evet seni dinliyorum.'
'Bu anlattıklarımdan sonra belki bana çok kızacaksın ama lutfen anla beni kardeşim.'
'Sen önce bi dökül de nasıl tepki vereceğime ben karar vereyim di mi?'
'Nerden nasıl başlasam bilemiyorum.. her şey.. her şey ama her şey.. babam yüzünden.'
'Anlamadim babanla ne ilgisi var?'
'Babam sürekli beni seninle kıyaslıyor.. bi hata yapsam bir işte başarısız olsam.. Ali olsa böyle mi yapardı diyor bana. Daha bacak kadar çocuktum bisikletten düştüğümde gelip beni kaldırmak yerine Ali iki tekerlekli bisikleti sürerken sen daha dört tekerlekli bisikleti sürmeyi beceremiyorsun dedi bana.'
'Ne yani bu yüzden miydi bu yaptığın tüm serefsizlikler.. Oğlum benimle ya da babanla olan sorununu neden başkalarına iftira atarak çözmeye çalışıyorsun lan!?'
'Anlayamazsin Ali. Senin başına gelmediği için anlayamazsın.. bi oğlan çocuğunun babasının onu sevmemesinin ne demek olduğunu anlayamazsın! Sen üniversiteyi bitirdiğinde beni açıktan lise okumam için nasıl zorladığını bilemezsin!'
'Bunu kime söylediğine dikkat et istersen Arda. Benim babam bir kere bile bana oğlum demedi lan! Sen neyden bahsediyorsun!?'
Arda duydukları karşısında şaşkınlıkla Ali'ye baktı.
'Nasil yani!? Ama siz.. benim bu hayatta gördüğüm en iyi baba-oğuldunuz.'
'Onlarin hepsi göstermelik lan. Babam dışarda insanların yanında mükemmel bir baba gibi görünmeyi o kadar iyi becerirki! Ama yanımızda kimse yokken.. beni sadece içki almaya göndereceği bir kukla olarak görür. Baksana sen beni merak edip onunla konuştuğunda telaşlanıp acaba bu oğlanın başına bir şey mi geldi diye aramamiş bile bir kere.'
'Neden bunca zaman bana bunları anlatmadın!?' diye sordu Arda.
'Sen anlatabildin mi sanki?' diye cevap verdi Ali.
Haklıydı..
İnsanın bazen en yakınına bile anlatamayacağı yaraları olabiliyordu.
Ali'nin de Arda'nın da kalplerinde koca bir 'baba' yarası vardı.. ama yıllardır bunu bilmeden yaşadılar.
'Özür dilerim kardeşim.. bütün yaptıklarım için. Biliyorsun zaten ben başta aranizi yapmaya çalıştım ama Azra ile konuştukça onunla farklı karakterler olduğunuzu gördükçe olmayacağınızı düşündüm ve hırsıma, öfkeme ve nefretime yenik düşerek iftira attım.'
'Üzgünüm Arda. Bana açıklama yapmak için çok geç kaldın. Bundan sonra sana güvenebileceğimi hiç sanmıyorum. Bana yaptıklarını sineye çekebilirim.. ama sevdiklerime yaptıklarını asla!'
'Kardeşim anla beni.. senin suçun yoktu biliyorum ama ben senin canını yakmak istedim..hata yaptım.. canını en çok sevdiğin insanlara zarar vererek yakabileceğimi biliyordum.. Selin'ede Azra'ya da bu yüzden iftira attım.'
'Yeter bu kadar Arda! Ben Selin'e senin iftiraların yüzünden orospu damgası vurdum lan.. Az kalsın Azra'ya da aynısını yapacaktım. Bu zamana kadar seni hayatimdan çıkartamayacağımı düşünüyordum babani ve babamı karşıma alamayacağımdan dolayı.. ama artık her şeyi göze alıyorum. Ne senin baban ne de benim babam yaptığım bu fedakarlığa değmezler. Siktir ol git şimdi hayatımdan..'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZEMLİ
Teen FictionHani derler ya 'ne zaman, nerede, kime, nasıl aşık olacağını bilemezsin.. bir an gelir hiç tahmin etmediğin birine aşık olursun.' Azra hiç sevgilisi olmamasına rağmen aslında biliyordu nasıl birini istediğini nasıl birinin onu huzurlu ve güvende his...