Bölüm 46 : Gelecek Planları

23K 438 55
                                    

Bir Hafta Sonra...

Annem kapının önünde taksiyi beklerken göz yaşlarına boğulmuştum. Ne kadar zormuş annemi giderken görmek. Şu an gitme diye bağırasım var. Ama o zaman ''madem bu kadar gitmemi istemiyorsun sende gel.'' diyecek. O yüzden hiç bulaşmıyım ben.

''Kızım ağlama artık.''

''Ne yapayım anne horon mu tepeyim?''

''Sen ağlayınca ben üzülüyorum ama.''

''Anne daha neden gittiğini bile açıklamıyorsun ki.''

''Kızım lütfen daha fazla itiraz etme. Gitmek zorundayım. Bak beni böyle duygusallaştırma yoksa seni tuttuğum gibi Gölyazı'ya sürükleyim.''

Tamam susayım ben en iyisi. Yapar valla.

''Bak taksi de geldi. Hadi bana selametler.''

''Anneciğim bir öpseydin ne biliyim bir de sarılsaydın.''

''Telaştan unuttum tabi.''

''Hı-hı telaştandır o.''

''Zeynep üzme beni.''

Anneme sıkı sıkı sarıldım ve son kez kokusunu içine çektim. Özleyecektim onu. Hem de çok.

...

''Güzelim ağlamak hiç yakışmıyor ama sana.''

Etrafımdaki tonlarca peçeteye baktım. Şimdiden özlemiştim annemi. Ay geri gelsin dayanamam ben ya.

''Kerem nasıl ağlamayım? Yalnız kaldım burada.''

''Ben burada boruyum herhalde.''

Kahkaha atarak ''Eee öylesin tabi.'' dedim.

''Zeynep küseceğim bak şimdi. ''

''Ya küsme gel buraya kas-hayvanım.''

''Hala kas-hayvanım diyor ya.''

''İyi sevgilim. Oldu mu?''

''Oldu.''

Sabah...

Sabah etrafıma bakındığımda Kerem'in kolları arasında uyuduğumu fark ettim. Onu uyandırmaya kıyamıyordum. Sessizce yataktan kalktım ve yüzümü yıkadım. Üzerimi değiştirdim ve aşağı inip kahvaltı hazırlamaya başladım. Aksel mi? O da arkadaşında kalıyor. 

''Günaydın güzelim.''

''Hii! Ödümü patlattın kas hayvanı.''

''Ben sana güzelim diyeyim sen bana kas hayvanı. Oluyor mu hiç ama.'' Büyük elleriyle yüzümü kavradı ve dudaklarıma yapıştı.

''Günaydın öpücüğü.'' dedi sırıtarak.

''Yaa keşke her gün böyle uyanabilsem. Yani senin yanında. Böyle Jale Teyze falan hiç olmasa.''

''Güzelim ben bi düşündüm de neden biz ayrı bir eve taşınmıyoruz.''

''Ne? Saçmalama Kerem.''

''Saçmalamıyorum. Gayet ciddiyim. Bir ev tutsak birlikte kalsak olmaz mı?''

''Yok olmaz öyle şey.''

''Zeynep bir düşünsen yani.''

''Benlik bir problem yokta. Annem izin vermez.''

''Annen Göl*yazı'da. Nereden bilecek ki?''

''Jale Teyze?''

''Konuşursun onunla.''

''Öyle diyorsun yani.''

''Evet canım.''

...

''Jale Teyze seninle bir konu konuşabilir miyim?''

''Tabi ki de canım.''

''Bak şimdi ben düşündüm taşındım daha doğrusu Kerem'le düşündük taşındık. Biz ayrı bir ev tutmak istiyoruz.''

''Kerem'le birlikte mi?''

''Evet. Ama annemin bilmesini istemiyorum.''

''Neden?''

''Bu sene üniversite sınavlarım olacağı için dikkatimi Kerem ile dağıtacağımdan korkuyor.''

''Tamam canım sen nasıl istersen.''

''Ne yani? İzin veriyor musun?''

''Verdim gitti.''

''Yaşasın be! Seni çok seviyorum.'' dedim Jale Teyze'nin boynuna atlayarak.

Bir Hafta Sonra...

''Yaa Kerem bak burası çok güzel.''

''Hemen evli çiftlere sardın be güzelim.''

''Yaa deme öyle.''

''Evlenmek istemiyor musun benimle?'' dedim dudaklarımı büzerek. Daha geçen gün çocuğumuzun hayalini koruyordu.

''Evlenmek istiyorum da hemen başlamayalım diyorum.''

''Öyle olsun Kerem. Sen daha geçen gün diyordun kızımız olursa senin gibi kıvırcık saçlı olur diye.''

''Sen şimdiden çocuk mu istemeye başladın yoksa?'' dedi gülerek. Hemen oraya çok konuyu! Hemen! Fesat Kas Hayvanı!

''Evet, Kerem çocuk istiyorum. Ben evlenmek istiyorum.''

''Zeynep daha lisedeyiz.''

Gözlerimi devirdim.

''Şimdi demedim zaten.''

''Tamam konuya dönelim. Bu ev mi bu ev mi?''

''Bak bu ev güzel ama bu ev daha konforlu.''

''Olmadı çocuğumuz için de uygun mu diye bakalım.''

Güldüm. ''Ona da bakalım.''

''Zeynep bunun daha üniversitesi var. O su var busu var!''

''Tamam ya anladım ben seni.  Sen istemiyorsun benimle bir geleceğinin olmasını.''

''Güzelim saçmalama.''

''Açıkla o zaman niye bahane buluyorsun?''

''Beni yine bırakacaksın diye korkuyorum.''

Alındım ama buna. ''Öyle olsun.''

''Klasik Türk kızı tribi.''

''Kütük.''

''Gölyazı Elması.''

''Kas Hayvanı.''

''Öküz.''

''Güzelim.''

Bir Hafta Sonra...

''Uff belim ağrıdı.'' dedi Kerem belini tutarken. ''Yaa ben sana dedim. O kadar ağır şeyler taşıma diye.''

''Sana mı taşıttıracaktım?''

''Ben taşırdım ne güzel. Ben öyle kokoş kızlardan değilim ki.''

''Al şunu taşımayı dene o zaman.''

''Öküz!''

''Yine ne yaptım ya?''

''Hiç erkek kıza şunu taşı der mi? Kütüksün resmen.''

''Senin kütüğünüm.'' dedi sırıtarak.

Mutlaka okuyun...Şimdi ben size bir şey soracağım. Bu konuda yorumlarınız gerçekten çok önemli. +18 sahne istiyor musunuz ileriki bölümlerde? Sizin cevabınıza yazacağım.

Sen Benimsin! (ZeyKer)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin