Yerimden hızla doğrularak etrafa baktım.
"Jungkook!"
Jimin koltuktan kalkıp yanıma geldi."O uyuyor Taehyung. Biz gidince uyanacak emin ol."
Derin bir nefes alıp yanaklarımın ıslaklığını sildim.
"Uykunda ağlıyordun.. Birşey mi oldu?"
Jimin'e uzun uzun baktım. Özlem duygusu heryerimi sarmıştı.
"Jimin!"
Hızlıca kollarına sarıldım. Sıkı sıkı sardım arkadaşımı."Hey bir dakika ne oldu Taehyung... yoksa?"
Ondan ayrılıp yatağa geri oturdum.
"Ben hatırlıyorum. Herşeyi...
Neler olduğunu...
Jimin ben Jungkook'u asla öldürmeyeceğim. Tamam mı?
Ama kanatlarını gördüm. Onlar canlıydı hala. Hissettim."
Kapıdan içeriye giren beden ile gerildim.
"Bu da demek oluyor ki hala şansın var Taehyung."
Yoongi'den nefret ediyordu Taehyung. Havalı ve kendini birşey sanarak etrafta dolaşması sinir bozucu geliyordu.
"Sen... Jimin sana hala inanamıyorum. Orada bir sürü melek varken gittim bunun gibi birini mi buldum!"
Jimin derin nefes alıp Yoongi'ye baktı ve ellerini avuçlarının arasına aldı. Minik parmakları beyaz ellerin arasında kayboldu.
"Onu seviyorum. Taehyung..."
Yan gözlerle baktım. Onu gerçekten seviyordu. Bunu görebiliyordum ama;
"Tamam ama bu ilişkinizi kabul ettiğim anlamına gelmiyor."
Yoongi derin nefes alıp üfledi.
"Bu konuşman bittiyse artık planmızı yapmalıyız... o ölümlü bir melez ve daha ne kadar uyuyabilir bilmiyorum..."
~▪~▪~▪~▪~
"Babam açık açık bir savaş olacağını söylemiş. Ve senin tarafını seçmeni istiyor. En kısa zamanda seninle yeniden bağlantı kurabilir Taehyung.."
Jimin düşünceli bir şekilde çenesini kaşıdı.
"Sakufaların döküleceği zaman mı? Zaman bile vermiş. Tae sen ne düşünüyorsun."
Derin nefes aldım.
"Bakın hiçbir zaman yanında olmayacağım. Ve bu konuda annemi uyarın. Hazırlıklara başlasın. Ve Ben sonuna kadar Jungkook'u koruyacağım. Babamın yüzyıllar boyunca bir daha yaşamasına izin vermeyeceğim. Buradayken biraz çalışmalıyım. "
Jimin onayladı ve Yoongi konuşmaya başladı.
"O zaman bizde hazırlıklarımıza başlayalım. Bu savaş buraya yakın olacaktır. Bir de senin kanatlarını almak için plan yapmalıyız. O sarayda bir yerde olduğuna eminim."
Jimin aklına gelen fikirle parmaklarını şıklattı.
"Aha o sarayın çok önemli bir girişi var. Ve ben orayı tamamı ile biliyorum. Tae ile eskiden oradan girerdik. O gelemeyeceği için ben alabilirim."
Yoongi olumsuz bir şekilde başını salladı.
"Sen delirdin mi? Buna asla izin vermem. Beraber gideceğiz..."
"Üzgünüm Jimin ama ilk defa Yoongi'nin tarafındayım. Orası çok tehlikeli. Ve hazırlık zamanında daha tehlikeli olacaktır."
Jimin oflayarak ayağa kalktı.
"Ben kararımı verdim. Lütfen Yoongi beni anlamalısın..."
Yoongi kızdığı için sandalyeyi ittirdi ve ayağa kalktı. Kanatlarını sonuna kadar açıp dışarıya doğru havalandı.
"Ben onu ikna ederim. Merak etme sen... seninle irtibata geçeceğim Tae!"
Masadan kalkıp ona yetişmeye çalıştım. Kanatlarını açıp onun peşinden gitmeye başladı.
Savurduğu kanatlar beni geriye doğru püskürtürken oturduğum yerden düşünmeye başladım.
"İyi de oraya gitmeni istemiyorum ki.."
Üstümü düzeltip ayağa kalktım. Etrafın dağınıklışu ile ne yaolacağını düşünmeye başladım.
Aklıma gelen fikir ile bu basit işi yapabilirim diye düşündüm.
Gözlerimi kapatıp derin nefes aldım.
Geri açtığımda herşey yerli yerindeydi."Uh zor değildi."
Yukarı çıkıp Jungkook'un yattığı odaya doğru gittim.
Seni koruyacağım Jeon Jungkook.
***
Öhöm iki bölüm birden iyi oldu ama baya geç. Yine de yükleyim dedim.
Umarım beğenirsiniz.
#Ąngel
Bu GIF bebeğim oldu da♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Valuable Wings |Vkook
FanfictionMinik meleğim seni bir daha görebilecek miyim? Sen öldürmem gerekiyordu. Ama yapamadım.. Şimdi ise bir ölümlüyüm... Sadece biraz farklıyım... Sana gerçek beni anlatmalı mıyım? Son nefesime kadar seni koruyacağıma yemin ediyorum... ¤Vkook Fanfic¤ ¤Tü...