✨ 26. BÖLÜM ✨

32K 2.3K 272
                                    

Hayırlı geceler herkese. Belki bir çoğunuz uyuyordur ama ben bölümü yetiştirmek için hasta da olsam uyanıp sizler için yazdım. İnşaAllah beğenerek okursunuz.

İki gündür oynadığımız oyunu da sonlandırıyorum. Nedenini bölüm sonunda okuyabilirsiniz.

Sizleri bölümle başbaşa bırakıyorum.

İnşaAllah beğenerek okursunuz.

💜💙💜💙💜

KEYİFLİ OKUMALAR

💜💙💜💙💜

Öyle bir acı yaşıyordu ki
gözyaşları bile o acının yanında mutlu kalıyordu.

_YabanCicegi_

♡♥♡

Bedirhan'a gelince...
O sevdiği ilk adamdı.
Kalbini hem güldüren hem ağlatandı.

_YabanCicegi_

🌼🍃🌼🍃🌼

Bekliyiş...

Bekleyiş hiç bu kadar uzun sürmemişti.

Her yelkovan akrebi kovalarken, saat hızla ilerlerken, güneş kendini yavaşça geri çekerken, ameliyat kapısı bir türlü açılmıyordu.

Bu oğlu için çok önemli bir ameliyattı. Oğlu ilk defa ameliyat için heveslenmişti. Bunda Ebrar'ın payının olduğunu bilse de mantığı bu bilgisini anında köreltiyor, o bağırma anını aklına getiriyordu. Sıkıntıyla nefesini verirken yüzüne doğru uzatılan karton bardağı gördü. Başını hafifçe kaldırıp uzatan kişiye baktı. Ebrar'dan başkası değildi. Onca söylediğine rağmen hâlâ böyle davranması karşısında şaşırsa da bunu onun yüzsüzlüğüne bağladı. Hangi kadın kendisine edilen onca hakarete karşın yine böyle davranırdı ki?

Düşünceleri eşliğinde uzatılan bardağa indirdi yeniden bakışlarını. "İstemiyorum," dedi kısaca ve bakışlarını yeniden ameliyathanenin kapalı kapısına çevirdi. Bir ameliyat bu kadar uzun sürebilir miydi ki?

Saat birde ameliyata giren oğlu, saat yedi olmuşken hâlâ çıkmamıştı. Her geçen saatle sıkıntısı ve korkusu gerilmesine neden oluyordu.

"Sakinleş lütfen... Bir şey olmayacak," diyen Ebrar, sevdiği adama doğru uzattı çayını yeniden. Onun böyle yıkılmış gibi olmasına dayanamamıştı. Kalbi fazlasıyla kırgın olsa da o sevdiği adamda. Hâlâ kalbinin kuytu köşesinde onu affetmek isteyen yanı vardı. Onun kendisinin onu sevdiği kadar sevmese de küçükte olsa bir şeyler hissettiğini düşünüyordu. Hissetmeseydi kendisine nişanlanana kadar öyle güzel davranmazdı. Tam bir âşık gibiydi. Evet belki öyle aşkımlı cicimli hiç konuşmamışlardı bu zamana kadar ama aralarındaki iletişimin güzelliği farklıydı. Ta ki yüzükleri takılana kadar. O zaman da adamın üstüne gitmemiş, üzüntüsünü kendi içinde yaşamayı tercih etmişti. Yaşadığı üzüntülerin üstüne dün olanlarda tuz biber olunca dayanamamış, yıkılmıştı. İçindeki tüm sıkıntıları ağlayarak dışarıya atmış, rahatlamıştı. Belki de bu yüzdendi şu an ki davranışlarının sebebi; bilemiyordu.

"Sana istemiyorum dedim Ebrar!"

Ebrar sinirle söylenen cümleden sonra, "Peki," diyerek bardağı geri çekip Remziye Sultan'ın yanına oturdu. Bardağı koltuğun yanında yere bıraktıktan sonra, başını yaşlı kadının omzuna yerleştirdi.

İLK TEŞEKKÜR || TAMAMLANDI (Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin