2. Bölüm

5.1K 280 138
                                    

''Son derse girmesek mi?'' diye sordu genç adam, kızın asla kabul etmeyeceğini bildiği halde. ''Neyse cevap verme, biliyorum cevabını zaten.'' dedi ve burukça gülümsedi. Kız beklenmeyen bir şekilde oflayarak sevdiği adamın mavi-gri gözlerine döndü. ''Son ders hangisi? Hiç sevinme, hangi öğretmen olduğunu bilmeden söz veremem.'' Genç adamın gözleri ışıldadı. Birkaç saniye düşündü ve ''Son ders Kehanet, Profesör Trelawney yokluğumuzu bile anlamaz.'' Kız kafa salladı ama hala endişeliydi, derslerde bilgi bakımından herkesten önde de olsa tek bir dersi bile kaçırmak istemiyordu. ''Bugün tüm derslerimiz ortak zaten, hem son ders. Niye girmek istemiyorsun ki?'' Genç adam sevgilisini belinden tutup kendine çekti. ''Derste kalkıp seni öpemiyorum ve bu durum canımı sıkıyor.'' dedi ve şakaklarından öptü.

Büyük Salon'a indik ve yine herkesin bize bakmasını sağlayacak şekilde delirircesine attığımız kahkahalar eşliğinde kahvaltımızı etmeye başladık. Harry çaktırmadan Ron'a Anteoculatia büyüsü yaptı ve Ron'un saçları boynuza dönüştü. Ron buna karşılık olarak Harry'e Calvorios büyüsü yaptı ve Harry'nin kafasında tek bir tel saç bile kalmadı. Ginny, Draco ve benim gülmelerimiz artık büyük kahkahalara döndü. Gözlerimizden yaşlar gelmeye başlarken Ron ve Harry birbirleriyle olan ufak kavgasını bitirmiş ve bize katılmışlardı. Birbirlerine yaptıkları büyüleri geri çekerlerken gülmelerimiz hala durmamıştı.

İlk dersimiz Bitki Bilim'di ve Slytherin ile ortaktı. Sınıfa girdik ve hemen arkamızdan Profesör Sprout elinde bir bitkiyle girdi. 

''Elimdeki bitkinin ne olduğunu bilen var mı?'' Parmağımı hemen kaldırdım ama söz hakkını başkasına vermişti. ''Evet, Bay Longbottom?''

''Adamotu, Profesör.'' Slytherin'den uluma benzeri sesler yükseldi. Neville'in bu derste iyi olduğunu hala kabullenememişlerdi. Gryffindor'da da hala şaşıranlar vardı ve Neville bu bakışları her gördüğünde kızarıyordu. Profesör Sprout elinin tek hareketiyle tüm Slytherin'i susturdu. ''Aferin, Bay Longbottom. Gryffindor'a 10 puan.''

Dersten sonra Draco koşar adım yanıma geldi. ''Hermione, dersin ne?''

''Bu dersim boş, kütüphaneye veya göle gitmeyi düşünüyorum.'' Draco'nun gülümsemesi derinleşti. ''Benim de boş, seninle gelmemi ister misin?'' Gülümsemesine karşılık gülümsedim. ''Tabii, sormana bile gerek yok.'' 

Kütüphaneye gitmekten vazgeçtik ve dolaşmaya karar verdik. Yasak Orman'ın yakınlarına geldik, buraya yakın olmak bile insanı ürpertiyordu. ''Draco, ormandan uzak duralım. Biri falan görür.'' Kafasıyla onayladı, elini belime koyup beni yönlendirirken ormandan değişik bir ses geldi. Çığlık gibi, ama çığlık sesi olmadığına yemin edebilirdim. İkimiz de kafamızı aynı anda çevirdik. Draco bana döndü.

''Ben hemen bakıp geleceğim, ormanın derinliklerinden gelmedi zaten.'' Omzuna vurdum. ''Gitme birini çağırırız. Ya bir şey varsa?'' Gülümsedi ve yanağımdan öptü. ''Bana bir şey olmaz, güzelim. Merak etme. Hemen döneceğim. Burada kal.'' Kafamı yukarı aşağı salladım ama gözlerim dolmuştu. İçimde kötü bir his vardı. Draco gözden kaybolunca daha da korkmaya başladım. 10 dakika geçince yine o ses geldi dayanamadım ve ormana girdim.

Korkak adımlarla Draco'yu aramaya başladım. Seslenmeye korkuyordum ve git gide dışarıdan birinin göremeyeceği kadar uzaklaşıyordum. Arkamdan dal kırılma sesi geldiğinde hızla arkamı döndüm. Kimse yoktu, yavaşça önüme döndüğümde yanımdaki ağacın arkasından biri çıktı ve beni kendine çekti. Ellerini belime ve ağzıma koydu. Burnuma yayılan elma kokusundan Draco olduğunu anladığımda derin nefes aldım. Yürüme sesleri geliyordu ve git gide yakınlaşıyordu. Ayak seslerinin birkaç metre yakınımızda olduğunu anladığımızda ikimiz de nefesimizi tuttuk. Ses arkasına saklandığımız ağacın arkasından geliyordu. Ağaç çok kalındı, bizi görmesi imkansızdı. Ama yaklaşanın insan olup olmadığını bilmiyorduk, belki de kokumuzu takip edip bizi bulacak bir yaratıktır? 

Try To Remember / DramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin