Uzun bir süre boyunca işten ve herkes ailesinden konuştu. Tek anlatmayan ise Akın'dı. İçkisini yudumlayarak geçiştirmişti beni.
Çağla çakırkeyif olmuş, her şeye gülüyordu. Ilgaz da sızamamak için kendini zor tutuyordu. "Bir kere de sahnede işemiştim. Bale kıyafetim beyazdı ve her şey belli oluyordu. Öyle bir şey olmasına rağmen sonuna kadar dans etmiştim.
Sonra sevdiğim çocuk altına mı işedin diyip gülmüştü. Sanki o hiç işemedi?" Kıkırdadım.
Hüzünlenerek birasından bir yudum daha aldı. Hemen eline uzanıp birayı avucum içine aldım. "Yeter bu kadar Çağla."
Kaşları hemen çatıldı. "Ya versene şunu." Elime doğru uzanırken kucağıma düşmesiyle çığlık attım. Mırıldanarak bir şeyler söylese de duyulmadı.
Kollarımla kucağımdan kaldırmaya çalışsam da olmadı. En sonunda bedeni Mehmet tarafından üzerimden alındığında rahatlamış ve derin bir nefes almıştım. "Sen de dene şunu? Ne olacak sanki ölmezsin!"
Yüzümü buruşturdum. "İğrenç olduğundan eminim Çağla." Güldü. "Valla bak manyak kafa yapıyor." Oturduğum yerde biraz daha yayılarak arkamdaki ağaca yaslandım.
Akın'dan
Rüzgarda dağılan saçlarının kokusu buraya kadar geldiğinde bakışlarım ona döndü. Üzerindeki kalın kazak omzunu açık bırakmıştı. Tepeden topladığı topuzundan tutamlar çıkmış omuzlarına dökülmüştü.
Güzel kızdı.
Dikkatli bir şekilde etrafı inceliyordu. Sanki biri gelecek ve o mutsuz olacakmış gibi sürekli huzursuzdu.
Çok nadir şeylere gülüyor, fazla konuşmuyordu. "Anka sen de iç hadi." Kaşlarım çatıldı. Kıza zorla içirmeye çalışıyorlardı. "Rahat bırak Ilgaz." Herkes bana döndüğünde rahat bir şekilde biramdan bir yudum aldım.
"Kötü amaçlı demedim." Yavaşça kafamı salladım. "Benim gitmem lazım."
Anka montunu alarak yavaşça ayağa kalktı. Konuştuğumuzdan beri sürekli suratı asıktı. Kötü bir şey söylememiştim. Sadece bazı şeylerin farkında olduğumu anlamasını istemiştim.
Ben de onunla beraber ayağa kalktım. Saat geç olmuştu. "Ben kendim giderim Akın." Onu dinlemeden telefonumu yerden aldım. "Bir kere olsun kararlarıma saygı duysan?"
Seni korumaya çalışıyorum. Görmüyor musun?
"Kararlarına saygı duyuyorum ama bu saatte bir kızı yalnız bırakmayacak kadar da vicdanlı bir herifim. O yüzden, gidiyoruz."
Yanıma doğru yaklaştı. "Senelerdir kendimi korumayı başarıyorum. Neyi bu kadar sorun yaptığını anlamadım?" Güldüm. "Bir bereyle mi yapıyorsun bunu?"
Benim gibi o da güldü. "Seni pataklamamak için zor sabrediyorum. Kaşınmasan?" Gülümsemem yüzümde soldu. "İyi geceler herkese."
Önden yürümeye başladığında ben de onu takip ettim. "İnat etme de gel işte Anka." Bana doğru döndü. "O yaptığın saçmalık neydi?" Kaşlarım çatıldı. "Ne saçmalığından bahsediyorsun?" Histerik bir şekilde güldü. "Orada söylediklerin?"
Ona doğru sert bir adım attım. Benimle beraber geri bir adım attı. "Gerçek değiller miydi?" Bir adım daha attım. Çatılan kaşları eski halini geri almıyordu.
Onu fazla sinirlendirmiştim. Yine geri bir adım attı ama arkasındaki arabayla duraksamak zorunda kaldı. "Değillerdi." Biraz daha yaklaştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAF KAN-ANKA
Fiksi RemajaAnka&Akın Anka; kendi ayakları üzerinde durabilen, güçlü bir kadın. Ailesinin yaşadığı sıkıntıları gidermek için çabalarken önüne bir fırsat çıkıyor. Akın. Her gün evinin önünden geçerken bir gün o gizemli perde açılıyor. Karşısına çıkan adam, onu...