Sehun kendi çantasını hazırladıktan sonra Luhan'ın eski evine gittiler. Kapıdaki faturaların zamanı geçmiş, elektirik, su kesilmişti. Bahçe kapısı bakımsızlıktan paslanmış, açarken ses çıkarıyordu. İçeri girdikten sonra Luhan odasına gidip çantasını hazırladı. Luhan pasaportunu giysilerinin yanına bırakıp değerli eşyalarını toparlayınca hazır olmuşlardı. Evden çıktıktan sonra kapıda duran Sehun'un siyah aracına bindiler. Meraklı komşuları perdelerin arkasından onları izlerken Sehun aracı havaalanına sürdü.
Önceki gece diğerlerine söyledikten sonra Kris'in evinin anahtarlarını almıştı. Daha önce Tao ve Kris'in evlenmesini sağlayan nikah memuru ile konuşmuş, hazırlıkları başlatmışlardı. Luhan özel bir kutlama istemiyordu, çünkü minik kalbinin bunu kaldırabileceğine emin değildi.
Havaalanına geldiklerinde Sehun arabayı oradaki çalışanına bıraktı. Luhan ne olduğunu anlamazken çalışan konuştu.
"Ben arabayı şirketin parkına götürüyorum o zaman. Size mutluluklar Bay Oh, çalışanlar size iyi dileklerini iletmemi istedi."
"Teşekkürler Joonmin."
Adam ayrılırken Sehun kolunu eşinin minik omuzlarına attı. Havaalanına girdiklerinde çalışanlar saygıyla eğilerek selam veriyorlardı.
"Havaalanının sahibinin sen olmadığını biliyorum." Luhan şaşkınlıkla söyledi.
"Ben değilim ama bu yerin sahibide bana bağlı. Dolaylı yoldan..."
"Söylesene, aslında kimsin sen. Eşinim ama senin hakkında bildiklerim bir elin parmağını geçmez."
"Haklısın sanırım. Seninle ilgili her şeyi biliyorum ama kendimden hiç bahsetmedim. Sanırım bunu konuşmak için çok meşguldük."
Luhan ne demek istediğini anlayarak utançla başını eğdi. Sehun pasaport ya da bilet göstermeden direk geçerek özel uçağına doğru yol aldı. Luhan bunu fark ettiğinde çoktan uçağın girişindeki merdivenlerdeydiler. Uçağa bindiklerinde görevli hostesler onları karşıladı. Sehun minik eşine koltuğa geçmesi için yer verdikten sonra yanına geçti. Kemerlerini taktıklarında hostesler, onlara ihtiyaç duyulmadığını anlayarak oradan uzaklaştılar.
"Jongin ve benim kendimizi geliştirmek için uzun zamanımız vardı. Normalde paraya ihtiyaç duymayız. Bizde uzun zaman önce, bizi dönüştüren kişiden aytıldıktan sonra işe girdik. Paralarımızı biliktirdik ve yatırım yaptık. Aramıza Suho ve diğerleri katıldığında bunu daha da büyüttük. Şimdi N.L. Grup bize ait. Kurucusu ve yöneticisi biziz."
"Siktir! Yani..."
"Evet, evet... Dünyanın yarısını satın alan o şirket bize ait. Aynı zamanda artık senin."
"Sehun-ah, seni dönüştüren kişiye şimdi ne oldu."
"Bizi bıraktığı zaman eşini bulmuştu. Şimdi İtalya'da çocuklarıyla birlikte yaşıyor. Ona, seni bulduktan 3 yıl sonra ulaştık."
"Uhh, anladım."
Konuşma bittiğinde uçak çoktan havalanmıştı. Luhan eşinin omuzuna yatmış gözlerini kapatırken Sehun onun kokusunu içine çekiyor, minik avuç içleri ile oynuyordu.
Sonunda Kanada'ya vardıklarında buradaki görevlilerde Sehun'a karşı özel ilgi gösteriyordu. Luhan ile evleneceğini öğrendikleri için bu ilgiden oda pay aldı. Görevlinin getirdiği siyah jeepe bindikten sonra Sehun aracı Kris'in evine sürdü.
Buradaki evde diğeri gibi gözden uzak ve ormanlık bir araziydi. Tek farkı burası daha modern tasarlanmıştı. Beyaz ve mavi renkli ev yeşik ormana uyum sağlamıştı. Sehun aracı evin önüne park edince hemen araçtan indi ve temiz havayı içine çekti. Çevredeki hayvanların sesini duybiliyordu. Rüzgar hepsinin kokusunu onlara getiriyordu ama Luhan avlanmak için şu an çok tembeldi. Sehun eşyaları araçtan çıkarırken eşinin bu sevimli haline güldü.