Bölüm 54 : Sayer Prensibi

21K 487 55
                                    

Hilal, doğum günün kutlu olsun! Gerçekten seni çok seven arkadaşların var.

Evet, farkındayım. Yeni bölüm biraz gecikti gibi. Ama sınav haftasında çok fazla vakit bulamıyorum. Neyse sizi kısa bir bölümle baş başa bırakıyorum.

Dün olanlar hala beni şaşırtırken huysuzca yerimde kıpırdandım ve tavana bakmaya başladım. Okula gitmek istiyorum desem yalan olurdu. Hem Melis'in yüzüne bakmak istemiyordum, hem Çağatay ile Kerem'in karşılaşmasını istemiyordum, hem de ben Çağatay'la karşılaşmak istemiyordum.

Tekrar huysuzca yerimde kıpırdandım ve Kerem'e döndüm. Oh, mışıl mışıl uyuyordu beyefendi. Dün zaten en mutlu sonla biten masalımız Kerem ile aramızda kavga çıkmamasıydı. Yoksa hiç çekemezdim.

Parmaklarımı Kerem'in yüzünde gezdirmeye başladım.

''Zeynep ne yapıyorsun?''

''Hiiii! Ödümü patlattın Kerem.'' dedim yataktan sıçrarken.

''Güzelim korkutmak istememiştim.''

''Önemli değil. Hadi kalk!'' Çarşafı toplamaya başladım.

''Okula gitmek istemiyorum.'' dedi dudaklarını büzerek. Çocuk gibisin Kerem Sayer!

''Ama gitmek zorundasın.''

''Vee eğer okula gidersek sende benim yanımda durmak zorundasın.''

''O nedenmiş?''

''Zeynep çabuk affettiğimi zannetme. Daha yeni başlıyoruz.'' Çok güzel ya! Ben ne güzel seviniyorum, Kerem atarlanmadı diye. Kerem geliyo daha seni affetmedim diyor.

...

Kerem'le koridorda dolaşırken gözüme panoda duran mezuniyet balosu afişi çarptı. Ah, işte sonunda mutlu olabileceğim bir şey. Kerem'i panoya doğru çekiştirirken bir yandan da gözlerim Melis'i arıyordu.

''Kerem?''

''Efendim Gölyazı Elması?''

''Mezuniyet balosuna gidelim mi?'' dedim dudaklarımı büzerek. En çok bu ifade işe yarıyor zaten. Başka türlü Kerem Bey yutmuyor.

''Zeynep uğraştırma beni.''

''Kerem çok sıkıcısın.'' dedim kolundan çekiştirirken.

''Güzelim ne yapıcağız ki orada? Gitmeyelim işte.''

''Sadece bir kere mezun oluyoruz hadi! Bak hem senin dediğin gibi once in a lifetime experience ''

''Zeynep saçmalama, beni öyle saçma yerlere götüremezsin.''

''İyi öyle olsun.'' dedim ve arkamı dönüp ilerlemeye başladım. Kerem'in merak edip arkamdan geleceğini biliyordum.

''Zeynep nereye gidiyorsun.'' Zeynep Yılmaz 1, Kerem Sayer 0. İyi tanıyormuşum adamımı.

''Ne bileyim işte....belki Çağatay'a sorarım falan. Belki o benimle gelmek ister.''

''Zeynep!''

''Yaa ne? Hem gelmiyorum diyorsun hem de benim başka birileriyle gitmeme kızıyorsun.''

''O farklı, bu farklı.''

''Neresi farklıymış Bay Kas Hayvanı?''

''Yaa işte...benle gitmiyorsan, hiç kimseyle gitmeyeceksin. Sayer Prensibi.''

Sırıttım. Kıskanırım desene sen şuna.

''Yesinler senin Sayer Prensibini.''

''Ben seni yemeden önce-''

''Kerem!''

''Zeynep!

Sınırı bir geçin size gerçekten uzun bir bölüm yazacağım. Sınır +30 yorum. Hem bana zaman kazandırmış olursunuz :D

Sen Benimsin! (ZeyKer)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin