Ben Lee Yoo Mi 18 yaşımdayım babam yeni bir şirket kurdu ve koreye taşındık çünkü babamın ortağı aile dostumuzdu oğlu varmış ama hiç görmedim. Koreye gidince bir gün sonra okula gittim güzel değildim hatta erkeklerin iğrendiği bir tipim diş tellerim ve büyük bir gözlüğüm vardı ama zayıfım diştellerim haftaya çıkacaktı bunun için mutluydum okula girince hepsi bana tuhaf tuhaf bakıyolardı sağ tarafımda bir gurup vardı 7 kişilerdi hepsinin içinde sadece birisi bana gülmüyordu ama arkadaşı kulağına birşey söylediğinde gülmüştü bu ona çok yakışmıştı neyse müdürün yanına gidip sınıfımı öğrendim ve sınıfıma gittim kendimi tanıttım ve boş bir sıraya oturdum herkes bana gülüyordu...
1 hafta sonra
Bugün diş tellerim çıkıyordu. Doktordan gelince annemle, babam konuşuyordu. A : Hayır kızımın bilmediği biriyle evlenmesine izin veremem. B : Ama napalım ortağımızla sözleşmeyi sürdürmemiz için gerekli. S : Baba noldu ne evlenmesi. B : Gel otur konuşalım seninle. S : Peki, noldu baba B : Kızım biliyosun ortağımızın bir oğlu var anlaşmamızın devam etmesi için senin onunla evlenmen lazım ne diyorsun kızım. S : Babam tabikide kabul ediyorum siz benim istediğim herşeyi yaptınız ama o beni beğenirmi bilemem. B : Bak kızım diş tellerin çıktı sana lens te aldım onu kullan odanda yatağının üstünde senin için eşya aldım onları giyersin peki. Sabah hazırlanıp okula gittim diş telim yoktu ama gözlükler bunlarla birlikte babamın ortağı bu akşam tanışmak için ailesiyle gelicekler ve eğer uygun görürlerse nişanlanıcaz bu biraz canımı acıtıyordu çünkü mark a aşık olmuştum eve gittim odamda hazır olan eşyalarımı giydim
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(arkadaşlar karar veremedim isteyen üsttekinden seçe bilir ama ben bunu seçiyorum) hazırlıklarım bittikten sonra kapı çaldı onlar sofraya geçti ben yavaş yavaş aşşağı indim masaya oturduğumda karşımda mark vardı. S : Mark M : Yoo Mi O da şaşkındı demekki oda benim olduğumu bilmiyormuş. B : Siz birbirinizi tanıyormusunuz. S : Evet baba biz mark la aynı sınıftayız. M : Yoo Mi diş teli ve büyük gözlüklerin olmadan daha güzelsin. S : Teşekkürler. M B ( Mark ın babası) : Eeee madem birbirinizi tanıyorsunuz evlenin. M : Baba. S : Efendim aynı sınıfta olsak bile birbirimizi net tanımıyoruz ve onun okulda takıldığı ayrı 6 kişilik bir grup var kendisiyle 7.
Yemeği yedikten sonra annemin ısrarıyla odaya çıktık ve onun ailesiyle benim ailem karara varmak için konuşuyorlardı. M : Diş telini ve gözlüğünü benim için mi çıkardın. S : Hayır, zaten bugün diş tellerim çıkıyordu ve artık lens kullanıcam. M : Peki. S : Gerçekten benimle evlenmek istiyormusun. M : Bilmem sana hiç alıcı gözüyle bakmadım. S : Yani evlenmek istemiyorsun duygularımız aynı bende benimde hoşlandığım biriyle evlenmek isterdim. M : Sana ne zaman seninle evlenmek istemiyorum dedim. S : Yani evlenmek istiyorsun. M : Evlenmek istiyorum da demedim. Aşşağı dan annemler seslendi aşşağı indik. B : Eeee kızım siz ne düşünüyorsunuz. M : Efendim biz birbirimizle çok kaynaşamasık ama zamanla birbirimizle anlaşıcağımızı düşünüyorum. M B : Peki yüzükleri zaten getirmiştik takalım. S : Peki nasıl düşünüyorsanız. Yüzükleri takmıştık şimdi marka nişanlımıydık...
