Kimin aklına gelirdi değil mi? Ben Elis'ten sonra birisiyle çıkmamayı planlarken,birisini öpmüştüm ve bu kişi erkekti. Hayatımda tattığım en güzel duyguydu.
Okul bahçesinde ilerlerken hiçbir şekilde yüzüne bakamıyordum. Kolu koluma arada sürtüyor,dudaklarından ıslık sesi çıkıyordu. İçim içime sığmıyor,arabadaki sahne kafamda tekrar tekrar canlanıyordu. Birlikte sınıfa girerken, karşı sınıfın kapısında bekleyen saç uçları mavi olan bir çocuk takıldı gözüme. Parlayan gözleriyle Barlas'ı izlemiş,yanındaki beni görünce solmuştu gözleri. Kaşlarımı çatarak önüme dönmüş ve Barlas'ın arkasından sınıfa girmiştim. Barlas yerine ben kendime yerime oturmuştum.
Kafamı çevirip Barlas'ın olduğu yere baktığımda sıra arkadaşının ona bir şeyler anlattığını gördüm ama o,onu dinlemiyordu. Gözleri benim üzerimdeydi. Tebessüm etmiştim,utanarak önüme dönmüştüm. İçimde uçuşan kelebeklere engel olamıyordum,garip bir bulantı hissediyordum. Öğretmen sınıfa o mavi saçlı çocukla girdiğinde şaşırmadan edememiştim. Oysa onu yan sınıfta sanıyordum. Öğretmen çocuğa bir şeyler dedikten sonra çocuk sınıfta gözünü gezdirdi. Tek boş yer benim yanımdı. Gözlerini devirip yanıma ilerlediğinde artık hareketlerini üstüme alınmaya başlamıştım. Yanıma oturacağı sırada Barlas bizim tarafa seslenmişti. "Buraya geç." Demişti sert bir tonda. Çocuk afallayarak birden durmuş,Barlas'ı süzmüştü. "Burada oturmak istiyorum." Demişti kesin bir şekilde.
Sertçe yutkunmuştum. Barlas gülmüş ve ayaklanmıştı. "Bir sorun mu var?" Öğretmenin seslenmesiyle Ege,Barlas'a dönüp kaş göz işareti yapmıştı. Barlas derin bir nefes vermiş ve yerine geri oturmuştu. Çocuk bir savaşı kazanmış edasıyla yanıma oturmuştu. "Savaş ben." Elini uzattığında ben de uzatıp karşılık vermiştim. "Görkem." Dedim. Garip bir şekilde çocuktan kötü elektrik almış,iyi şeyler hissetememiştim ama önyargılı olmak istemiyordum. Öğretmen tahtaya bir slayt yansıtıp dersi anlatmaya geçmişti.
Oldukça stres olmuştum,sebebini bilmiyordum. Notlarımı tutmaya başladığım sırada cebimdeki telefon titremişti. Merakla sıranın altından ekranı açıp bakmıştım. Mesaj Elis'tendi. Akşam buluşabilir miyiz? Neden buluşmak istiyordu ki? Ona onay verdikten sonra telefonu tamamen sessize almıştım. Demek ki konuşmak istediği bir konu vardı,öyle tahmin ediyordum. Arada gözüm Barlas'a kayıyor,ne yaptığına bakıyordum. Defterine bir şeyler karalıyordu,bazen gözü buraya çarpıyor,çenesi kasılıyordu.
Sonunda teneffüs zili çaldığında Barlas hiçbir şekile pas vermeden sınıftan çıkmıştı. Arkasından bakakalmıştım sadece. Savaş bana dönüp sırıtmıştı. "Erkek arkadaş neden bu kadar kıskanç?" Aniden sorduğu soruyla tükürüğüm boğazıma kaçmış,öksürük krizine girmiştim. Ege bizi duymuş olacak ki hızla arkasına dönmüştü. "Ne dedin sen az önce?" Savaş kollarını göğsünde birleştirmişti. "Erkek arkadaşın neden bu kadar kıskanç dedim." Ege kocaman açılan gözlerini bana yöneltmişti. "Barlas'tan mı bahsetiyor bu?" Demişti.
Savaş sırtıma vurmuştu alayla. Kollarını ittirmiş,kendimi toparlamıştım. "Ne saçmalıyorsun? Öyle bir şey yok." Demiştim gözlerimi kaçırarak. Yalan da söylemiyordum,öpüşmüştük ama ortada daha bir şey yoktu. Savaş abartılı bir şekilde gülmüştü. "Öyle olsun." Demiş ve ayaklanmıştı. Sınıftan çıktığı sırada Ege'nin bakışları hala benim üstündeydi. "Ege,ö-öyle bir durum yok." Demiştim. Barlas sınıfa yere bakarak girip çantasına yönelmişti.Ege kolunu kaldırıp ona seslenmişti. "Nereye?" İçime düşen rahatsızlıkla tırnaklarımı yemeye başlamıştım. "İşim var." Ege'ye kısa bir bakış attıktan sonra sınıftan çıkmıştı. Daha arabada benden kurtuluş yok diyen kişi şimdi nasıl böyle davranabiliyordu?
Sinirli bir nefes verip önüme dönmüştüm. Ege'de daha fazla üstlenmemişti. Teneffüsün sonuna doğru Savaş'ta içeri girip çantasını aldığında oldukça kuşkulanmıştım. Çıktığı anda sınıfa öğretmen girmişti,yoksa çıkıp neler olduğuna bakmayı planlıyordum. Sabah dünyanın en mutlu insanıyken şimdi berbat bir haldeydim. Derse hiçbir şekilde odaklanamıyordum,Barlas'ın bende telefon numarası falan da yoktu,ulaşamıyordum. Dayanamayıp Ege'nin sırtına dokunmuştum. Sevgilisinin omzuna yaslı olan kafasını bana doğru çevirmişti. "Efendim." Dedi. "Barlas'ın nereye gittiğini,kimle gittiğini öğrenir misin?" Aslında onun numarasını alacaktım ama son anda Ege'nin sormasına karar kılmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Barlas (Gay)
Roman pour Adolescentsİçten, güzel olan her şey, daima bağışlatır kendini. -Fyodor Dostoyevski #boyxboy kategorisinde 1. #boy kategorisinde 2. angst