-7-Güçlü kollar

163 19 18
                                    

Herkese kocaamaan günaydın! Neyse konuya geçeyim. Okunma sayımız gittikçe ilerliyor ve bu beni çok mutlu ediyor. Desteklediğiniz için teşekkür ederim. Bölüm sonlarında oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın biliyorsunuz ki yorumlarınız benim için çok değerli! Fazla uzatmadan bölüme geçeyim. İyi okumalar anka kuşlarım!

.......................
Annem sinirli bir şekilde bana bakarken yapmam gereken açıklamanın farkındaydım. Fakat sanki dilim tutulmuştu. Söylemem gereken sözler beynimde dönüp dolaşsa da bir türlü toparlayamıyordum.

"Anne, her şeyi açıklayacağım ama şu an sırası değil."

Kafasını salladı. "Seni bu hale getiren biziz. Bunun farkındayım. Okulu bıraktın değil mi?" Kafamı eğmekle yetindim. "Eşyalarını topla kızım. Gidiyoruz." Kafamı hızlıca sağa sola salladım. Arkamda bırakıp gitmem gereken eski bir hayatım vardı ve ben bunun için yeni bir başlangıç yapmıştım. 

Şimdi her şeye sırtımı dönmek..eski hayatımın gerçeklerini bir yumruk gibi çarpıyordu yüzüme. "Gidemem. Ben burda yeni bir başlangıç yaptım anne. Arkadaşlarım bile var."

Kaşları derince çatıldı. "Arkadaşların mı?" Kafamı salladım. "Ben burda solistlik de yapıyorum. Mutluyum." Ayağa kalktı. Bileğimi sertçe kavradı. "Okuyacaksın. Bir daha tekrarlamayacağım. Toparlan." Bileğimi anemin elinden kurtardım. "Beni düşündüğünü biliyorum. Ama bu sefer değil anne. Bu sefer bu karar benim kararım."

Sanki ben onun kızı değilmişim gibi baktı bana.

"Sana, inanamıyorum." Gözleri şaşkınlıkla açıldı. Çantasını sandalyesinin arkasından kavradı.

Ve kafeden çıktı. Arkasında hayal kırıklığıyla bir ben bırakarak.

"Anka!" Hande'nin bana seslenmesiyle olduğum yerde sıçradım. "Bir sorun mu var?" Yok dercesine salladım kafamı. "İyi o zaman. 13 numaralı masa sipariş bekliyor."

Kafamı sallayarak masaya yöneldim.

Zor bir gün geçirmiştim. Aklım annemdeydi ve telefonlarını da açmamıştı. Dalgın dalgın etrafta dolanıyordum. "Anka?" Ahmet bey omzuma dokunduğunda daldığım düşüncelerden sıçradım. "Buyrun?"

Gülümseyerek omzumu sıvazladı. "Git, dinlen. Çok yorgunsun belli." Kafamı salladım. "Evet ama idare edebilirim." Kafasını sağa sola salladı. "Sahnede yorgun bir kız görmek istemiyorum. Hadi, geç içeri." Gülümseyerek teşekkür ettim. Bu çok iyi gelebilirdi.

Önlüğümü çıkartarak yerine astım. Ensemde topladığım saçlarımı açarak dağıttım. Odanın kapısını açtığım sırada gördüğüm bedenle şaşırmıştım.

Akın, koltukta uzanmış telefonuna bakıyordu.

"Erkencisin?" Beni gördüğü an kaşları derince çatıldı. "Asıl sana sormalı. Daha 1 saatin var." Yorgun bir şekilde tekli koltuğa oturdum. "Ahmet bey, izin verdi." Sırıttı. "Şimdiden kaytarmaya başladım desene." Omuz silktim. "Azıcık sus da dinleneyim."

Kafasını salladı.
Ama tabiki susmadı.

"Ne bu hal? Üstünden kamyon mu geçti?"

Oflayarak yaka kartımı tişörtümden söktüm. "Sus allah aşkına başım çatlayacak." Hızlı bir şekilde yattığı yerden doğruldu. "Yemek yedin mi?" Cıkladım. Yine yiyecek vaktim olmamıştı. "Hadi gidip zıkkımlanalım." Omuz silktim. "Uyumam lazım."

SAF KAN-ANKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin