Padişah yeni bir sefer hazırlığındaydı. Fakat bu sefer öncesi arkasında adaletli ve güvenli bir yurt bırakmak istiyordu. Bunun için ülkenin dört bir yanına bilgi toplamak için haberciler göndermişti. Fakat habercilerden gelen bilgiler pekte iç açıcı değildi.Adaletin yozlaşmaya başladığı valilerin şüpheli tavırları ,zenginlerin ve paşaların itaatsiz davranışları .Bunlarla beraber devlete guveni azalmakta olan bir halk oluşmaya başlamıştı.Padisah acilen bu durumun önüne geçmeliydi.Kafasında şimdiden planlar kurmuştu bile.
Padişah: "Onu çağırın, Müfettiş tez buraya gelsin!" dedi.Orda bulunan askerlerden biri hızla padişahın huzurundan ayrıldıve koşarak sarayın koridorlarında dolandı ve büyük kapılı bir odanın önünde durdu.
Kapıyı ikikez çaldı fakat asker odaya girecek derken odadan bir erkek "Ne istiyorsunuz?"dedi. Asker"Padişahımızın huzuruna acilen çağırıldınız,size eşlik etmemi ister misiniz?"dedi.İcerdeki ses"Gerek yok sen beni bekleme ben gelirim " dedi. Asker kapıdan ayrıldı ve hızlı adımlarla tekrar padişahın huzuruna çıktı .
Tam padişaha doğru yonelmisti ki arkadan gelen bir ses "Önümden çekil istersen Padişahın huzuruna geç kalmak istemem" dedi.Asker arkasını döndüğünde padişah arkadan gelen adama hitap ederek "Gel!" dedi " gel Müfettiş sana yeni bir görev düştü ".Asker yerine geçer geçmez yanında duran üst rütbeli askere donerek "demek Müfettiş bu adam" şaşkın bir ifadeyle "ama bu nasıl olur ben Müfettiş odadan çıkmadan önce oradan ayrıldım ve oyalanmadanhuzura vardım fakat o benimle aynı zamanda huzura geldi " dedi.Rütbeli asker " sen yenisini herhalde yoksa bu kadar şaşırmazdın " dedi.Asker Müfettiş 'e doğru baktı ve " uzun boylu, iri yapılı ,kafasinda sarığı olan sıradan bir adam gibi "dedi.Rütbeli asker "peki gözleri " asker kafasını kaldırıp Müfettiş 'in gözlerine doğru baktı ve" simsiyah gece gibi simsiyah gözler " dedi ürkmüş bir ifadeyle.Rütbeli " çünkü o müfettiş" dedi " kıymetini iyi bil bu günün belki de Müfettiş' in yüzünü gören nadir kişilerden birisin artık Müfettiş hakkında bilgi sahibi olan çok az kişi var bu sarayda. Küçük yaşta saraya gönderilmiş padişahımızın bir akrabası tarafindan.Bizzat padişah efendimiz ve önemli hocalar tarafından eğitilmiş. Yüzünü bile sarayda fazla kişi bilmez o yüzden padişahımızın kendisine hazırlattığı özel bir mühür sayesinde kendisini tanıyorlar".Sonra gözleriyle Müfettiş' in elinde tuttuğu kılıcı işaret ederek" adalet en çok bu kılıçta hüküm sürmeyi sever" dedi. Padişah odadaki askerlere döndü ve" siz çıka bilirsiniz" .Asker ve rütbeli odadan çıkarken " peki gerçek adı ne" diye sordu. Rütbeli" saraya ilk getirildiği zaman padişah efendimiz bir ad koymuş fakat ben bile bilmiyorum" dedi ve kapıyı çekip kapattı. Padişah Müfettiş' e oturmasını söyledi. " Sana yeni bir görev vereceğim ama bu görev diger görevler gibi değil bu görev dönüşü bana kıymetli bir hazine getirmen gerekiyor" Sonra gülümseyerek "şaka" dedi "şaka Müfettiş " yinede
Müfettiş padişahın tavrında bunun şaka olmadığını seçmişti fakat pek bir anlam verememişti. Pür dikkat kesilmiş padişahın vereceği emri bekliyordu. Padişah ciddi bir tavırla " görevin ülkenin dört bir yanını gezip adaleti ve güveni sağlamlaştırmak ve halkıma musallat olmuş kan emici keneleri ve devlete ağırlık yapan boş yükleri ortadan kaldırmak. Sana emrimdir; Bana esir getirme ,yük getirme bana ülkemden iyi haber getir!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADI KIZI ve YOLCU
Ficción históricaAdam :Bu kadar kusursuzluk ancak kadı kızında olurdu Kız :Bu dünya bir Han ise o yolcunun ta kendisiydi Asla Arkana Bakma Güvenmek sadece laf ile olmaz.Üstelik hayatında hiç tanımadığın birine. Onların ki sonu ölüm bi...