Multi;Akın
Ağzım açık bir şekilde Akın'a bakarken sırıtarak kafasını sağa sola salladı ve okuduğu dergiye geri döndü.
Kahretsin!
Şimdi de tam rezil olacak zamanı bulmuştum. "Senin adın ne?" Çağla siyah saçlarını geriye savurarak gülümsedi.
"Adım Anka. Anka Acar."
Gözleri parıldadı. "Ne kadar hoş bir ismin var. Çok da güzelmişsin. Ya iyi ki gruba bir kız geldi bu danaların yanında sıkılıyordum." Adını yeni öğrendiğim Ilgaz hafifçe Çağla'nın koluna vurdu.
"Lan senin şu lanet alış verişine bile geldik daha bizden ne istiyorsun?" Güldüm. Kendime boş bir koltuk bulduktan sonra oturdum ve üzerimdeki mantoyu çıkardım. "Yarım saat sonra sahneye çıkacakmışız. Hazır mısın?" Kafamı salladım. "İlk ne söylüyoruz?"
Mehmet omuz silkti. "Bugünün şerefine sen seç." Gülümsedim.
En sevdiğim şarkıyı söyleyebilirdim. "Yatağın soğuk tarafı olsun o zaman. Kolpa." Çağla göz kırptı. "Güzel seçim."
Yarım saat boyunca onlar akorlara çalışırlarken Akın'ı izleme şansı bulmuştum. Gitarın ayarlarıyla uğraşırken oldukça ciddiydi. İşini en iyi şekilde yapmayı seviyordu herhalde. Onun dışında gruptaki herkesle kaynaşmıştım.
Şarkıyı prova etmek için herkes yerlerine geçtiğinde ve çalmaya başladıklarında ilk kez bu kadar kontrollü bir grupla karşılaşmıştım. Çağla'nın sesi cidden çok güzeldi.
Nakaratı da söyledikten sonra son sözümle bitirdim. "Oha sesin cidden çok güzel." Gülümsedim. "Helal olsun." Ilgaz elini çak işareti yaparak bana uzattığında gülümseyerek çaktım. Telefonum çalmaya başladığında arkamı dönerek çantama yöneldim.
Ailem dışında beni arayan birinin olduğunu sanmıyordum. Düşündüğüm gibiydi de zaten. Fersun arıyordu. "Efendim?" Evde olmalıydı. "Abla, nerdesin?" Gülümsedim.
Bu haberi ilk ona vermek güzel olabilirdi.
"İnanamayacaksın ama bir kafede iş buldum. Hem de solistlik!"
Heyecanla cevabını bekledim. "Senin için güzel bir haber tabi. Ben de çok mutlu oldum."
Sesi beklediğim kadar mutlu gelmiyordu. Bu habere en çok onun sevineceğini biliyordum o yüzden kesin bir sorun vardı. "Bir sorun mu var Fersun?" Bir süre sessiz kaldı. Artık bir şey olduğu kesinleşmişti. "Akşam gelince konuşuruz abla. Kapatıyorum."
Bir şey dememe fırsat kalmadan telefon kapandı. Kaşlarım hafifçe çatılırken bununla ilgileneceğimi aklıma kazıyarak arkamı döndüm fakat çarptığım sert bedenle geriye doğru sendeledim.
"Hem sapık, hem sakar."
Akın sırıtarak yüzüme bakarken kaşlarım ister istemez daha da çatıldı. "Sapık mı? Nerden sapık oluyorum?"
Sert duruşu bir adım geri atmama sebep oldu. Biçimli kaşları bir şeyden huzursuz gibi çatılmıştı. Ellerini siyah pantolonunun ceplerine sıkıştırdı. "Her gece evimi dikizlediğinden olabilir mi acaba?" Sertçe bedenine doğru bir adım attım. O evi izlememin sebebi asla o değildi.
Tamam belki onu gördükten sonra ev daha fazla dikkatimi çekmeye başlamıştı ama ilk düşündüğüm şey evin ne kadar eski püskü olduğuydu. Sonrasında ise ilk kez onu gördüğümde normal olarak şaşırmıştım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAF KAN-ANKA
Roman pour AdolescentsAnka&Akın Anka; kendi ayakları üzerinde durabilen, güçlü bir kadın. Ailesinin yaşadığı sıkıntıları gidermek için çabalarken önüne bir fırsat çıkıyor. Akın. Her gün evinin önünden geçerken bir gün o gizemli perde açılıyor. Karşısına çıkan adam, onu...