Ambulansın, itfaiyenin,polis arabalarının siren sesleri,hala kulaklarımda çınlıyordu.Yerde onlarca yüzlerce yaralı,hatta ölü bedenler vardı.Bir tarafta ambulanstaki görevliler hastalara yardım etmeye çalışıyor,bir tarafta itfaiye, bombanın etkisiyle çıkan yangınları söndürmeye çalışıyor diğer yandan ise polis ortalığın emniyetini sağlamaya çalışıyordu.
Kiminin anası, kiminin babası, kardeşi, ablası vb. ya yaralı ya da cansız bir şekilde yerde yatan bedenlerin yanında bağırmakta, feryat etmekte idi.İnsanlar korkuya kapılmıştı. "Birçoğu acaba yine bomba patlar mı?" diye uzaklardan seyrediyorlardı.Gözlerinde korkudan başka bir şey daha vardı.Bunu farketmemek zor değildi.Bu nefret, intikam alma arzusuydu.Etrafıma uzun uzun baktıktan sonra birkaç metre uzağımda olan beş altı yaşlarında yerde yatan annesine seslenen küçük çocuk vardı.Şaşkın bakışlarım altında, onu izlemeye başladım.
Anne anne hadi kalksana!
Bak! Ben geldim.
Seni çok beklettim mi ?
Hadi anne!
Kalk gidelim,ben üşüdüm artık!
Sen üşümedin mi?
Birazdan babam gelir "sana yemek yaptın mı ?" diye sorar.Anne bugün sen yemek yapmadın ki,babam sana yine kızacak yine vuracak anne... Hadi anne kalksana, babam gelmeden eve gidelim.Sana yine vurmasın.Babam sana vurunca içim acıyor anne,hemde çok acıyor.
Hani geçen gün düşmüştüm de dizim kanamıştı ya işte aynı öyle acıyor anne.Sana söz veriyorum artık yaramazlık yapmayacağım,benim yüzümden babam sana vurmayacak..Hadi kalk gidelim anne..
Küçük çocuk defalarca yerde yatan annesine seslendi.Sürekli yanağindan öpüp "Hadi kalk anne gidelim!!"diyordu.Annesinin saçıyla oynuyor, onu ikna etmeye çalışıyordu.Sanki annesi onu duyacak gibi onunla konuşuyor, ağlıyordu.
Acaba küçük olduğundan mı? Onun öldüğünü bilmiyordu yoksa annesinin ölmesine,inanmak istemediği için mi?
Anlam verememiştim.Tek bildiğim annesi ölmüştü.Onun yerini artık kimse almayacaktı.Boşluğunu kimse dolduramayacaktı.Zaten doldurulmasına izin verilmezdi.Onun içinde hep anlatamadığı koca bir boşluk olacaktı.Bu boşlukta ne kendisinin anlayabileceği ne de başkasına anlatabileceği duygular olacaktı.Bu duyguyu ancak yaşayan bilir,annesinin gözleri önünde ölüp gitmesi ve hiçbir şey yapamaması bitirir insanı.Bu duygu sadece annesine koca bir özlem,bitmek bilmeyen bir acı, öfke ...
Çocuğun göz yaşları annesinin yüzüne damlıyordu.Küçük çoçuğun yanına gittim.Onun yanına oturdum.Yavaşca ona doğru ellerimi uzattım fakat ona dokunamadın bile hemen elimi çektim ondan birkaç saniye bekleyip tekrar ellerimi ona uzattım. Yerden yavaşca kaldırdım.Saçlarını hafiften okşayıp ona sarıldım.Gözlerinden akan boncuk boncuk yaşları omzumu ıslatıyordu.Titriyordu.Kulağımdan dişlerinin bile takırtısını rahatça duyabiliyordum.Birkaç dakika sessizce onun ağlayışını, titremesini dinledim.Ağzımdan artık ağlama, çocuk bile diyemedim.Bunu annene yapanlar cezasını çekecekler diyemedim.Bütün bunların sebebi bendim diyemedim.
Onun annesiyle geçireceği günleri ayları yılları aldım.Annesiyle oynayacağı,eğleneceği vakit geçireceği zamanı aldım.Onun bu hayatta ki en önemli varlığını aldım.Onun annesini aldım.Tuhaf olan ise ölmeyi hiç haketmemişti ne onun annesi ne de diğer insanlar ölmeyi haketmemişti nede o küçük çocuk annesiz kalmayı haketmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Ve Sadist #Wattays 2018
Mystery / ThrillerSiz çaresiz hissettinimiz mi ? Hiç bir şey yapamadan sadece ölümün canınızı alsın diye beklediniz mi ? Tam umutlarınızın bittiği anda hiç bir seyin önemi olmadığında, öyle biri çıkar ki karşınıza size hayatı tekrar sevdirir.Size bir yaşama umudu v...