1
Kahvaltıdan sonra Neriman ablayı bir kenara çekip, "Günlüğümün sayfaları koparılmış. Kimin yaptığını biliyor musun?" diye sordum. Damla'nın yaptığını biliyordum ama bir başkasından da duyup emin olmak istiyordum. Neriman Abla soruma çok şaşırdı. Beni dikkatlice süzdü.
"Hatırlamıyor musun?" dedi.
"Neyi hatırlamıyor muyum?" dedim.
"Sen yırttın," dedi.
"Ne? Ben mi?" dedim şaşkınlıkla.
"Evet. Dün delikten çıktıktan sonra günlüğünü alıp yorganı başının üstüne örtüp sallanarak, anlamadığım garip şeyler söyledin. Sesin yükselmeye, daha da garipleşmeye başladı. Yatakta şiddetle sallanıyordun. O tuhaf şeyleri söylerken de arada sayfaların yırtılma sesini duyuyordum. Müdahale edecektim ama kısa zaman sonra durdun. Çok üzgün olduğunu düşünüp bir şey demedim," dedi.Ben Neriman ablaya öylece bakıyordum. Dedikleri çok ama çok anlamsızdı. "Ben yapmış olamam. Mümkün değil," dedim. Sonra aklıma o korkunç ihtimal geldi. Koşarak yanından uzaklaşıp bahçeye çıktım. Nefes almaya ihtiyacım vardı. Aldığım nefes yetmiyordu. Yere çöktüm. Soluklarımın arasında, "Kız beni ele geçirmiş," diye fısıldadım kendime. Şaşkınlığım önce korkuya, sonra da öfkeye dönüştü.
2
Aciz olmaktan, kendimi aciz hissetmekten yoruldum. Bu kızın bana verdiği zararlardan sıkıldım. Beni hayata, aklıma, hislerime bağlayan tek şey günlüğüm. O kız yüzünden hem aklımdan, hem de günlüğümden olmak istemiyorum. Bu işi artık sona erdireceğime dair kendime söz verdim. Artık her şeyden korkarak yaşamak istemiyorum. Bu kızı durdurmanın bir yolu olmalı. Fuat biliyordur. Ona ulaşmalıyım.
3
Az önce Suna ablaya, onun cep telefonu ile ablamı aramak istediğimi söyledim. Haliyle şaşırdı. Ayrıca Damla'ya olanlardan sonra bana biraz mesafeli duruyordu. Yine de beni sevdiğini biliyordum. Ne yapacağımı anlamak ister gibi önce beni süzdü.
"Yanlış bir şeyler yapmayı düşünmüyorsun değil mi?" dedi.
"Hayır, kesinlikle düşünmüyorum. Sadece onun sesini duymaya ihtiyacım var," dedim. Telefonunu uzattı. Ablamın numarasını unutmamıştım. Ablam sesimi duyunca, yabancı bir numaradan da aradığım için biraz endişelendi.
"Kötü bir şey mi oldu?" diye sordu. Sesinde gerginlik hissediliyordu.
"Hayır," diye yalan söyledim. Belli ki hücreye atıldığımı duymamıştı. Olayları biliyor olduğunu düşündüğümden ararken biraz gergindim.
"Senden çok önemli bir şey istiyorum," deyince, "Aman Allah'ım kötü bir şey oldu değil mi?" dedi.
Sakin olmasını, ortalığı velveleye verecek bir şey olmadığını söyledim.
"Fuat'ı ara ve bana ulaşması gerektiğini söyle," dedim.
"Deniz, ne oluyor yine? Sen Fuat'la her görüştüğünde sonu kötü biten bir şeyler oluyor,"
"Bu defa olmayacak. Ben kendimdeyim. Sen sadece dediklerimi Fuat'a söyle," dedim.
Başıma gelenleri hafifleterek ve bazı kısımlarını es geçerek anlattım. Kendimde olmadığımı, yapamayacağını söyledi. Benim zarar görmemi istemiyormuş.
"Eğer benim için bunu yapmayacaksan bir daha seninle konuşmam, görüşmem," deyip suratına kapattım. Kızdığımdan kapatmadım tabii. Onu duygusal olarak bunu yapmaya mecbur etmek için. Umarım işe yarar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İfrit Günlükleri - 2 - Tımarhane
HorreurO küçük şeyler peş peşe içeri girip yatağımın etrafını çevirdiler. Sonra 'Gölge' geldi. Homurtusu içimi titretiyordu. Diğerlerinden çok farklıydı. Ama o korkunç iki kırmızı göze kilitlendiğimden tarif edemiyorum. Sonunda o küçük korkunç kız geldi. A...