Soğuk.Tek hissettiğim şey soğuktu.
Yumuşak battaniyeyi kendime doğru çektim. Bir saniye battaniye mı? Gözlerimi zorla da olsa araladım. Başım çatlayacak gibiydi.
Etrafıma baktığımda gördüğüm mekan fazla tanıdıktı. Kafedeki odadaydım. Koltukta uyumuştum ve üzerime bir battaniye örtülmüştü. Bakışlarım odayı taradı.
Akın?
O da mı burada uyumuştu. En son kaldırımda oturduğumuzu hatırlıyordum. Güneş doğmaya başlamıştı ve tüm gece boyunca önümüzden geçen insanları izlemiştik. Garipti.
Ama bir o kadar da özeldi.
Yıllardır özlediğim bir manzaraydı belki de. Bu sefer penceremden değil de bir kaldırım köşesinde izlemiştim sokakları. Bu kadar keyif alacağımı bilemezdim. Bakışlarımı tekli koltuğa kıvrılmış Akın'a çevirdim.
Deri montuna sarılmış bir şekilde uyuyordu. Saçları alnına dağılmış, dudakları hafif aralık kalmıştı. Benim üzerimde battaniye vardı fakat onda yoktu.
Ben bu halde üşüyorsam o ne haldeydi merak ediyordum. Yavaşça doğruldum. Koltuğun kenarına ilişmiş botlarımı ayağıma geçirdim. Üzerimdeki battaniyeyi yavaşça Akın'ın üzerine örttüm. Anında çatılan kaşları normal haline dönerken uzun parmakları battaniyeyi kavrayarak iyice çekeledi. Cidden, fazla üşümüştü.
Kapının yanındaki aynaya geçip saçlarımı düzelttim fakat pek de başarılı olduğum söylenemezdi. Son bir kararla saçlarımı at kuyruğu yaparak tepede topladım.
Hızla odadan çıkarak önlüğümü aldım. Geç kalmak istemiyordum. Odadan çıktığım an Ahmet beyin önüme çıkmasıyla irkildim. "Ah, ben sizi görmedim." Huzursuz gözüküyordu. "Odama." Kafamı hızlıca salladım. İyi bir fırçaya hazırdım. Odaya geçtikten sonra masasının karşısındaki koltuğa oturdum.
Kafam mahçup bir şekilde eğildi. "Bakın, kızacağınızı biliyorum ama b-" sözümü kesti. "Anlatmanı istiyorum Anka. Niye böyle olduğunu , anlatmanı istiyorum." Yutkundum. Ahmet beye güvensem de bunu herkesin bilmesini istemiyordum.
"O adam çok geçmişte kaldı."
Ve hayatımda ilk kez, hayal kırıklığımı birine anlattım.
................."Masa 7 sipariş bekliyor." Kafamı sallayarak minik defteri elime alarak masaya yöneldim. Adam kafasını menüden kaldırarak bana baktı. "Ne önerirsiniz?"
Elimle menüdeki tatlı bölümünü gösterdim. "Damla sakızlı pastamızı öneririm. Yanında da çilekli limonata?" Adma yavaşça kafasını salladı. "O zaman dediğiniz gibi olsun küçük hanım." Adama değişik bir bakış attım.
Küçük hanım?
Göz devirerek siparişi verdim ve gelmesini beklemeye başladım. "Masa 7 siparişi hazır."
Tepsiye elime aldıktan sonra eksik var mı diye göz attım. Tam olduğundan emin olduktan sonra masaya döndüm. İlk pasta tabağını masaya bıraktıktan sonra limonatayı da yanına koydum.
"Pasta sizin gibi güzel görünüyor." Kaşlarım çatıldı.
Parmağındaki yüzükten utan be adam.
"Eminim eşiniz daha güzel pastalar yapıyordur."
Gol.
Adamın bakışları parmağındaki yüzüğe döndü. Diğer elinin parmaklarıyla kendince yüzüğü kapatmaya çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAF KAN-ANKA
Novela JuvenilAnka&Akın Anka; kendi ayakları üzerinde durabilen, güçlü bir kadın. Ailesinin yaşadığı sıkıntıları gidermek için çabalarken önüne bir fırsat çıkıyor. Akın. Her gün evinin önünden geçerken bir gün o gizemli perde açılıyor. Karşısına çıkan adam, onu...