10. Bölüm

3.8K 154 309
                                    

Günlerdir sıradışı hiçbir şey olmamış, normal bir şekilde hayatımıza devam ediyorduk. Draco ihtiyaç odası diye sızlanmaya devam ediyor, isyanlarıma karşılık da Ginny'yi göndermeyi teklif edip omzuna yumruğu yiyordu. Bunlar düzenli olarak her gece olduğu halde bıkmamış, hala devam ediyordu.

Dumbledore artık tehlike geçtiği için Draco'nun benimle beraber Gryffindor yatakhanesinde kalmasına gerek kalmadığını belirttiğinden beri Draco Dumbledore'a sinirliydi. İkimizin de boş saati olduğundan dolayı boş bir sınıfta vakit geçiriyorduk.

"İhtiyar herif. Hayır yani, ne olur seninle kalsam?" Dediklerine gülmemek için yanaklarımı ısırıyordum.

"Ee, İhtiyaç Odası ne günler için var?" Hızla kafasını bana döndürdü. Gözlerindeki parlamayı görmemek imkansızdı. "Ciddi misin?" Elimi yanaklarına götürdüm. Sinsi bir şekilde gülümseyip "Hayır." dedim. Parlama anında solarken beni duvarla arasına aldı.

"Demek öyle, Bayan Granger." Yüzlerimiz arasındaki mesafenin yakınlığından dolayı nefeslerimiz birbirine karışıyordu.

"Öyle, Bay Malfoy." Ellerini kalçama yerleştirip havalanmama yardımcı oldu. Bacaklarımı beline sardım. Sırtım hala duvardaydı. Kendini bana bastırıp yüzünü daha da yakınlaştırdı.

"Demek beni istemiyorsunuz Bayan Granger." Dayanamayıp öne atılırken dudaklarımız arasında santimler kaldığında cevap verdim.

"Ah sizi öyle çok istiyorum ki Bay Malfoy." Gözlerindeki parıldama geri geldiğinde dudaklarımızı birleştirdim. Dudaklarımızı ayırmadan kapıya büyü yapıp asayı elinde fırlatıp elini tekrar belime koydu. Sonuç olarak, bu gecenin yine İhtiyaç Odası'nda geçeği belliydi.

***

Sabah olduğunda giyinip İhtiyaç Odası'ndan çıktık. Bugün günlerden pazardı. (RuyaSEZER şimdi yazabilirsin diaşdlwğfğ2ğfiwö)
Büyük Salon'a gidip Harry'lerin yanına oturduk. Harry geldiğimizi görünce kafasını yemeğinden kaldırdı.

"Gece haber verip gitseydin derdim de, artık nerede olduğunu tahmin etmemek çok da zor değil. Sonuçta Dumbledore artık Draco'nun Gryffindor yatakhanesinde kalmasına gerek kalmadığını söyledi." diyip göz kırptı. Gözlerimi devirip kahvaltımı etmeye başladım. Draco'da Harry'nin dediklerine kıs kıs gülerken masanın altından çok sert olmayacak şekilde bacağına vurdum. Gülmesi şiddetlenirken "Artık utangaçlığı aştığımızı sanıyordum." diyip kahkaha atmaya devam etti.

"Sanırım birileri kafasına yumurta yemek istiyor." Elimdeki yumurtayı sallayıp kaşlarımı kaldırdığımda elleriyle dudağına fermuar çekermiş gibi yapıp sinsi sinsi sırıtmaya devam etti.

"Çocuklar, ne zamandır Hagrid'i ziyarete gitmiyoruz? Kahvaltıdan sonra gitsek mi?" Tüm gözler Ginny'ye dönmüştü. Doğru söylüyordu, uzun süredir Hagrid'i ziyaret etmiyorduk. Ben kafamı olumlu anlamda sallarken diğerleri de olur demişti.

Kahvaltımızı edip Ortak Salon'dan çıkarken Pansy önümüzde belirdi. Ben gözlerimi devirip Draco'yu çekelerken Pansy kolumdan tuttu.

"Granger, sana bir özür borçluyum. Aslında ikinize de borçluyum. Hatırlasaydım asla Draco'yu öpmezdim. Ama artık hatırlıyorum." Kafasını Draco'ya çevirdi. "Özür dilerim, ikinizden de." Kafası eğik bir şekilde yanımızdan geçip giderken Draco'ya baktım. Onay verircesine gözlerini kırptı. Arkamı döndüm.
"Parkinson!" Hızla bana doğru döndü.
"Sorun değil." Gülümsemesi yüzüne yayılırken ben de sıcak bir gülümsemeyle karşılık verdim. Geri dönüp Draco'nun koluna girdim ve bizimkilere yetişmeye çalıştık.

***

Hagrid'in kapısını çalmış ve açmasını bekliyorduk. Kalın sesiyle birkaç kez geliyorum dedikten sonra kapıyı açtı ve bizi sıcak bir şekilde selamlayıp içeri geçmemiz için kenara çekildi.

Try To Remember / DramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin