Savaş'tan
''Pardon, bakar mısın?''
Bu da kimdi şimdi? ''Efendim.'' Bu çocuğu hayatımda bir kere bile görmemiştim. ''Hacer hoca Biyoloji dersi için senin yardım edebileceğini söyledi.'' Ben ne alaka ya? ''Şunu açıkça anlatır mısın?'' Okulun dışındaki sigara içtiğimiz yerdeydim. İkincisini yaktığım sırada çocuk anlatmaya başladı. ''Biyolojiye çok hevesliyim ama bir şekilde olmuyor, yapamıyorum. Sınıftaki kimseyle aram iyi değil. Hoca ile konuştum durumumu, bana seni tavsiye etti.''
Hacer hoca çoğu sınıfa girerdi. Benim de okula geleli çok olmamıştı ama bu derste kendimi belli edebilmiştim. Bir yandan gururlanmıştım bir yandan da bu duruma canım sıkılmıştı, kimseyle uğraşmak istemiyordum. ''Pek yardımcı olabileceğimi sanmıyorum.'' Yanımıza birkaç kişi daha geldiğinde çocuk yanıma kaymıştı. ''Bak istersen para verebilirim.'' Dumanı tam üfleyeceğim sırada bunu duyunca gülmekten öksürmüştüm. ''Para mı? Para falan istemiyorum. Sadece anlatmada iyi değilim.'' Dedim sigarayı söndürürken. ''Tayfamıza yeni mi girdi bu?'' Dedi Yanımızda gelen kişilerden biri. ''Hayır ben sigara kullanmıyorum. Sadece bir şey sormaya gelmiştim.'' Soran kişi kafasını sallayıp önüne dönmüştü. Resmen İçici Tayfa olarak her sabah buradaydık. Barlas ve Görkem'de birazdan gelirdi.
Çocuğun suratı asıldı, ''Peki, teşekkürler.'' Dedikten sonra arkasını dönüp yürümüştü. İçimdeki o vicdanlı sese yenik düşüp çocuğun arkasından hızlıca yürüyüp ona yetiştim. Kolundan tuttuğumda irkilip birden bana döndü. ''Adın ne senin?'' Yutkunduktan sonra ''Yağız.'' Dedi. ''Tamam hallederiz, yardım edeceğim sana.'' Anında büzülen dudakları yukarı kıvrılmıştı. ''Numaramı vereyim o zaman haberleşelim.'' Telefonu çıkarıp bana uzattı. Kaydedip ona geri verdim. ''Çok teşekkür ederim.'' Omzuna vurup ''Önemli değil.'' Dedim. ''Savaaşşş!'' Sesin geldiği tarafa baktığımda Görkem'in koşarak bana geldiğini gördüm. Yağız ise okula doğru gitmişti.
Kollarını kocaman açıp bana sarıldığında sırıtmadan edemedim. Barlas arkadan geliyordu. ''Günaydınlar.'' Yanağımdan bir makas almıştı. ''Oğlum şu hareketlerini bırak bak.'' Dedim kızıyormuş gibi. Bunun üstüne yanağıma bir öpücük kondurdu. Barlas aramıza kolunu koyup ''Fazla samimiyete gerek yok arkadaşlar.'' Deyip Görkem'i kendine çekmişti. Bunlar benden de hastaydı. ''Erkencisin bugün.'' Dedi Barlas. Sabaha kadar uyuyamadığımı evden erken çıkıp sokaklarda saatlerce yürüdüğümü bilmiyordu tabii. Uyuyamıyordum, hiçbir şekilde uyuyamıyordum. Görkem'e baktıkça kendinden o kadar çok utanıyordum ki. ''Öyle oldu ya. Annem zorla erkenden kaldırınca...'' Görkem sigara içilen yere bakıp ''Biz gidelim o zaman, sınıfta görüşürüz.'' Kafamla onayladıktan sonra okula doğru yürüdüm.
Görkem'den
''Bizde kalabilirsin gerçekten sıkıntı olmaz.'' Barlas'ın evi iki günlüğüne tadilatta olacaktı ve ailesinin yanında dönmek istemiyordu. Sigaralarımızı bitirmiş okula giriyorduk. ''Bilemiyorum.'' Dedi tereddüt ederek. ''Ya Barlas, inat etmesene nerede kalacaksın?'' Yüzünü sıvazlayıp ''Otel olabilir, bilmiyorum.'' Dedi. Morali oldukça bozuktu. ''Ailene rahatsızlık vermek istemiyorum.'' Dedi. Kaşlarımı çattım, ''Bir daha böyle bir şey dediğini duymak istemiyorum ben de.'' Birden durup derin bir nefes aldı. ''Ben daha önce hiç başkasının evinde kalmadım.'' Dedi. Şaşırarak ona baktım. ''Akrabalarında bile mi?'' Kafasını aşağı yukarı salladı. ''Bu yüzden başkasında kalmayı düşündükçe nedense stres oluyorum.'' Anlayabiliyordum. ''Tamam, ısrar etmiyorum. Kendin düşün.'' Demiştim. Sınıfa girdiğimizde erkekler kendi aralarında birbirlerini itip kakıyorlardı. Kızlar kalorifer başındaydı, klasik. Gidip Savaş'ın yanına oturdum. ''Kiminle yazışıyorsun sen bakayım?'' Dedim omzuna yaslanarak. Savaş'a o kadar çok kanım kaynıyordu ki. En iyi arkadaşım gibi geliyordu. ''Sayıyorum üçe kadar, o kafanı kaldırmazsan sana yumruk atarım.'' Hayıflanarak hemen kafamı çektim. ''Yan sınıftan bir çocuk, dersi için yardım istiyor.'' Tek kaşımı kaldırdım. ''Adı ne?'' ''Yağız.'' Dedi. Etrafı kokluyormuş gibi yaptım, garip garip bana bakıyordu. ''Ne kokuyor? Neyi kokluyorsun?'' Dedi, yakasını çekip kokladı. ''Bir aşk kokusu var havada bak, iyice kokla.'' Dediğimde ''Ya bir siktir git.'' Demişti yakasını düzelterek.
Gülerek ona yaklaşmıştım. ''Neden olmasın?'' Dedim. ''Ben erkeklerden hoşlanmıyorum Görkem.'' Dedi beni uzaklaştırarak, biraz durduktan sonra ''Belki biraz olabilir.'' Dedi. Ağzım kocaman açılmıştı. ''Sen ciddi misin?'' Dedim heyecanla. Gözü bir anlığına arka sıralara kaydı ve yüzü dümdüz bir ifadeye büründü. Nereye baktığını merak edip arkamı döneceğim sırada ''Bilmiyorum.'' Dedi birden seslice. Neden bu kadar telaş yapmıştı? ''Tamam be. Sakin ol.'' Dedim alay ederek. ''Sadece bilmiyorum, olabilir.'' Dedi telefonunu kapatıp cebine koydu. ''Tamam bebeğim, ben sizi yaparım.'' Dedim. İçinden bana öyle bir sövüyordu ki, yüzünden her şey okunuyordu. Hayattaki tek hobim artık Savaş ile uğraşmaktı.
Ders başlamıştı, herkes tahtadaki yazanları defterine geçiriyordu. Birden bacağımın yanına top şeklinde kağıt düştü, etrafa baktığımda kimse bana bakmıyordu. Eğilip kağıdı aldıktan sonra açtığımda rahatlamıştım. Bir an yine homofobik arkadaşların benimle uğraştığını sanmıştım. Elimle ağzımı kapatıp gülmemeye çalıştım. Barlas ikimizi komik bir çöp adam şeklinde çizmişti. Kağıdın en altına da Aklına gelirim, aklın gider. Yazmıştı. Kağıdı cebime koyup defterimden küçük bir parça kopardım. Savaş bir saniyeliğine bana bakıp defterine geri dönmüştü. Ben de acemice bir şeyler çizip sağ köşeye Gidene yol yakışır. Fazla durma, asfalt yapışır. Yazdım. Bunu neden yaptığımız hakkında hiçbir fikrim yoktu ama eğleniyordum. İyice buruşturduktan sonra kağıdı Barlas'ın tarafına fırlattım. Üstün bir yeteneksiz olduğum için kağıt başkasının sırasına düştü. ''Bu ne sikim?'' Dedi çocuk sessizce. Barlas hemen uzanıp kağıdı aldı. Daha sonra tekrar çocuğa uzanıp ensesine bir tane yapıştırdı. Yanaklarımı ısırıyordum resmen. Çocuk iyi ki karşılık vermemişti. Önüme dönüp tahtaya konsantre olmaya çalıştım, öğretmen her an tahtayı silip yeni sorulara geçebilirdi. Birkaç dakika sonra yeniden kağıt geldiğinde yazının sonlarına gelmiştim.
Bu Barlas tam bir deliydi. Kağıdın her yerine kalpler çizmiş tam ortasına da Canımın içi yazmıştı. O yazıyı okuduğumda nedensizce kalbimin atışını hızlanmıştı. Daha önce hiç kimse bana bunu dememişti. Gülümseyerek bu kağıdı da cebime soktum, eve gidince o siyah defterime yapıştıracaktım. Elime kalemi aldığım an öğretmen tahtayı temizlemişti. Hemen Savaş'ın defterini önüme çektim. ''Sen adamı deli edersin.'' Dedi. Bana katlandığı için minnettardım ona.
''Hadi çabuk çık!'' Okul bittiğinde kaç saat Barlas'ı bizde kalması için ikna etmeye çalışmıştım ama otelde kalmayı tercih etmişti. Uygun fiyatlı küçük bir otel bulmuştu. Akşam olduğunda konum istemiştim, şimdi de otelin altındaydım. ''Hani oğlum ne var dışarıda?'' Sinirle konuşmuştu. Telefondan arayıp aşağı bakmasını söylemiştim. Beni görmediğine göre otelin arka tarafında olmalıydı. Koşa koşa o tarafa gidip yukarı baktım. Barlas'a sırıtarak el salladım. Eliyle alnına vurdu. ''Şu sıfatına bir bak ya. Manyak mısın sen?'' Kahkaha atıp telefonu kapattım. ''Ya sen aşağıya gelirsin ya da ben yukarı çıkarım.'' Dedim bağırarak. Ellerini sessiz olmam için hareketlendirmişti. Birkaç saniye sonra telefonuma bildirim geldi. Oda numarasını falan mesaj olarak atmıştı. Tebessüm ederek otele girdim. Resepsiyonla konuştuktan sonra odasına çıktım. Kapıya dikilmiş beni bekliyordu. Beni görünce dişlerini göstererek gülümsemişti. Kaydet beynim, kaydet bu anları. Hızlıca yanına gidip boynuna dolanmıştım. Sımsıkı sarılmıştı o da bana. ''Ben seni hakkedecek ne yaptım ya?'' Dedi. Boynuna öpücükler kondurarak dudaklarına doğru yol izledim. Beni kendisiyle odanın içine çekip kapıyı kapattı.
Dudaklarına geldiğimde elini enseme götürerek bastırdı kendini. O kadar güzel kokuyordu ki, mest oluyordum. Kazağının uçlarından tutup yukarı kaldırdım. Çok heyecanlanlıydım. Çok güzel bir vücudu vardı, gezdirdim ellerimi sırtında. Nazikçe beni yatağa itip kemerini çözmeye başladı. Şu görüntü bile kendimden geçmem için yetiyordu bana. O sırada da ben de üstümü titreyen ellerime çıkarmaya çalıştım. Üstüme yerleştiğinde kollarımı sardım ona. Dilini dilimle buluşturdu ve devamı geldi. Tüm gece boyunca birkaç kere yapmıştık ve hayatımın en güzel gecesini yaşamıştım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Barlas (Gay)
Teen Fictionİçten, güzel olan her şey, daima bağışlatır kendini. -Fyodor Dostoyevski #boyxboy kategorisinde 1. #boy kategorisinde 2. angst