1
Tarihten emin değilim. Günlükte yazılı bir önceki tarihe bir gün ekliyorum. En mantıklısı bu...
2
Bir kaç gün daha beton vururlar diye düşünüyordum ama vurmadılar. Onlar da benden bıktılar herhalde. Buradaki diğer kaçıklardan bir farkım yok.
3
Dün buraya geldiğimden beri –en azından hatırladıklarım içinde- en rahat uyuduğum geceydi. Herhalde artık burada yaşamayı dert etmediğimdendir. Neriman onu hastanelik ettiğinden beri Emine de burada yok. Damla ise... Onun yokluğunu, ya da varlığını nasıl tarif edebilirim bilmiyorum. Bir hayal gibi... Ya da serap. Bir an kahvaltı da görüyorum, sonra tekrar baktığımda orada olmuyor. Gece de aynı şekilde. Bazen yatağında, bazen değil. O gece o büyük Gölge ile onu gördüğüm zamandan beri bana pek yaklaşmıyor.
4
Bugün daha önceki haplardan verdiler. Üzerine bir o kadar yenilerini ekleyerek. Tatları berbat. Buradaki her şey gibi...
5
Uyuyamadım. Aynı şeyler yine oldu. Yine birisi fısıldadı. Aynı tiz fısıltı... Yatakta arkamı dönüp baktığımda kimsenin olmadığını fark ettim. Ama sanki karanlıkta dolaşan koyu gölgeler gördüm. Bir şeyler kesinlikle var. Saat yine 03:13'tü. Yine aynı şeyler olmasın. O Burada yok. Gölge... Peki, niye böyle şeyler görüyorum?
6
Beni korkutuyor. Damla... Ellerim titriyor. Biraz dışarıda vakit geçirmek için bahçeye çıkmıştım. Dolaşırken Damla bir anda önümde bitti. En sevimli ve güleç haliyle bana bakıyordu. "Hadi saklambaç oynayalım," dedi. O malum günden beri onunla konuşmamıştım. Mümkün oldukça karşılaşmamaya çalışıyordum. Böyle aniden sorunca 'Hayır,' diyemedim. "Olur oynayalım," dedim. Oynarken sürekli o gece olanlar aklıma geldi. Damla ise sanki hiç öyle bir şey yaşanmamış gibi davranıyordu. Bu defa onun oynayışına daha çok dikkat ettim. Nereye saklandığını göremediğim gibi sobelemek için koşarken de görmedim. Sanki bir anda orada oluveriyordu ve sadece neşeyle sobelerken görebiliyordum.
Bir süre oynayınca onunla oynamanın eskisi kadar zevk vermediğini gördüm. "Ben yoruldum," dedim. Gülümseyerek oynamaya devam etmek istediğini söyledi. Gülümsemesi çok yapmacıktı ve rol yaptığı çok belli oluyordu. "Başka zaman oynarız," deyince, "Hayır, şimdi oynayacağız," dedi. Bu defa yüzünde duygusuz bir ifade vardı. Çok şaşırmıştım. Bir şey demeden arkamı dönüp uzaklaşırken, "Sana şimdi oynayacağız dedim," dedi. Sesi ona ait değildi. Arkamı döndüğümde gördüğüm şey şok etti. Yüzü koyulaşmış, gözleri iyice kapkara olmuştu. Bunu nasıl söyleyeceğim bilmiyorum ama boyu normalde olduğundan daha uzundu. Kolları aşağıda bana öfkeyle bakıyordu. O şok edici halini görünce hızla uzaklaştım. Binaya doğru giderken korkuyla arkama baktım. Ortalarda yoktu. Bir daha değil onunla oynamak, yaklaşmayı dahi düşünmüyorum.
7
Korku filminin içinde gibiyim. Damla'nın yanından neredeyse kaçarak koğuşa gidiyordum. O esnada binanın girişinde Neriman'ın durduğunu gördüm. Yanından geçerken, -her zamanki gibi gözleri benim üstümdeydi-
" O kız tehlikeli. Ondan uzak dur," dedi. Az kalsın korkudan çığlık atacaktım. Daha önce hiç konuştuğunu da duymamıştım. Sesi görüntüsüne nispetle çok yumuşaktı. Şaşırayım mı korkayım mı bilemiyorum. O da Damla'dan daha az korkutmuyor beni.Bana o sözleri söylerken durmadım ama biraz uzaklaşınca arkamı dönüp ona baktığımda yüzünde ilk kez endişe gördüm. Nedense bu garip geldi. Durmayıp koğuşa doğru hızla yürüdüm. Yatağıma geçip oturdum. Şimdi de günlüğümü yazıyorum. Başka yapacak bir şeyim yok.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İfrit Günlükleri - 2 - Tımarhane
HorreurO küçük şeyler peş peşe içeri girip yatağımın etrafını çevirdiler. Sonra 'Gölge' geldi. Homurtusu içimi titretiyordu. Diğerlerinden çok farklıydı. Ama o korkunç iki kırmızı göze kilitlendiğimden tarif edemiyorum. Sonunda o küçük korkunç kız geldi. A...