-Hala vicanım rahatlamıyor. Biliyorum, Shin'e karşı haksızlık yaptığımı biliyorum. Ama aşık bir kadının kalbinden neler geçer ki? Sevdiği adama kendini kabullendirmek? Raven artık benimle ilgilenmezken kendimden şüphelenmeye başladım. Yanlış bir şey yaptım ve artık benden nefret mi ediyor?-
Sonraki sayfa.
-Çağrıma karşılık vermedi!
Tanrım, ne yapmış olabilirim ki bana böyle davranıyor? Ben ona sevgimi kanıtlamak için kabilemden fedakarlık yaparken bana neden bunu yapıyor? Bana acı vermekten zevk mi alıyor?-Sonraki sayfada iki gün geçmişti.
-Latinlerden kırmızı mühürlü mesaj aldık. Savaş çağrısı veriyorlar.-
Luhan okuduğu kısa cümle ile sayfayı çevirmeyi unuttu. Sayfaya şaşkınlıkla bakarken Sehun burnunu boynuna sürtmeye başlamıştı. Kendine gelerek sayfayı çevirdi. Bu sefer üç hafta sonrasıydı.
-Savaş hazırlıkları başladı. Kesin bir tarih yok ama Latinler her an saldırabilir. Raven ise mesajdan sonrada karşıma çıkmadı. Bu kadar mı değersizdim?-
Bir hafta sonrasına geçmişti.
-Onu hala seviyorum. Ne olursa olsun hala seviyorum.
Biliyorum ki, onu başkan kışkırttı. Bizleri istemiyordu ve Raven ile benim eş bağımız oldunu söylediğimde inanmamış ve kandırmaya çalıştığımızı söylemişti. Lanet herif her şeyi karıştırmaktan zevk alıyor.-İki gün sonrası...
-Detelina bana yeni bir haber gerirdi. Duymaktansa ölmeyi seçeceğim bir haber. Raven savaşın liderliğini almıştı. Latinlerin lideri o olacaktı. Yani bire bir karşılaşacağım kişi oydu. Keşke başkan kendi konumunda çıksaydı da kafasını koparsaydım.-
Luhan sayfayı çevirmeden kafasını çevirdi. Sehun'a bakarken merakla sordu.
"Liderlik? Bire bir?"
"Oh, sana söylemedik sanırım. İki tarafın liderleri savaşta diğerleri ile karşılaşmaz. Bu iki liderin arasında gerçekleşir. Yani biz seni ne kadar çevrelesekte savaş başladığı an Latinlerin lideri ile başa baş geleceksin."
"Onların lideri kim?"
"Günlükte bahsedilen başkan. O her zaman Latinlerin başındaydı. Savaş sırasında bilerek Raven ve Kraliçeyi karşı karşıya vermiş olmalı."
"Yani, reenkarne olduğumuzu düşünürsek geçmişte yapamadığım şey elime geçmiş oluyor." Luhan pırıltılı gözlerle ona bakarken sordu. Nedense bu fikir ona iyi gemiş ve Sehun'a gülümsüyordu.
"Sandığın kadar kolay değil bebeğim. O bizden çok yaşlı. Bu yüzden de daha güçlü. Asil kan bile olsan senin için zor bir rakip."
"Diyorsun?" Luhan kollarını göğsünde birleştirirken sevimlice somurttu.
"Evet. Bunun için yakında eğitimlerin başlıyor. Latinler ne zaman ortaya çıkar, belli değil. Her duruma karşı hazırlıklı olmalıyız."
Luhannsomurtmaya devam ederken iyice sarıldı ve günlüğü kaldırdı. Yüzlerinin önünde tutarken sayfayı değiştirdi ve okumaya başladı.
-Savaş günü kesin oldu.
Yarın...-
Luhan sinirle sayfaları geçerken boş olduğunu gördü. Bu muydu yani? Her şey burada bitiyor muydu? Sinirle iç geçirdi ve günlüğü fırlattı. İşe yarar diye düşünmüştü ama hiçte yardımcı olmamıştı.