13. Bölüm

2.7K 133 258
                                    

YAZDIĞIM EN SAÇMA BÖLÜM İLAN EDİYORUM. RESMEN KAFAMDAKİ FİKİR TÜKENMESİNDEN DOLAYI ORTAYA ÇIKAN SAÇMA SAPAN BİR BÖLÜM OLDU. BUNUN İÇİN ÖZÜR DİLERİM.

İyi Okumalar!

Mezun olalı 1 ay olmuştu. Her şey mükemmeldi. Ailem artık Draco'yu iyice kabullenmişti. Kendi oğulları gibi davranıyorlardı. Hatta ailenin geri kalan üyeleri ile bile tanışmıştı. Draco Gringotts'daki hesabından yüklü bir miktar para almıştı ve Muggle parasına çevirmişti. (Böyle bir şey var mı bilmiyorum siz var diye düşünün :D) Ailemin de yardımlarıyla kendimize ufak bir ev almıştık. Bundan dolayı annem iyice duygusallaşmaya başlamıştı.

Yanıma alacağım eşyaları kolilere koyarken annem göz yaşlarını siliyordu. "Birkaç parça bırak bari. Arada kalırsınız belki burada." Koliyi yerleştirmeyi bırakıp annemin yanına gittim ve sıkıca sarıldım. "Anne, evlerimiz arasında yarım saatten az var zaten. Nolur ağlama, beni de ağlatacaksın." Sırtımdaki ellerinden biriyle gözyaşlarını sildiğinde annemin yanağından öptüm.

"Hem anlaştık zaten, her akşam buradayız. 2-3 parça bırakıyorum dediğin gibi, belki kalırız." Annem ocakta yemek olduğunu bahane edip aşağıya indiğinde hıçkırıklarını hala duyuyordum. Gözümden düşen birkaç damla yaşa engel olamadım.
Gözlerimi tişörtümün koluna silip Draco'nun odasına girdim. "Canım, birkaç parça bırak istersen. Annem "Özlerim sizi, arada kalmaya gelirsiniz." diyor." Kafasını sallayıp koliden 2 parça kıyafet çıkartıp dolaba geri koydu. Yatağın üzerindeki koliyi bantlayıp kenara koydu. "Ağladın mı sen? Burnun kızarmış." Kafamı iki yana sallayıp yanına oturdum. "Her şey daha da güzel olacak, Herm." Uzanıp yanağından öptüğümde gülümseyip saçlarımdan öptü.

"Malikaneye gitmem lazım. Tüm eşyalarım orada. Hem annemi de görürüm. İstersen sen de gel."

"Olur, gelirim."

Hazırladığımız kolileri annemlerle beraber evimize götürürken heyecandan ölmek üzereydim. Sevdiğim adamla ayrı eve çıkıyorduk. Elini tutup başımı omzuna koyduğumda çenesini kafama yasladı.

Bugüne kadar Draco dahil 4 erkek arkadaşım olmuştu. Babam hiçbirini onaylamazken, Draco'yla gerçekten baba-oğul gibilerdi. Hatta bazen Draco bile kendi babasından daha çok babalık yaptığını söylüyordu. Bu yüzden babam ayrı eve çıkmak istediğimizi söylediğimizde hiç sıkıntı etmemiş, hatta en büyük yardımı kendisi yapmıştı. O da en az annem kadar duygusal olmaya başlamıştı. Her akşam eski fotoğrafları açıp Draco'ya gösteriyordu ve "Küçük kızım büyüdü de ayrı eve çıkıyor." diyip ağlıyordu.

Evimize geldiğimizde etrafa göz attım. 3+1 küçük bir evdi. Şimdilik bizi idare ederdi. Alacak çok az eşyamız kalmıştı. Draco'nun Gringotts'daki paraları 10 ev almaya yetecek kadar fazla olduğu için her şeyi hemen halletmiştik. Annemler her şeyi onun almamasını, kendilerinin de yardım etmek istediklerini söylediğinde onları reddetmişti ama annem ne yapıp edip yardım etmişlerdi.

Annem kucağındaki koliyle mutfağa doğru ilerlerken peşinden gittim. Koliden çıkarttığı tabakları dolaba yerleştirirken yine gözleri dolmuştu. "Anne, lütfen yapma. Bak evimiz çok yakın. Aradığın anda kapıda biterim." Hıçkırmamak için ağzını açmadı, sadece kafa salladı. Tabakları yerleştirmeyi bitirince kolinin içindeki kaçık, çatal ve bıçak olan poşeti çıkartıp onları da yerleştirmeye başladı. En geç haftaya evimize taşınacaktık. İkimiz de artık reşittik, birkaç ay içinde de evlenmeyi düşünüyorduk.

Yerdeki 2 koliyi alıp yatak odasına doğru ilerledim. Dolabı açıp sağ tarafa kendi kıyafetlerimi yerleştirdim. Sol tarafa da Draco'nunkileri yerleştirmeye başladığımda babam odaya girdi. "Ev sensiz çok sessiz olacak." Burnunu çekip ellerini dolu gözlerine bastırdığında burnum sızlamaya başlamıştı. "Annem bitiyor, sen başlıyorsun. Yapmayın lütfen beni de ağlatacaksınız." Sonlara doğru sesimin titremesine engel olamamıştım. Babama sarıldığımda tuttuğum gözyaşlarım akmaya başladı.

Try To Remember / DramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin