Barlas (Gay)

13.Bölüm

''Hay senin kafanı sikeyim!''

Bıkmış bir şekilde Savaş'a baktım. İnternetten bir manga okuyordu ve sürekli böyle tepkiler veriyordu. ''Bu ne terbiyesizliktir ya milletin içinde?'' Kaşlarını çatarak bana bakıp tekrar okumasına dönmüştü. Beden dersinden yeni çıkmıştık. Savaş ile kantinde tostlarımızın hazırlanmasını bekliyorduk. Barlas daha üstünü değiştirmemişti. Tostları aldıktan sonra spor salonun önündeki banklara gittik. ''Nerede kaldı bu çocuk?'' Tostumu Savaş'ın eline sıkıştırdıktan sonra hızlı adımlara spor salonuna ilerledim. 

Erkekler için olan soyunma odasına doğru yaklaştıkça sesler duydum. ''Orospu çocukları!'' Anında koşarak odaya girdiğimde bizi kovalayan çocukları Barlas'ın etrafında gördüm. Birisi üstüne oturmuş yumruklar savuruyordu. Beynime adeta kan sıçramıştı, hiç düşünmeden çocuğun sırtına atladım. Barlas perişan haldeydi. Sırtına atladığım çocuk aniden irkilmiş doğrulmaya çalışmıştı. Yanındaki iki arkadaşı kollarımdan tutup beni çekmeye çalışıyorlardı ama çocuğun boynuna o kadar sıkı asılmıştım ki ikisinin de gücü yetmiyordu. ''Ne yaptığınızı sanıyorsunuz lan siz?!'' Barlas nefes nefese bana bakıyordu. Sırtıma sert bir darbe aldığımda bir an nefesim kesilmişti. ''Sakın ona bir daha dokunayım deme!'' Barlas aniden kükrediğinde iki çocukta kolumu bırakmıştı. Üstünde durduğum çocuk birden ayaklanmış yere düşmüştüm. ''Ne oluyor lan burada?'' Savaş bana en yakın olan çocuğun üstüne atladığında ben de hemen diğerine doğru hamle yapmıştım. Üçüncü kişiyi de Barlas esir almıştı. Bu halde bile gücünü toplayabilmişti. Savaş çocuğun boğazından tutup duvara yapıştırdı. ''Şunlara bak, üç kişi mi cesaret edebildiniz anca?'' 

Benim tuttuğum çocuk iyice tükenmişti artık. Ben, ben ise şu an bir acı hissetmiyordum, çok fazla adrenalin içerisindeydim. ''Sakın ama sakın bir daha sizi etrafımızda görmeyeyim.'' Savaş sertçe yere iteklemişti çocuğu. Üçü de bir şey demeden kan ter içinde hızlıca odadan çıkmışlardı. Barlas sırtını duvara verip gülmeye başladı. ''İnanamıyorum.'' Savaş bir bana bir de ona bakıyordu. ''Şu siktiğimin oğlanlarından dayak yediğime inanamıyorum.'' Gülmesi arttığında yanına gidip yüzünü ellerimin arasına aldım. ''Barlas, iyi misin?'' Dudağı kanıyordu, her yeri yara içerisindeydi. ''Bunları şikayet etmeliyiz.'' Demişti Savaş. ''Emin misin? Eğer karşılık vermeseydik haklı çıkardık ama şu an edemeyiz.'' Sinirle elini saçına atıp karıştırmıştı. Barlas kafasını göğsüme koyduğunda kollarımı ona sardım. ''İkiniz de iyi ki varsınız.'' Dedi sessizce. Tebessüm etmiştim. ''Kusacağım sanırım.'' Savaş alayla konuştuğunda dil çıkarmıştım. ''Agalar ben öğretmenin odası açıksa oraya bakayım, vardır ilk yardım çantası. Revire gitmeyelim şimdi.'' Kafamı sallayıp onu onaylamıştım. 

Barlas yavaşça kafasını kaldırıp bana baktı. Hiç düşünmeden uzandım dudaklarına. Gülerek geri çekildi, ''Dudağım kanıyor farkındaysan.'' Umurumda değildi. Yeniden uzandım dudaklarına, yumuşacıktı dudakları. Kanayan yerini emmiştim. Ellerini belimi bulduğunda iyice yasladım ona kendimi. Bir kolumu kafasının yanına sabitleyip dilini emmeye başladım. Ufak bir inleme çıkarmıştı, daha önce hiçbir ses bu kadar hoşuma gitmemişti. ''Öhöm, öhöm.'' Savaş seslice içeri girdi. İstemeye istemeye ayrılmıştım ondan. ''Buldum bir şeyler.'' Ensesini kaşıyarak sandalyeye oturdu. Yanına oturup malzemeleri çıkarmasına yardım ettim. ''Ah, ders çoktan başladı değil mi?'' Dedi Barlas, karşımıza oturarak. ''Yine durduk yerde yok yazılacağız ya!'' Dedi Savaş. Bende pek bir şey yoktu, Savaş'ta iyi sayılırdı. Barlas kötü durumdaydı bu yüzden ona kendim müdahale etmek istedim. Elimizdeki malzemelerle yaralarını temizlemeye çalıştım. ''Çok acıyor mu?'' Masum masum bana bakıyordu. ''O kadar narin dokunuyorsun ki, inan hissetmiyorum o acıyı.'' Savaş gözlerini devirip yanımızdan kalktı. ''Eşyalarımızı getireyim de bari çıkalım okuldan.'' Doğru, her şeyi bahçede bırakmıştım. ''Sağ ol Savaş.'' Demiştim, gerçekten onunla arkadaş olduğumuz için çok memnundum. Tebessüm ederek odadan ayrılmıştı.