-Sedat buralar çok güzel demi?
-Sedat sana diyorum.
-Sedat beni duymuyor musun?"Birkaç dakika duymamış gibi ses vermedim."Ellerini bırakıp "Sedat seni seviyorum" diye bağırmaya başladı.Düşer diye motosikleti yavaşlattım.Duyduğumu hiç belli etmedim.Kaskın içinden sessiz bir şekilde güldüm."Sıla tutun düşeceksin" dedim ama bana cevap vermedi.Anlaşılan beni duymamazlıktan geliyordu.Motorsikleti durdurdum.Kaskı çıkardım.Motorsikleti ayağıyla sabitledim.Sıla'nın kaskını çıkardım.
-Evet her şey çok güzel ama senin kadar güzel değil, evet beni seviyorsun ama benim seni sevdiğim kadar değil!!!
-Sıla tam bir şey söylicektiki o bir şey demeden dudaklarından öptüm.
-Hiçbir şey deme!!
Sıla'nın kaskını taktım.Motorsiklete bindim.Kaskımı taktım.Motoru çalıştırıp yoluna devam ettim.Birkaç saat sonra varacağımız yere ulaşmıştık.Motorsiklet ten indik.Altından çok güzel bir nehirin aktığı,uçurumun tepesine gelmiştik.Buradan tüm şehirdeki evler görülüyordu.Saraşmış orman ile adeta cenneti andırıyordu.
-Burası neresi Sedat? çok güzel buralar baksana.
-Biliyorum burası benim, sen olmadan önce huzur bulduğum tek yer.Burada sessizliğin içinde sadece su akan nehirin sesi ve bu kuşların ötüşü var.Önceleri sıklıkla geliyorudum.İnsanlardan uzak sakin bir yer diye ama şimdi gelmiyorum.
Neden ?
-Çünkü bu yerin verdiği huzur, rahatlık ve mutluluk geçici hiç bir yer senin verdiğin huzuru bana veremez.Sen olmadan hiçbir yer güzel olamaz.
-Peki neden burası Sedat ?
Böyle güzel bir çok yer var..-Evet var, burası benim silahımı aldığım ilk yer,ilk cinayetimi işlediğim yer.Mehmet bey'in beni ölümden kurtarıp elime silahı verdiği yer.Benden yıllarımı aldığı sevincimi aldığı,insanlara olan sevgimi aldığı,hatta herşeyimi aldığı yer...
-Peki neden işledin ilk cinayetini...
Sana anlatmıştım.Annemle Babamı vuran bir hırsız var diye onu en sonunda buldum.O serefsizi buraya kadar takip ettim.Onun arabasının önünü kestim.Arabasından indirdim.Tüm sinirimle vuruyordum ona, hiç acımadan vuruyordum,sonra boğuşmaya başladık, boğuşurken kafama taşla vurdu.Ben yere yığıldım.Kafamı tuttum kanıyordu.Silahını çıkardı.Kafama dayadı.Sanki o an ölümün geldiğini hissetmiştim.Ta ki Mehmet bey gelene kadar,elinden sıktı onun.Beni yerden kaldırdı. "Güçlü olmak istiyorsan, al bu silahı evlat"dedi.Elime silahı aldım.Bir saniye bile düşünmeden kafasına sıktım."Gözü karasın evlat, istersen benimle gel" dedi.Mehmet bey hayatımı kurtarmıştı.Onun yanında olursam güçlü olurum diye bu silahı hiç bırakmadım.
-Sıla yanıma yaklaşıp bana sarıldı.
-Madem burda başladın.Burda bitsin Sedat..
"Hiçbir şey demedim.Sadece ona sarıldım."
-Sedat, hava iyice karardı.Artık gidelim mi?
Silahımı çıkardım.Havaya sıkmaya başladım.Uçurumdaki tüm sessizlik, kurşun seslerimle bozulmuştu.Sıla'nın elinden tutup uçurumun kenarına yaklaştık.Birkaç dakika sonra havai fişeklerle hava aydınlanmıştı.Havada "Doğum günün kutlu olsun" yazısı çıktı.Sıla'nın sevinçten, gözlerinden mutluluk gözyaşları akıyordu.
-Sedat sana çok çoook teşekkür ederim.
Gercekten çok mutlu oldum.İyi ki varsın..-Adamlarımın pastayı getirmesi üzerine Sıla pastadaki mumları söndürdü.
-Dilek tutmayı unutmadın demi?
"Benim senden başka ne dileğim olur" deyip yüzüme pasta attı.Elimle yüzümdeki pastaları temizledikten sonra, bende pastayı onun yüzüne attım.Anlayacağınız pastayı yemek yerine rezil ettik.En sonunda pasta bitmişti.Üstümüz başımız rezil bir durumdaydı.Sokaktaki dilenciler bizi görse bize sadaka verirdi.Sıla'nın elinden tuttum.Yanaklarından öperek;
-Benimle dans eder misin?
-Bu haldemi Sedat?
-Onu yapmadan önce düşünecektin.
-Tamam tamam dur! Minübüse gidelim.Minübüsde kıyafet olacaktı.Minübüse doğru yürümeye başladık.Minübüsün kapısını açtım.Sıla önden minübüse bindi.Tam bende binecektim ki,
-Sedat giyinecem, tamam bende giyinecem beraber giyiniriz ?
-Yüzüme gülüp elleriyle yüzüme dokundu."Çok aptalsın Sedat" deyip minübüsün kapısını kapattı.Birkaç dakika sonra giyinip çıktı.Onu öyle görünce gülmeye başladım.Sanki giydiği takım elbisenin içinde kaybolmuştu.
-Neye gülüyosun sen ?
-Yok bir şey,Sıla gülesim geldi.
"Hım tamam" deyip ayağıyla bacağıma vurdu.Biran da kendimi yerde buldum.Gülen korumalar gülmelerini kesip dikkatle ona bakmaya başlamıştı.Korumalara "Siz ne ye bakıp, gülüyorsunuz?" Deyince korumalar telaşlanmıştı.Hemen önlerini bağlamışlardı.Arkadaşlarının fıkra anlattıklarını ona güldüklerini söylediler.Sıla tekrar,manzaraya gidiyordu.Bende minübüse, binip giyindim birkaç dakika sonra minübüsten masayı alıp aşağıya indim.Korumalara bakıp,
-Siz de cidden çok korkakmısınız!!!
-Abi ne yapalım? Yengeye baksana sana onu yaptıysa bizi asar mı ? keser mi? Nerden bilelim...
-Tamam tamam yiyecekleri getirin.
-Peki abi
-Sıla napıyorsun?
-Şehre bakıyorum baksana Sedat ne güzel...
Masayı yere bıraktıktan sonra Sıla'nın yanına gidip şehre baktım.Yüksek binaların renkli ışıkları şehri rengarenk bir rüzgar gülü etmişti sanki.
-Aaa bu masayı niye getirdin Sedat.
-Okey oynayacağız da iki kişi lazım onları bekliyoruz.Neden olabilir sıla yemek yiyecez..
-Burdamı Sedat ? Aaa cok güzel.
Menüde ne var peki ?-Sen varsın benim için Sıla
-Of pislik ya!!#
-Sıla biraz daha konuşursak açlıktan ölecem.
-Tamam Sedat
Akşam yemeğini sehrin renkli ışıkları ile nehirden akan su sesi ve ormandaki hayvanların sesi eşliğinde yedik.Çok güzel ve huzur verici bu yerde yıldızları izlemeden gitmek aptallık olurdu.Yemekten sonra yerimden kalkıp Sıla'nın yanına giderek, elinden tutup "gel benimle" dedim.Çeketimi yere serdim.
-Gelsene Sıla
-Sedat gidelim artık üşüdüm ben...
-Üşüdünmü !! Onun da kolayı var Sıla Bekle beni geliyorum hemen
-Sedat nereye gidiyorsun?
-Geliyorum Sıla
-Sedat burda yalnız mı kalacam korkarım ben ?
-O zaman sende gel
Sıla biraz düşündü.Sonra hemen yanıma koştu.Ormanın içine gidip biraz çalı cırpı topladık.Sonra ufak bir ateş yaktık.Sıla üşümüştü.Ateşin karşışında ısınmaya başladı.Biraz ısındıktan sonra çeketimi ateşin yanına getirdim.çeketin üstüne oturarak Sıla'ya
-Gelsene yanıma
-Sedat üşüdüm,ısınıyım biraz.
Sılanın ellerinden tutup kendime doğru çektim.Sıla yanıma uzanmıştı.Gökyüzünde ki yıldızları seyrettik.
-Yıldızlar ne güzel parlıyor demi Sedat.Gecenin karanlığını nasıl ışıklarıyla aydınlatıyorlar.Gökyüzünde sayısız yıldız var ama hepsi yalnız...
-Yıldızlar güzel parlıyor evet ama senin gözlerin gibi değil.Benim gecelerimi aydınlatan yıldızlar değil sensin Sıla...Sen benim yıldızımsın ama yalnız değilsin.
Lütfen beğendiyseniz vote atın teşekkür ederim, seviyorum sizi 😀😀😀
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Ve Sadist #Wattays 2018
Tajemnica / ThrillerSiz çaresiz hissettinimiz mi ? Hiç bir şey yapamadan sadece ölümün canınızı alsın diye beklediniz mi ? Tam umutlarınızın bittiği anda hiç bir seyin önemi olmadığında, öyle biri çıkar ki karşınıza size hayatı tekrar sevdirir.Size bir yaşama umudu v...