18 Ağustos 2015

363 31 13
                                    

02:30

   Fısıltılar duyuyorum sanki. Korkudan mı, gerçekten mi bilmiyorum. Lütfen gerçek olmasın, buradan başka gidecek yerim yok.

02:31

O neydi hala anlayamıyorum. Hayâl olsun lütfen, aklımın bir oyunu ya da basit bir göz yanılması.

02:33

   Hiç akıllanmayacağım. Yine kendimi bir belânın içine soktum. Böyle şeyler hayatımdan ne zaman çıkacak?

02:41

   Odadaki bütün ışıkları yaktım. Mum hariç...

02:43

   Sürekli sağa sola bakıp etrafı dinliyorum. Yapmayacaktım onu. Aptallığımdan kurtulamıyorum.

02:44

   Uyku tutmayınca internette dolaştım. Sonra nereden aklıma geldiyse -belki de hiç çıkmıyordur-, üvey babam ve ona musallat olan ifriti düşündüm. Onlarla karşılaşmamak için anneme gitmemiştim.
Babamın yanında, onlardan uzakta güvende olacağımı düşünerek bu tür bir varlıkla nasıl iletişime geçebilirim diye internette araştırma yaptım. Aptal kafam!

02:47

   Sitenin birinde böyle varlıklarla iletişime geçmek için bir ayna, mum ve kafatası gerektiği söyleniyordu. Kişi o varlığa yoğunlaştığında, kafatasının aynadaki yansımasından konuştuğu yazıyordu. Çok ilgimi çekmişti. Haliyle kafatası bulamayacağımdan bir şey olmayacağını düşündüm. O yüzden yapma konusunda daha cesur oldum.

   Babam uyuyordu. Normalde aynalara bakmadığım halde içimden bir şey beni zorluyordu, ben de banyodaki aynayı aldım. Buzdolabında da mum buldum.  Odama geçip ışıkları kapattım. Aynayı yere koyup aramıza da mumu koydum. Mum yandıktan sonra aynada kendi yansımamı gördüm. O görüntü bile beni korkutmuştu. Bir an vazgeçecektim ama o saçma dürtü, merak yüzünden devam ettim. Gözlerimi kapatıp üvey babamı düşündüm. Böyle dakikalar geçti. Arada yavaşça tek gözümü açıp korkuyla bir görüntü olmadığına bakıyordum. Benim görüntümden başka bir şey yoktu. Ben de ifriti en son gördüğüm haliyle hayâl etmeye karar verdim.

   Birden ter bastı. İçimde bir şeyler dolaşıyordu sanki. Elimde olmadan sallanmaya başladım, ardından da titremeye. Gözlerimi açıp bu halden kurtulmak istiyordum ama açamıyordum. İşte o zaman korkmaya başladım.

   Ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Titremem, sallanmam durdu ve ben gözlerimi açabildim. Aynaya baktığımda yansımamın yerinde kötü kötü sırıtan üvey babamı gördüm. Kilitlenmiştim, yerimden kalkamıyordum. Üvey babamın görüntüsü değişip, ifriti ablamlarda gördüğüm şekline büründü. Koyu kan kırmızısı bir duman gibi tüten, parlak kırmızı gözlü bir varlık...

İçim titredi. Bir şeyler homurdandı ama anlamadım. Ağzımı açıp dua etmeye çalıştım. Yapamadım. Ağzım gibi ruhum da kilitlenmişti. İçimden bile dua edemiyordum. İfrit aynanın içinden dumandan ellerini çıkardı. Bana doğru yavaşça uzatıyordu. Yüzü yoktu ama güldüğünü hissediyordum. Aklıma Fuat geldi ve onunla birlikte cesaret de.

Dua okumaya başladım. Önce içimden okuyordum. Ben okudukça elleri aynanın içine doğru geri çekilmeye başladı. Kızgın olduğunu gösteren homurtular çıkarıyordu. Sonra nasıl olduysa sesli bir şekilde dua edebildim ve bir anda görüntü kayboldu, ben geri düştüm. Sanki suyun içinde boğulan bir insanın suyun yüzüne çıktığında aniden nefes almaya başlaması gibi nefes aldım. Aynada benim dehşetten gözleri açılmış halim vardı.

   Hemen elimi uzatıp, acısına aldırmadan mumu söndürdüm. Oda kapkaranlıktı ama aynada bir şey görmediğime memnundum. Kendi yansımam bile olsa...

   Kendime gelince ayağa kalktım. Arkamı dönüp lambayı yakmak için elimi uzattım ama lambayı yakamadan o garip aydınlık geri geldi. Aynaya doğru döndüğümde mumun yine yandığını gördüm.  Kalbime dehşet hissi doldu yine. Dua okumaya başladım ama o his geçmedi bu defa. Ellerim titreyerek, söndürmek için muma doğru uzandım. Aynada yansımam yoktu; yalnızca mum ve bir karanlık.

  Tam elimi uzatmış mumu söndürecekken, aynada bir şey göründü. Afalladım. Daha iyi görmek için eğildim. Mumun arkasında sarı saçları iki yandan ayrılmış, kocaman mavi gözleri olan bir oyuncak bebek oturuyordu. Kafası yerdeki muma  dönüktü  ve gözlerinde garip bir canlılık vardı. Sanki gerçek bir göz gibi...

   Ben aynaya iyice yaklaştığımda muma dönük başı hiç hareket etmeden gözleri bana döndü. Sırtımdan aşağı kadar ürperti hissettim. Gözlerimiz birbirine kilitlenmişken başını da çevirip, " Benimle oynar mısın?" dedi.

Ben kendimi geriye doğru attım. Sol elim duvarda lambanın düğmesini arıyordu. O korkunç bebek ayağa kalktı. Ağır adımlarla aynanın dışına çıkacakmış gibi yürüdü. Gözlerim dehşetten açılmış bir halde bakarken elim hala düğmeyi arıyordu. Bebek garip adımlarla yaklaşıyordu. İyice yaklaştığında ayağını aynanın dışına çıkacakmış gibi kaldırdı. O sırada elim lambanın düğmesiyle buluştu. Işık açıldığında bebek kayboldu. Ben korkudan duvara yapışmış bir şekilde aynadan gözümü ayırmadan yerde öylece kalakaldım.

   Çok korkuyorum. Şimdi ne olacak?

                           ###SON###

İfrit Günlükleri  - 2 -   TımarhaneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin