Graduation

1.8K 74 118
                                    

Merhaba, önceki yeni kitap duyurumda 2 kitabımdan birine yeni bir bölüm yazacağımı söylemiştim, bu kitap için daha çok istek olduğu için buna yazdım. Arada bunu yapmayı istiyorum, geleceğe dair kesitler paylaşmayı düşünüyorum. Birkaç kişi Turn Up The Music'e de yeni bölüm istediği için ona da bir şeyler yazmaya çalışacağım. Ve yeni kitabım olan Turkish Girl In New York'a bakarsanız çok mutlu olurum, giriş bölümünü saymazsak şuan 1 bölüm yayında. Birkaç oy aldıktan sonra devamı gelecek, zaten taslaklarda oldukça fazla bölümü var.

Bu kitabın ikincisini Scorbus olarak yazacağımı söylemiştim, hala üzerinde çalışıyorum. Nasıl bağlayacağımı düşünüyorum. Tavsiyelerinizi bekliyorum, aklıma bir şey gelirse kısa bir süre içinde yayınlayacağım düşünüyorum.

Çok uzattım, umarım beğenirsiniz. İyi okumalar!

***

''Hayatım, sensiz cisimleneceğim birazdan, ne yapıyorsun kaç saattir?'' Merdivendeki ayak seslerini duyduğumda aynada saçımı son kez düzeltip banyodan çıktım. ''Geliyorum, Draco.'' 

Topuklu ayakkabılarımı giyip merdivene doğru ilerledim. Draco takım elbisesiyle gözüme oldukça şık gözüktüğünde gülümsedim. O da aynı tepkiyi beni görünce vermişti. Bana doğru birkaç adım daha atıp elini belime koydu. ''Muhteşem gözüküyorsun.'' 

''Sen de öyle.'' Uzanıp dudağına ufak bir öpücük kondurdum ve geri çekilip dudağına bulaşan rujumu sildim. 

''Hadi, gitmiyor muyuz?'' Arkamı dönüp yere çömdüm. 

''Neden üstünü çıkarttın? Oraya pijamayla gidemeyiz, tatlım.''  Elimi Scarlett'in kolunun altından geçirip kucağıma aldım. ''Ama anne, o elbise rahat değil.'' 

''Bu akşam abinin mezuniyeti var, seni gördüğünde büyülenmesini istemez misin?'' Bilmiş bir tavırla belindeki saçlarını geriye attırdı. ''Abim beni nasıl görürse görsün büyülenir.'' 

Haklıydı, Scorpius Scarlett'e karşı olağanüstü bir sevgi besliyordu. Kardeşi hayatındaki herkesten ayrıydı onun için. Scorpius tatillerde eve geldiğinde bize hızla sarılıp hemen Scarlett'in yanına giderdi. Aralarındaki ilişki çok farklıydı. 

Scarlett kucağımdayken yatağının üzerine fırlattığı kıyafeti aldım. ''O zaman şöyle yapalım, bu kıyafetle gidelim, bir süre sonra çıkartırız. Pijamanı yanımda alacağım, tamam mı?'' 

Kafasıyla onaylayıp tişörtünü çıkartıp tekrar yatağının üzerine attı, ben elbiseyi üzerine geçirdim ve fermuarını çektim. Draco da o sırada Scarlett'in yatağa fırlattığı pijamalarını katlayıp çantaya koyuyordu. ''Evet, hanımlar. Hazır mıyız?'' 

Elini tutup yanına sokuldum. Boştaki elini de Scarlett'i tuttuğum elime koydu ve bizi sıkıca kavradığında cisimlendik. Hogwarts arazisine cisimlenilmediği için cisimlenen herkes için en yakın yerden testrallerin çektiği faytonlarla Hogwarts'a götürülecektik. 

Testralleri ben ve Draco görebiliyorduk. Hogwarts Savaşı'na katılan bir çok kişi görebiliyordu. Faytona oturduktan birkaç saniye sonra hareket ettiğinde kucağımdaki Scarlett bana döndü. ''Anne, bu nasıl hareket ediyor?'' 

''Testraller çekiyorlar, sadece belli kişiler görebilir.'' Sinirle kaşlarını çatıp kollarını göğsünde birleştirdi. ''Ben neden göremiyorum?'' 

Ona cevap vermeyip kendi kendime hiçbir zaman testralleri görmesini gerektirecek bir şey görmemesini umdum. 

Hogwarts arazisine girdiğimizde etrafa bakıp gülümsedim. Gördüğüm her bir köşede anılarım vardı ve hepsi teker teker gözümde canlanıyordu. Draco'da da aynısı olmuş olacak ki, kolunu omzuma atıp beni kendine çekti ve saçlarımın arasına bir öpücük kondurdu. ''Anne, ben ne zaman Hogwarts'a başlayacağım?'' 

Try To Remember / DramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin