''Hey delikanlı!''
Alayla konuşan sese dönmemle saçlarımı çekiştirmem bir oldu. ''Ne bu? Savaştan çıkmış gibisin.'' Elini omzuma koyarak gözlerini bana dikti. Hızlıca kendimi çektim. ''Sen neden hiç peşimi bırakmıyorsun?'' Sesim titremişti. ''Sadece buralardaydım,ağlama sesi duydum. Kız sanıp gelmiştim ama...'' Baştan aşağı beni süzüp dudak büzdü. ''Ağzımı bozmak istemiyorum Savaş.'' Gözyaşlarım kendini bırakmaya devam ediyordu. Savaş derin bir nefes aldı bu sırada bize yaklaşan taksiye belli bir miktar para verip geri gönderdi. Benim ise onu durduracak halim yoktu.
''Anlatmak ister misin?'' Bir iki adım ona doğru yaklaştım. ''Neden bu kadar umursuyorsun?'' Omuz silkip ''Bir şeyleri yanlış anlamışsın belli ki. Kimin yüzünden ağladığını tahmin edebiliyorum çünkü.'' Kollarımı göğsümde birleştirdim. ''Kimin yüzünden ağlıyor muşum?'' Biraz düşünür gibi yaptıktan sonra. ''Zor bir tahmin ama Barlas demek istiyorum.'' Hıçkırmamak için kendimi zor tutmuş derin bir nefes vermiştim. ''Seni ilgilendirmiyor.'' Soğuk bir rüzgar estiğinde gözlerini kısarak bana baktı. ''Gel biraz yürüyelim.'' Yürümeye ve biraz olsa bile kafamı dağıtmaya ihtiyacım vardı bu yüzden teklifine karşı koymamıştım. Yavaşça yürümeye başladığında hareketlenip ona yetiştim. ''Ne zamandır onu seviyorsun?'' Bakışları yerdeydi. Kollarımı göğsümde birleştirip derin bir nefes aldım. ''Orası karışık biraz.'' Ağlamam dinmiş sakinleşmiştim. ''Ama o seni uzun zamandır seviyor.'' Kaşlarımı çatarak ona baktım,bunu söylerken sesinin titremesi de kafamı karıştırmıştı. ''Sen nereden biliyorsun?'' Buruk bir şekilde gülümsemişti. ''Bilirim ben.'' Dedi alayla. Sahilden iyice uzaklaşmıştık şimdi. Ellerini ceplerine sokarak bana bakmıştı. ''Bak, ne oldu bilmiyorum ama Barlas'ın ciddi olarak seni üzeceğini düşünmüyorum. Ona açıklamada bulunması için bir şans ver.'' Az önce Barlas'la aynı mekanda olduğu için Elis'in de orada olduğunu muhakkak görmüştür ve tahminini ona göre yapıyordu,haklıydı. ''Savaş,neden yardım ediyorsun?'' Bakışlarını benden çekip yola bakmıştı. ''Sadece yardım ediyorum işte.'' Bir nedeni vardı elbet ama üstelemek istemedim,kötü bir niyeti olmadığını anlayabiliyordum.
Telefonum birden çalmaya başladığında göz ucuyla bana baktı. Barlas arıyordu,gözlerimi ovuşturup yanıtladım. Eğer Savaş beni sakinleştirmeseydi hayatta açmazdım telefonu. Yürümeyi bırakmıştık. ''Alo.'' Ağladığımı anlamaması için oldukça dikkatli konuşmaya çalışıyordum. ''Nasılsın?'' Savaş buruk bir gülümsemeyle bana bakıyordu. ''İyiyim,dışarıdayım.'' Dedim elimi enseme atarak. ''Dışarıda mı? Ne yapıyorsun?'' Savaş ile birbirimize bakıyorduk. ''Savaş ile birlikteyim.'' Savaş elini alnına vurmuştu. Ben yalan söyleyemezdim ki. ''Savaş bizim arkadaşımız mı oldu da benim mi haberim yok.'' Savaş uzaklaşıp kaldırıma oturmuştu. ''O iyi birisi.'' Demiştim sadece. Ne diyebileceğimi bilmiyordum. ''Neredesiniz?'' Çok bunaltıcı bir ses tonuyla konuşuyordu. ''Öyle yürüyoruz işte bilmiyorum neredeyiz.'' Kısa bir sessizlikten sonra ''Konum at.'' Demişti. Onunla şu an yüz yüze görüşmek istemiyordum. ''Eve gidicem Barlas.'' Savaş bu sırada bir sigara yakmıştı. ''Konum atar mısın?'' Diye üstelediğinde pes etmiştim. ''Pekala,atarım.'' Bir şey demeden telefonu kapatmıştı. Barlas böyleydi işte.
Gidip Savaş'ın yanına oturmuştum. ''Ne diyor beyefendi?'' Dedi. ''Yanımıza gelecek.'' Demiştim ben de bir sigara yakarak. Alayla gülmüş bakışlarını yere çevirmişti. Konumu atıp telefonu cebime koymuştum. ''Ben gitsem iyi olacak.'' Savaş ayaklandığı andan kolunu tuttum. ''Saçmalama,otur lütfen.'' Bir süre bana baktıktan sonra oturmuştu. ''Bana patlayacak.'' Dedi elini saçından geçirerek. ''Öyle bir şey yapmayacak.'' Yaklaşık on dakika sonra Barlas yanımıza gelmişti. Kaldırımda oturan bize ifadesiz bir şekilde bakmış bir şey demeden yanıma oturmuştu. ''Elis'in yanından geliyorum.'' Birden bunu dediğinde şaşırarak ona bakmıştım,demesini beklemiyordum. Savaş sessizce bizi dinliyordu. ''Sizi gördüm.'' Dedim. Kaşlarını çatıp ''Nasıl yani?'' Dedi. ''Onu öptüğünü gördüm.'' Savaş aniden ''Ne?'' Diye bağırdığında ikimiz de ona döndük. ''Yuh be adam!'' Barlas sinirle ona doğru atıldığında ona engel olmuştum. Savaş ise gülüyordu. ''Yalnız konuşabilir miyiz?'' Dedi Barlas dişlerinin arasından. Savaş yavaşça ayakalanıp etrafta gezinmeye başlamıştı.
Barlas gözleri dolu bir şekilde bana bakıyordu. ''O öptü Görkem.'' O kadar endişeyle bakıyordu ki bana daha önce onu hiç böyle görmemiştim. ''Sana zaten bunu anlatmaya gelmiştim ben.'' Dedi. ''Barlas benden gizlice onunla buluşuyorsun ve sonradan yaptığınıza bak. Savaş olmasa asla bu kadar sakin olmazdım.'' Ona bakmadan konuşuyordum yoksa yapamazdım. Kendime hakim olamaz onu direkt affeder ve öpmeye kalkışırdım. ''Beni takip mi ettin sen?'' Kafamı onaylarcasına sallamıştım. Bir küfür mırıldanmış daha çok yaklaşmıştı bana. Derin bir nefes alıp verdikten sonra ''Sürekli mesaj atıyordu ben de artık görüşmeye karar verdim. Yüz yüze konuşmak için ısrar edip duruyordu. Sana söylemedim çünkü bu saçmalığa kafa yormanı istemedim,ben konuşur hallederim diye düşündüm. Öyle olmadı.'' Parmaklarıyla oynamaya başlamıştı. Oldukça stresli olduğunu anlayabiliyordum.
Cesaretimi toplayıp gözlerine bakarak dinlemeye başladım. ''Benden hoşlandığını söyledi.'' Hayretler içerisindeydim. ''Ona binlerce kez seni deli gibi sevdiğimi söyledim ama o beni öpmeye kalkıştı. Bunu yapacağını tahmin etmemiştim. İdrak edebildiğimde ittirdim onu direkt.'' Eğer izlemeye devam etseydim görebilecektim bu dediğini. ''Yemin ediyorum hayatta sana karşı böyle bir şey yapmam. Sana bunu yapmam.'' Ellerimi tuttuğunda hala duyduklarımı sindirmeye çalışıyordum. Elis,ona inanamıyordum. ''Görkem,ben seni seviyorum.'' Bir elimi yanağına yerleştirip ''Şşş, sakin ol tamam. Sana güveniyorum ve inanıyorum.'' Şefkatle yanağını sevmeye başladım. Ben öyle dedikten sonra kendisini bana doğru bıraktı. Kollarımı sarmıştım ona. ''Çok korktum.'' Dedi. Ben de çok korkmuştum. Bir an cidden beni aldatabileceğini düşünmüştüm. Ondan vazgeçmek zorunda kalmak beni çok korkutmuştu. O an Elis olayını tamamen boş verip Barlas'a odaklandım. Saçlarına öpücükler bıraktım.
Savaş yanımıza yaklaştığında tebessüm ederek ona baktım. ''Barıştık sanırsam. Mutlu günlerimize dönebiliriz.'' Ellerini beline koymuş sırıtarak bize bakıyordu. Barlas benden ayrılarak ona bakıp ''Dönebiliriz derken?'' Dedi. ''Barlas,Savaş'ın yanımızda olmasını ben istiyorum.'' Dedim. Savaş bile bunu dememi beklemiyordu. Bugün Savaş'a oldukça ısınmıştım. Barlas Savaş'ı süzmüş ve gözlerine bakmıştı. Bilmediğim şeyler vardı,anlayabiliyordum bunu. ''Bunu daha sonra konuşuruz.'' Kalkarak elini bana uzatmıştı. Onun yardımıyla kalktıktan sonra birlikte yürümeye başlamıştık. Kimseden çıt çıkmıyordu. Benim evimin önüne geldiğimizde Sımsıkı sarılmıştım Barlas'a. ''Yazarım ben sana.'' Demişti. Gülümseyerek kafamı sallayıp Savaş'a da sarılmıştım. ''İyi geceler.''
Savaş'tan
Anlamıştı. Barlas zeki bir insandı. Öylece yürüyorduk benim evime doğru ve ben hiç olmadığım kadar kasılmıştım. ''Teşekkür ederim.'' İçten bir şekilde demişti bunu. ''Ne için?'' Birden durduğunda kalbimin hızlanmıştı. Bildiği şeyi dile getirmesini istemiyordum. ''Her şeye rağmen Görkem'e yardım ettiğin için.'' Gözlerimi kaçırarak ''Her şeye rağmen mi?'' Dedim. Ellerini cebine soktu. ''Beni sevmene rağmen Görkem'e yardım ettiğin için teşekkür ederim.'' İşte,yapmıştı. Demişti bunu ve derken hiç tereddüt etmemişti. Çünkü onu sevmen onun için bir anlam ifade etmiyordu. ''N-Ne saçmalıyorsun sen?'' Dedim. ''Savaş.'' Gözlerini hiçbir şekilde benden ayırmıyordu. Ortaydı işte her şey. ''Bak,bunu konuşmak istemiyorum.'' Sesim titriyordu. Başka bir şey demeden yürümeye başlamıştım. Sessizce yanımda yürüyordu. Kendimi çok kötü hissediyordum. ''Sana değer veriyorum.'' Demişti. ''Fazlasıyla hem de,olgun bir şekilde karşılıyorsun her şeyi.'' Dediği her şey kalbime işliyordu,daha fazla konuşmasını istemiyordum. ''Aramızda kalacak bu merak etme.'' Ağzımı açamıyordum,zorlanıyordum.
Bu içimdeki aşkı onlarla birlikte oldukça taşımak daha da zorlaşıyordu. Tamamen sıçmış durumdaydım. Barlas ve Görkem ile birlikte olmak hoşuma gidiyordu. Okuldaki çoğu kişiden daha düzgün insanlardı. Bu içimdeki duyguyu aşmak için çok çabalıyordum. Görkem onun saçlarından öperken o kadar içim gitmişti ki,tarif edilemeyecek kadar çaresizdim. ''Teşekkürler tekrardan.'' Sırtımı sıvazladığında ağlayacak gibi olmuştum. ''Önemi yok.'' Diyebilmiştim sadece. Sonunda evime geldiğimizde biraz olsun rahatlamıştım. Daha fazla onun yanında olmak istemiyordum. ''Görüşürüz.'' Demiştim yere bakarak. ''Görüşürüz Savaş.'' Arkama bakmadan ilerlemiş titreyen elimle anahtarımı çıkarmıştım. Anahtarı bir türlü sokamadığımda sinirle kapıya vurdum. Ağzımdan kaçan hıçkırıkla kapıya yaslandım. Hızlıca süzülen göz yaşımı sildim. Kendime biraz zaman tanıdıktan sonra kapıyı açıp apartmana girmiştim. Eve girip uyumak istiyordum,sadece uyumak...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Barlas (Gay)
Teen Fictionİçten, güzel olan her şey, daima bağışlatır kendini. -Fyodor Dostoyevski #boyxboy kategorisinde 1. #boy kategorisinde 2. angst