-20-Bir başkası

56 7 14
                                    

Göz hapsine aldığım beden, sanki benim yansımamdı. Gözlerindeki soluk parlamayla yanımda oturan Akın'ı izliyordu.

Üzerimdeki gerginliği atamamış, ellerimin terlemesine engel olamıyordum. Hissettiğim ve hissetmeye yüz tutmuş tüm duygularım bir bakışıyla dağılmıştı.

Ona, gözleri parlayarak bakan Akın olmamalıydı.

İzem platin saçlarını sırtına savurdu. Önünde bağladığı ellerini çözerek saçlarını avucunun içine aldı ve bileğindeki tokasıyla ensesinde topladı. Bu haliyle bile, alımlı gözüküyordu.


Aslında fazla güzel bir kız değildi fakat çözemediğim bir alımı vardı. Klasik bir yüze ve vücut hatlarına sahipti. "Uzun zamandır, görmüyordum seni."

Akın'ın bakışları İzem'in sözleriyle parmaklarından kalktı. Ve kafasını ileri doğru çevirerek bakışlarını İzem'e kilitledi. "Arkanı dönüp gittin." Salonda sanki bir fazlalıkmış gibi hissediyordum.

Bu beni oldukça huzursuz ediyordu. "Böyle olması gerekiyordu ve böyle oldu." Dişli bir kız olduğu belliydi. Tişörtümü aşağıya çekiştirerek ayağa kalktım. "Ben, yukardayım Akın."

Bakışları bana döndü. "Yaralarına dikkat et, güzelim." Kafamı salladım. Bilerek diyordu bunu. Hayatına devam ettiğini göstermek için.

İzem'in gözleri kısa bir süreliğine bedenimde gezindi. Fazla oyalanmadan merdivenleri çıkmaya başladım. "Onun benim gibi olmadığı o kadar belli ki...üzerinde bir tişört, üzerin çıplak.."

adımlarım merdivende duraksadı. Ne demeye çalışıyordu? "Evet, senin gibi olmadığı kesin. En azından en küçük hatamda arkasını dönüp gitmiyor."

Merdivene oturarak onların göremeyeceği bir konuma saklandım. Ve onları dinlemeye başladım. İzem gergince yerinde kıpırdandı. "Ben gitmedim aslında. Beni görmek istemeyen sendin. Sonra da böyle bir çare buldum."

Akın'ın kaşları çatıldı. "Seni istemedim mi?" Kafasını salladı. "Bir kızı izlediğini gördüm. Pencerenin önünde."

Duyduklarım karşısında şaşkına döndüm. Başka bir kız daha mı vardı? Hem de onu pencereden izlecek kadar? Bir saniye.

Pencere.

Bir kız.

Sarsıldım. Ben olamazdım öyle değil mi? Her gün evinin önünden geçen bendim. Ama o olduğunu bilmeden. "İzlediğim kız..seni ilgilendirmez."

Hızla ayaklandı İzem. "O zaman, biz diye bir şey de olmaz." Akın, güldü. Koşarak yanına gitmek ve üzerine tişörtünü geçirmek için kendimi zor tutuyordum. "Biz diye bir şey, olamaz zaten."

İzem kafasını olumsuz anlamda salladı. "Kör etmiş gözünü. O da gidecek. Ve gittiğinde seni yatıştıracak bir ben olmayacak yanında."

Akın, işaret parmağını olduğum yere doğru uzattı. "Onu incittim biliyor musun? Yaraladım. Kızdım, bağırdım, kötü şeyler söyledim. Ama o hala yanımda. Sabah uyandığımda kokusunu içime çektiğim kişi yanımda. Kaçmadı. Savaşmayı seçti."

İzem, Akın'a doğru sert bir adım attı. "Poyraz, ne dedi bu işe?" Sırıttı. "Onu, hatunum halletti İzem. Merak etme sen."

Hatunum.

İçimdeki küçük Anka avuçlarını ağzında kapatıp kıkırdamamak için zor tutuyordu kendini. "Hatununun kıçını kolla. Bir bakmışsın, kollayacak hatunun kalmamış."

SAF KAN-ANKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin