Yapamazdım. Geri gelemezdi. Onu nasıl kurtarabilirdim ki? Bu kadar güçsüz ve acizdim.
"Özür dilerim. Hepsi benim hatam. Yoongi beni affet..."
Sözlerden bıkmayarak devam ettim. Sonuna kadar söylemeye devam ediyordum. Ama tepki bile vermiyordu.
Kapıda beliren annem ile ayağa kalktık. Eğilip içeri girdiğinde bana baktı.
"Bugün Jimin büyük bir kahraman oldu. Jimin ölmeyi değil sonuna kadar yaşamyı hak ediyordu biliyorum. Onu son kez uğurlayalım."
Yoongi hiç iyi gözükmüyordu. Sinirliydi. Ve gözlerindeki yaşlar yeterince çoktu.
Onu anlayamazdım. Hiçbir şekilde anlayamazdım. Annemin klişe lafları bile bir işe yaramazdı.
"Taehyung ben bir karara vardım. Herşey yoluna girdiğinde artık benim yerime geçme zamanın geldiğini düşünüyorum. Koşulsuz geçeceksin."
Gülme isteği nerden geliyordu böyle?
"Buraya bunu söylemek için mi geldin? Bu mu yani?"
"Ne düşünürsen düşün. Bu-"
Dışarıdaki birkaç çığlık sesi ve gürültü ile olduğumuz bina sarsıldı.
"Neler oluyor?"
Dışarıya doğru atıldığımda bedenim direk oraya gitti.
Babamı tam karşımda gördüğümde geriledim.
"Sonunda o gün bugün gibi ha? Zamanı geldi gibi gözüküyor."
Biz hazır mıydık? Nefret ile yüzüne bakıyordum.
"Sıradaki ölüm listemde iki kişi var Taehyung bir sen diğeri ise kim biliyor musun?"
Jungkook gözlerimin önünde belirdiğinde atağa geçeceğim anda.
"Tcık tcık bunu yapmak istemezsin."
Jungkook'u önüme doğru fırlattığı anda hızla yanına giderek belinden yakaladım.
Jungkook'un kollarını boynuma atarak yavaşça yere süzüldüm. Kokru ile bedenime sıkıca sarılıyordu.
"İyi misin? Lütfen iyi olduğunu söyle?"
Başını salladı. "İyiyim."
"Amacım tek son kalan bu salak melezden yararlanmak değil. Asıl önemli melez karşımdaydı her zaman."
Benden bahsediyordu. Bunu nasıl fark etmezdim. Aslında herşey benimle alakalıydı. Yoongi bir sürü muhafızıyla ve güçlü olan bütün melekler ile meydana geldi. İnsanların çoğu ise evlerine girdi.
" Benden daha neler saklıyorsun? Ne melezi o ne demek?"
Ellerimle yanağını okşadım. "Üzgünüm. Söyleyemedim. Anlatılacak çok şey var biliyorum Jungkook. Herşey düzelsin anlatacağım."
Onu nasıl affettirebilirdim. Artık hiçbir fikrim yoktu.
"Bu dünyayı sonsuza kadar yok edeceğim.!"
Jungkook'u kucağıma aldığım gibi odama götürdüm . Hızlı ve çevik bir şekilde.
"Seni sonuna kadar koruyacağım meleğim. Söz veriyorum."
Üstünü düzeltip; "Sen sadece burada dur hiçbir yere çıkma. Şimdi gitmeliyim."
Kolumdan tuttuğu bedenlerimiz birbirine kenetlendi.
"Taehyung sana birşey söylemeliyim."
Kelimleri toparlamaya çalışıyor gibiydi. Kalbimin neden böyle attığı hakkında hiçbir fikrim yoktu. Bu hissi ilk defa hissetmiştim.
"Ben birşey farkettim. Emin değildim yani. Ben..."
Ne olmuştu? Duygularım karmakarışıktı.
"Bir sıkıntı mı var Jungkook."
Ellerini ellerüme kenetledi. Önemli birşey mi olmuştu. Neler oluyordu?
"Ben senden hoşlanıyorum Taehyung. Elimde olmadan senin büyüne kapıldım. Ve sana karşı duygularım olduğunu hissettim. Başta emin olamadım. Benden onca şey saklıyormu-."
Dudaklarına yaptığım hamle ile gözleri şok ile açıldı. Dudaklarıma uyum sağlayarak öptü ve geri çekildi. Bu hissin cevabı bu muydu? Bedenim sanki benim kontrolüm altında değildi. Bu garip bir histi. Ama doğru birşey yapıyormuş gibiydim.
"Geri döneceğim..." kalbüm ağzımda yanından ayrıldım. Kalbim bir türlü durmuyordu.
Dışarıya çıktığım an çok büyük bir karmaşa vardı. Herkes kendini savunmak ile meşguldü. Yoongi'nin yanına gidip üstündeki adamı yok ettim. Ellerinden tutup kaldırdım.
"İyi misin?"
Karnını tutuyordu. "Dayan Yoongi."
"Çekil!" Arkamdaki kişiye büyük bir hamle ile toza çevirdi.
"Annen ona yardım et. Hemen!"
İkisini gördüğüm an annemin çok kötü yaralandığını gördüm. Hızlı olmalıydım. Önüme çıkan şeytanı ışık ile boğdum. Kollarımdan tutulduğum an önüme bir kişi geçti.
"Ölümün ne kadar can yakıcı olduğunu biliyor musun?"
Kollarımı çekiştirip birini ittirdiğimde diğeri ise yana savruldu.
"Sen benim yerime baksan olur mu?"
Gözlerimin önünde yok olduğunda annemi kaybetmiştim. Gözlerimle her tarafı taradım. Ve gördüğüm an o yöne gittim.
"Dur!"
Babam annemin boğazını sıkı sıkı tutuyordu. Yok edilmek üzereydi. Annem parçalara ayrılıp yok olmak üzereydi. Babama doğru bir atak yaptım. Diğer eliyle bana doğru savurduğu an çok küçük bir pay ile kurtulmuştum.
"Senden nefret ediyorum biliyor musun? Sonuna kadar nefret ediyorum!"
Yaptığım hamle ile annemin bedeni aşağı süzüldü. Onu az da olsa yavaşlatmıştım. Ona yetişip tuttum. Birkaç melek hızla yanıma geldi.
"Onu götürün. Kötü durumda." Başları ile onaylayıp gittiler.
Asıl şimdi çok güçlü olmalıydım.
Jimin'in intikamını almalıydım.
Beni kardeşimden koparan adamı lanetlemeliydim.
Tanrı şahidim olsun ki onu son parçasına kadar yok edeceğim.
■■■
Yaşıyorum...
Bu emin olmadığım karışık bölümlerden biri...
Harika değil... farkındayım. Evet 3 nokta hastalığı var bende heryere 3 nokta koymaya başladım. Bu ayrı sıkıntı.
Ama eğer anlamadığınız yaw Angel burası ne alaka dediğiniz bir yer olursa yorum bırakın.
Beğenirsiniz umarım. Yorumlarınızı bekliyorum. <3
#Ąngel
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Valuable Wings |Vkook
FanfictionMinik meleğim seni bir daha görebilecek miyim? Sen öldürmem gerekiyordu. Ama yapamadım.. Şimdi ise bir ölümlüyüm... Sadece biraz farklıyım... Sana gerçek beni anlatmalı mıyım? Son nefesime kadar seni koruyacağıma yemin ediyorum... ¤Vkook Fanfic¤ ¤Tü...