Ameliyathaneden çıkıp maskemi çöp kutusuna attım.Gerçekten çok yorulmuştum.Hastanın dosyasını imzalayıp kendi odama geçtim.En azından yarım saat kestirmeliydim.12 saattir ameliyattaydım çünkü.Karnımda çok açtı ama uyku ağır geliyordu.Tam başımı huzurla arkaya atıp uyuyordum ki...Kapı çaldı.Kim bu Allahın cezası gerçekten anlayamıyorum.Kendimi toparlayıp "Gel!"dedim.Gelen hastane sekreterimiz Jihyun'du.
Ne söyleyecekse söylesin ve bende uykumla kavuşayım artık.
"Efendim Gangnam'da olan bir malikaneden aradılar.Hasta varmış,çok acilmiş.Hastanemizin en iyi doktorunu istediler bende size geldim."dedi başını eğerek.Jihyun'la yakın sayılırdım ama hastane içinde resmiyetle konuşurdu.Ne kadar yorulduğumu bildiği için üzülüyordu.Gülümsedim ama bu sinirli bir gülümsemeydi.Tanrım!Neden ben??Ben en iyi doktor değil en iyi uyuyan olmak istiyorum.Sanırım dalmıştım.Bunu Jihyun'un bana seslenmesiyle farkettim."Ha?Ne oldu?"diye saçma bir tepki verdim.Kız bana hasta var diyo bende ne oldu diyorum.Doktor olmak için fazla zekiyim bence.
"Tamam,sen adresi bir kağıda yaz.Ben çantamı alıp geliyorum."Başını eğip odadan çıktığında bende büyük isyanlar içinde hastane kıyafetlerimi çıkardım.Normal kıyafetlerim altımdaydı zaten.Çantamı boynuma astıktan sonra Jihyun'un yanına gidip kağıdı aldım.'Mavi Malikhane,No:28,Gangnam,Seul.'Hmmm.Gidelim bakalım...♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤
Verilen adrese geldim.Vay bee!Burada yaşayanlar gerçekten şanslı.Yanyana dizilmiş bir sürü eski villa vardı.Ve de hepsi çok güzeldi.Çoğu üç katlıydı ama iki katlı olanlarda nevcuttu.Sokağın sonuna doğru iki tane mavi renkte villa vardı.Karşı karşıyaydı.İlk önce sağdakinin bahçesine girdim.Numarasına bakmaya çalıştım ama evler hep eski olduğu için tabelada yazan numara bir türlü okunmuyordu.Birde karşıdaki eve mi baksaydım.Amaaan neyse!Bir kapıyı çalıyım belki doğru yerdir.Evin zilini çalıp beklemeye başladım.Bir kaç saniye sonra kapıyı siyah takım elbiseli,bodyguard kılıklı bir adam açtı.Allah aşkına bu adamın boyu kaç.İki metre var mıdır?Ben ne düşünüyorum gerçekten.Saçma düşüncelerimi başımdan savmak için gözlerimi bir kaç kere açıp kapattım.Daha sonra bir açıklama bekleyen adama bakarak konuşmaya başladım."İyi günler!Ben Seul Üniversite Hastanesi'nden Doktor Lee Hwa Rin.Ben Mavi Malikhaneye gelmiştim ama iki tane var.Acaba..."deyip karşıdaki evi göstericektim ki adam sözümü kesti.Ayı!İnsan bir dinler.Buraya aç,uykusuz geliyorum.Bide sözümi kesiyor.
"Abi sen doktor çağırdın mı?"
İçeriden kalın bir ses cevap verdi."Çağırdım,içeri al!"
Adam geçmem için işaret ettiğinde tedirginlikle içeri adımımı attım.Niyeyse içimde değişik bir his vardı.Keşke karşı eve de baksaydım.Ama artık çok geç.Hem buranında doktora ihtiyacı varmış.Bir süre evin içinde göz gezdirdim.Dışına göre evin içi gayet moderndi.Dış kapıdan içeri girince direkt olarak karşınıza büyük bir salon çıkıyor.Salonun duvarları krem rengiydi.Koltuklar ve halı açık kahverengiydi.Duvara monte edilmiş büyük,plazma bir televizyon vardı.Büyük bir camın önünde de krem rengi bir yemek masası vardı.Beni içeriye alan adam onu takip etmemi söylediğinde minik adımlarla peşinden gitmeye başladım.Adam beni bir asansörün önünde durdurdu.Ne yani evin içinde asansör mü vardı?Daha bizim binada yok.Gerçekten çağ dışı kaldığımı hissettim.Neyse konu şuan benim çağ dışı kalmam değil.Asansöre bindik.Adam -3'e bastığında şaşırdım.Ben bu evi 3 katlı sanıyordum.Ama aslında 6 katmış.İlginç.Altta 3 kat daha varmış.Asansör durduğunda önce adam sonrada ben indim.Burası garip bir yerdi.Yerin altında olduğu için basık bir havası vardı.Hafifde rutubet kokuyordu.Bir sürü kapı vardı.Ve her kapının yanında bir adet takım elbiseli adam duruyordu.Kafamda soru işaretleri oluşmaya başlamıştı.Öff banane canım!Aslında çokta meraklı bir insan değildim.En sevdiğim huylarımdan birisi.Bazen insanlar vurdumduymazlık desede ben halimden memnunum.Adam kapının önünde durunca otomatik olarak bende durdum.Kapıyı açıp içeri girmemi söyledi.Odaya girince şaşırdım.Çünkü bu oda hastanenin bir minyatürü gibiydi.Bir hastaneye ne gerek varsa burada hepsi vardı.Röntgen cihazı,MR,tomografi cihazı...Hasta yatağı,hava makinesi...Serumlar ve ilaçların olduğu bir dolap...Ve daha fazlası.Hemen kendimi toparlayıp yatağın üstünde acı içinde kıvranan adamın yanına gittim.Beyaz gömleği kan yüzünden bordoyo dönmüştü.
Beni buraya getiren adam silahla yaranlandığını söylediğinde tekrar şaşırdım.Nereye geldim ben böyle?Hemen çantamı çıkarıp duvarda asılı bulunan önlüklerden birini geçirdim üstüme.Kıyafetlerimin kan olmasını istemezdim.Adamın elini yaradan çekmesini sağlayıp yaraya biraz göz gezdirdim.Daha sonra bir makas alarak adamın gömleğini kestim.Bir bez alarak kanamayı durdurdum.Daha sonra ilaçların bulunduğu dolabı karıştırarak ağrı kesici ve narkoz buldum.Adamın yarasının yakınlarına bir yere narkoz iğnesini yaptıktan sonra yarayı temizleyerek içindeki mermiyi çıkardım.Ağrı kesiciyi de vurdum.Dikiş atıp,pansuman yaptıktan sonra adamın yarasına dikkat ederek üstüne ince bir çarşaf örttüm.Adam çoktan uyumuştu.Şu anda en çok istediğim şeyi yapıyordu.Daha sonra elimdeki eldivenleri çıkartıp çöp kutusuna attım.Ellerimi yıkayıp,üstümdeki önlüğü geri yerine bıraktım.Beni buraya getiren bodyguard kılıklı adam konuşmaya başladı:"Beni takip et sana ücretini vereceğim."Göz devirdim.İnsan bir teşekkür eder.Bide emir veriyo!Hıh!Ayı!Esneyerek çantamı aldım ve hastaya son birkez bakarak dışarı çıktım.Adamı takip edip koridorun sonuna geldik.
Burada büyük bir kapı vardı.Oradan duman kokusu geliyordu ama pek takmadım.Bir an önce paramı alıp defolup gitmek istiyordum.Adam hemen yanındaki kapıya girecekken birden en sondaki büyük kapıdan içeri girdi.Bende karıştırdı herhalde diye düşünüp onu takip etmeye devam ettim.Büyük kapıdan içeri girdiğimizde bir anda ne açlığım kalmıştı ne de uykusuzluğum.Çünkü gördüğüm manzara karşısında aklımı kaybetmediğime bile şükrediyordum...
♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤
Bu bölüm biraz kısa oldu sanırım ama ilerleyen bölümler daha uzun ve daha farklı olacak.Lütfen ilk bölümü sıkılmadan okuyun.Bu benim ilk hikayem olduğu içinde biraz kötü olmuş olabilir.Beğendiyseniz voteleyin lütfen...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya/Jeon Jungkook
RandomKendince ölümü kutsamış bir mafya ve herşeye rağmen yaşamın güzel bir yer olduğunu benimsemiş bir doktorun hikayesi...Ortak inandıkları tek şey ise aşk...