Kafamı salladım ve Kerem'in beni çekiştirdiği yöne doğru ilerledim. Uzunca bir koridor yürüdükten sonra Kerem'in yatak odasına gelmiştik. Ne kadar karışıktı burası böyle? Ben Kerem'in odasını koridorun diğer tarafında zannediyordum.
Odanın kapısını açtı ve beni içeri doğru çekti.
''Eee ne yapacağız burada?''
''Hiç öyle takılırız.''
''Öylesine takılcaz yani?'' dedim koltuğa ilerlerken.
''Beğenemediniz mi hanımefendi?''
''Yooo yani sadece- Boşver.''
''Aaa şimdi aklıma geldi hediyeme bakabilir miyim?''
''Tamam.'' dedim masumca.
''Çok merak ediyorum, neymiş bu özel şey?''
''Yaa öylesine yani çok da özel değil ama başka biri görseydi olmazdı.''
''Tamam ver o zaman şu hediyeyi.'' dedi yatağa uzanırken.''Hadi gel yanıma otur.'' dedi yanını işaret ederek.
Yanına gittiğimde onun omzuna kafamı koydum ve hediyeyi ona doğru uzattım.
''Niye böylesin?'' dedi sessizce. Ne varmış ki halimde?
Sanki okumuş gibi ''Yani neden böyle suskunsun?'' dedi.
''Hediyeyi beğenmeyeceksin diye korkuyorum.'' dedim dudaklarımı büzerek.
Bir anda kollarıyla beni daha çok sardı ve anlımı öptü.
''Ben senin aldığın her şeyi beğenirim.'' dedi elini ellerime dolayarak.
''Aslında almadım.''
''Ne?''
''Yani aldım, evet ama yanına bir şey daha var. Asıl özel olan şey o.''
''Tamam o zaman ver şu hediyeyi hadi.''
Geri çektiğim hediyeyi tekrar ona doğru uzattım.
''Ah, hadi ama güzelim. Surat asma. Eminim beğenirim.''
Kafamı yana yatırdım ve masum bir şekilde baktım.
''Yaa öyle mi dersin?''
Kerem tekrar gülümsedikten sonra hediyenin kapağını açtı. Bir anda gözleri sadece kutunun içine odaklanmıştı.
''Ne oldu yoksa beğenmedin mi? Bak ben sana demiştim. Beğenmiyeceksin diye, sen ısrar ettin. Ben sana baştan söylemiştim yani.''
Tam yataktan kalkacakken kolumu tekrar kavradı ve beni yatağa doğru çekti.
''Hayır güzelim, çok beğendim. Sadece aklıma kötü bir şey geldi.''
Bir müzik kutusundan nasıl bir kötü anısı olabilirdi ki. Bunu fazla didiklememeliydim çünkü onu üzebilirdim ve o üzülürse ben de üzülürdüm
Müzik kutusunun içinde Kerem ile benim minik figürlerim vardı ve birbirlerine sarılarak dönüyorlardı ayrıca çalan şarkı da Kerem'in en sevdiği şarkılardan biriydi. -Özel yapım- diyelim.
''Anlatmak ister misin?''
''Sonra konuşalım, sadece bu anın tadını çıkarmak istiyorum. '' dedi ve dudaklarıma bir öpücük bıraktı.
''Daha notu okumadın ama!'' dedim hediye kutusunun dibindeki notu çıkararak. Kerem'e uzattım.
''Güzelim, beni mutlu edebilen tek insansın.''
''Yaa öyle mi çok teşekkür ederim.'' dedim sırıtarak.
''Hemen de sırıt, sana iltifat da dayanmıyor.''
''Hadi, hadi oku şunu.''
Sayın Bay Uyuz Kas Hayvanı'na,
Seni çok seviyorum, hem de çok seviyorum. Hatta senin için ölüyorum. Sana deli oluyorum.Yani sana o kadar aşığım ki tahmin bile edemezsin. O yüzden beni bırakma! Tamam mı? Bırakırsan eğer seni parçalara ayırır ve üzerine gelinlik giydirip ormana atarım. O yüzden bırakma. Bak seni kıskanıyorum, kabul ediyorum. Yani herkesten, hatta bazen annenden bile. Ama anla beni. Seven insan kıskanır. Ben kıskandığım zaman hoşuna gittiğini biliyorum ama o zaman kafana kürekle vurasım geliyor. Şu anda çok pis sırıttığını biliyorum. Yapma öyle. Çok tatlı oluyorsun. Her gece seni düşünüyorum, senin hakkında rüyalar görüyorum. Yani hep sen varsın. O yüzden beni bırakma. Bunu o küçük uyuz ,tamamı kastan yapılmış beynine sok. İlk aşklar nefretle başlar deseler inanmazdım. Hatta aşka inanmazdım. Ama sen. Öyle bir şeysin ki. Bu yüzden bil ki sana her ''senden nefret ediyorum.'' diyişimde aslında ''seni seviyorum.'' diyorum.
Seni çok seven, sana deli olan sevgilin Gölyazı Elması.
Notu okumayı bıraktığında duygulanmıştı ben ise sadece ona bakıyordum. O kusursuz suratına.
''Bırakmayacağım güzelim. Seni hiç bir zaman bırakmayacağım.'' dedi bana sıkıca sarılarak. ''Ama benim de söylemek istediğim bir şey var.''
''Söylee'' dedim ellerimizle oynarken.
''Benden sana deli oluyorum ama şu beni parçalara ayırıp, gelinlik giydirip, ormana atma fantezin senin de deli olduğunu gösteriyor. Yoksa ben mi seni delirttim?'' dedi sırıtarak.
''Evet sen delirttin.'' dedim gülümseyerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Benimsin! (ZeyKer)
FanfictionBüyük aşklar nefretle mi başlar? Ah, çok saçma. Aşk diye bir şey yoktur. Hem de nefret ile başlıyanı hiç yoktur. Yani en azından ben öyle zannediyordum. Ta ki karşıma Kerem Sayer çıkana kadar ve beni mahvedene kadar. O kadar nefret doluydum ki ona...