Bölüm 4

7.6K 391 93
                                    

Güneş arkasında neler bıraktığını bilmeden batarken,ben hala verdiğim kararı düşünüyordum.Peki,şimdi ne olacak?Hayatım boyunca burada mı kalacaktım?Hastanedeki işim,hastalarım...Ailem yoktu,sevgilimde...Ama birçok arkadaşım vardı.Herşeyi geride mi bıraktım?Belki arkadaş bulabilirim,belki sevgilide...O kadar bodyguard var sonuçta...Ama mesleğim...O kadar sene okudum.Şimdi hiçbir şey yapmıycak mıydım?18 sene boşuna mı okudum?Diplomamı boşuna mı aldım?Bazen kendimi düşünüyorum...Kendi ellerimle kendimi bir yere hapsettim...Bazen de o insanları düşünüyorum...Hala yaşamaları gerek...Mesela daha Woo Bin iyileşmemişti...Önünde güzel günler var...Hem ben ölmedim ya?Bazen kendimi böyle avutuyordum.Evet tam olarak 3 saattir aynı pozisyonda oturup bunu düşünüyordum.Ancak yapacağım birşey yok artık...Sonuçta bu benim kaderim...İyi ya da kötü...Belkide Tanrı diğer malikhaneye bakmama bu yüzden izin vermemişti...Çünkü kaderimi böyle yazmıştı.

Kapı tıklatılıp daha sonra açılınca içeriye bana kurabiye getiren hizmetçi girmişti.Onu görünce zaten güneşin kızıllığının daha da belli ettiği gözyaşlarımı silip,doğruldum.
"Efendim akşam yemeği hazır,gelmek ister misiniz?"Aslında canım birşey yemek istemiyordu ama açtım.O sırada kadının öğlen getirdiği ama benim hiç dokunmadığım kurabiyelere ilişti gözüm.Bunları yesem yeterde artardı bana.Hem belki aşağıda mafya bozuntusuyla karşılaşırım.Sinirlerimi bozmaya hiç gerek yoktu.Zaten ileride onu yeterince göreceğim.
"Haber verdiğin için teşekkürler ama gelmek istemiyorum.Bu kurabiyeleri yesem bana yeterli gelir."Kadın başını eğerek odadan çıktı.Ben de 3 sattir aynı pozisyonda oturmanın verdiği bel ağrısıyla zorla koltuktan doğrulup sehpanın üstündeki tepsiyi aldım.Kurabiyeleri bir bir yemeye başladım.Soğumuş olsalarda tadları gerçekten lezizdi.Biri kakaolu,biri portakal kabuklu,biri sade,birisi fındıklı...Kurabiyelerde bittiğinde yanındaki meyve suyunu birkaç yudumda içip yanına bıraktım.Dudaklarımda kalan kırıntıları dilimle temizleyip bu rahat koltukta biraz daha yayıldım.

Uykum gelmişti ama aynı zamanda sıkılmıştım.Ne yapabilirim diye düşünürken televizyonu farkettim.Televizyonun bulunduğu ünitenin yanında bir tane kumanda vardı.Ah şimdi kim onu almaya gidecek.Gerçekten üşeniyorum.
Birkaç dakika boş gözlerle tavana baktıktan sonra tekrar kumandaya baktım.Zor uğraşlarla birlikte koltuktan kalkmayı başardım.Oturmaktan popom uyuşmuştu.Kumandayı alıp rastgele bir düğmeye bastığımda televizyon açıldı.Daha sonra tek tek kanallatı gezmeye başladım.Bir kanalda yemek programı vardı(Oktay usta😂),bir kanalda haberler vardı,bir kanalda romantik bir dizi,bir kanalda da aksiyon filmi vardı.Evet bunu izleyebilirdim.Filme biraz baktıktan sonra başını izlemediğim için hiçbir şey anlamadığımdan kapattım.

Başka yapılacak birşey de yok.Mafya bozuntusu telefonumu almıştı.Saate baktığımda 21:23'tü.Uyusam belki canımın sıkıntısı geçer.Zaten bir uyusam 24 saat sonra anca kalkarım.Koltukta rahat bir pozisyon alıp gözlerimi kapattım.Uyku beni yavaş yavaş ele geçirmeye başlamıştı...

♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤

Uykum birden bölünmüştü.Yaklaşık bir saattir bi o tarafa bi bu tarafa dönmekten sıkılmıştım.Susamıştım da.Acaba mutfak nerede?Saat 04:57'ydi hava yavaş yavaş aydınlanıyordu.Evdeki herkes uyuyordur herhalde.Evde biraz gezintiye çıksam fena olmaz yoksa susuzluktan öleceğim.Odanın kapısını yavaşça açıp parmak uçlarımda ilerlemeye başlamıştım.Güneş doğmak üzere olduğu için ev aydınlıktı.Merdivenin başına geldiğimde ses çıkarmamaya özen göstererek inmeye başladım.Sonunda mutfağı bulduğumda zafer kazanmışçasına gülümsedim.

Biraz dolapları ve buzdolabını karıştırdıktan sonra bardak ve soğuk su bulmuştum.

Üçüncü bardağımı içerken arkamı döndüm.Gözüm dış kapıya takıldığında aklıma gelen şeyle gülümsedim.Herkes uyuyordu.Kaçabilirdim.Evet evet.Bunu şimdi yapmalıydım.Zaten üstümde kendi kıyafetlerim ve ayakkabılarım vardı.Çantamla,telefonum mafya bozuntusundaydı.Hastane de buradan yürüme yarım saat kadar bir uzakşıktaydı.Ortam kaçmaya gerçekten müsait.Bu fırsatı kaçıramam.Hadi Hwa Rin!Sen ilkokulu kaynaştırma raporuyla okumuş daha sonra tıp fakültesinden birincilikle mezun olmuş kızsın.Yaparsın!Ha bu arada sorarsanız ki bu üşengeçlikle nasıl tıp fakültesini kazanıp okudun birde üstüne birincilikle mezun oldun diye?İnanın onu bende hala anlayabilmiş değilim...

Bardağı yavaşça tezgahın üstüne bırakıp mutfaktan çıktım.Etrafa göz gezdirdikten sonra dış kapıya yöneldim.Kapıyı açtığımda yüzüme vuran sabahın soğuğu beni gülümsetirken güneş tepede belirmeye başlamıştı.Kapıdan çıkıyordum ki yine o ses:

"Nereye gidiyorsun doktorcuk.Yoksa kaçıyor musun?Sana uslu bir kız olmanı söylemiştim..."

İşte şimdi s*çtın Hwa Rin!!!

♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤
Öncelikle son kısımda küfür olduğu için üzgünüm.Ama bence o duruma en iyi o ifade yakışırdı.😊😊
Lütfen votelemeyi ve yorum yazmayı unutmayın.İyi veya kötü her yoruma açığım.
Kütüphanenize de eklemeyi unutmayın!!!Devamı en kısa zamanda gelecek 😚😚

Mafya/Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin