19.Bölüm

5.5K 244 60
                                    

Öylece ayakta dikilmiş birbirimize bakıyorduk. Vücudu titriyordu, korkuyordum. 

''Barlas, ne oldu?'' dedim. Söylemesini bile istemiyordum gerçi, aramız son zamanlarda o kadar güzeldi ki, bana karşı çok değişmişti her şeyi. Gözlerini yumdu. Bir süre sonra bakışlarını tavana götürdü. ''Barlas.'' dedim üstüne basarak. ''Görkem.'' Gitgide beni endişelendirmeye başlıyordu. Ellerini saçlarından geçirip göğsünde birleştirdi. Gözlerini gözlerime dikti. Bakışları... Daha önce hiç böyle baktığını görmemiştim. O kadar ruhsuz bakıyordu ki beni terk edeceğini düşünmüştüm. ''Görkem, biz Savaş ile...'' Savaş adını duyduğum an kalbim deli gibi çarpmaya başladı, devamını istemiyordum. Titrek bir nefes verdim. ''Savaş ile kilerde...'' Sustu. Elini ensesine götürüp saç tutamlarını çekti hafifçe. Ben ise gelecek olan o boktan itirafı bekliyordum. Kafamda içinde ikisinin arasında yaşanabilecek o olay canlandı belirgin bir şekilde, bacaklarım karıncalanmaya başlamıştı. ''Öpüştük.'' dedi yere bakarak. 

Aniden gelen hıçkırıkla elimle ağzımı kapattım. Herkesten çok güvendiğim insan... Elimle hızlıca gözyaşlarımı sildim. İtiraf etmeden önceki süreçte kafamda zaten bu senaryo hazırdı, şoku önceden geçirmiş itirafla birden gelen ağlamama engel olmamıştım. Kısık ve korkak gözleriyle bana bakıyordu. ''Sen...'' Asla konuşamıyordum. Deli gibi titriyordum, nasıl bir tepki vereceğimi idrak edemiyordum. Bu olayı kaldıramazdım. ''Sen cidden bunu yaptın mı?'' dedim hayal kırıklığıyla. ''Görkem, bunun hiçbir açıklaması yok biliyorum ama anlatama izin ver.'' dedi yaklaşarak. Sinirle geri çekildim ondan. ''Belliydi aslında, ikinizin de halinden belliydi.'' O zamandan bu zamana kadar yaşanan her şey hızlıca kafamda geçip teker teker yerlerine oturmuştu. O kadar ortadaydı ki... ''Sen o sikik vicdanını rahatlatmak için bana böyle davranıyordun değil mi?'' dedim birden bağırarak. Üstüne doğru yürüdüm. ''Ondan bana melek gibi davranıyorsun sen. Sence bu yaptığın haltı hafifletecek mi sanıyorsun?!'' Gözleri kızardı, cevap veremiyordu. ''Birde anlatmama izin ver diyorsun.'' dedim sesimi iyice yükselterek. 

Tepem atmıştı. Yaklaşıp göğüslerinden ittirdim onu. ''Sen gerçekten iğrenç bir insansın.'' dedim ağlayarak. Art arda ittirdim, göğsüne vurdum olmayan gücümle. Hıçkırarak ağlıyordum, karşılık vermiyordu. Yüzündeki o pişman dolu bakışları görebiliyordum ama bir önemi yoktu. Elis ile olan olayda içten içe bu kadar yaralanmamıştım. Gerçekten orada ona güvenmiştim ama bu olayda... ''O şerefsiz Savaş bundan dolayı bizden uzaklaştı değil mi? En yakın arkadaşımdı o benim. Her zaman yanımdaydı. Bu mu sizin karakteriniz?'' Bu sefer olan gücümle ittirmiştim onu. Sırtı duvara çarptığında kolumdan tutmaya çalıştı. Hızlıca kendimi geriye çektim. Sinirimi eşyalardan çıkarmak istercesine masaya yöneldim. Köşede beni çizdiği bir resim vardı. Kahkaha atarak resmi elime aldım. Havaya kaldırarak ona döndüm. ''Sahte, her şeyin sahte.'' dedim. ''Bırak onu yerine.'' dedi katı bir şekilde, gözünden yavaş yavaş damlalar akmaya başladı. Düşünmeden resmi ortadan ikiye hızlı bir şekilde yırttım. 

Durmadım, yırtabildiğim kadar küçük parçalara ayırdım resmi. Yırtılan parçaları sertçe elimden aldı. ''Kendine gel.'' dedi resmen gürleyerek. Hayretle ona baktım, ''Siktir git.'' dedim içten bir şekilde. ''Görkem.'' dedi, sesi sonlara doğru kısılmıştı. Gözyaşlarımdan etrafı görmekte zorlanıyordum. Ellerimle gelişigüzel gözlerimi sildim. Öfkeyle çantamı sırtıma geçirdim. ''Hiçbir yere gitmiyorsun.'' dedi. Ağzım açık ona baktım. ''Sen hala ne yüzle konuşuyorsun?!'' Yüzüne bile bakmak istemiyordum. Koşar adımlarla kapıya doğru ilerledim. Benden hızlı davranıp önüme geçti. Ellerini iki tarafa koyup önümü kapattı. ''Görkem içeri geç.'' Tekme tokat girmek istiyordum şu anda ona. ''Ne kadar yüzsün bir insansın sen?! Hala burada duracağımı mı düşündün cidden?'' Kolunu aşağıya çekmiştim ağır bir vuruşla. ''Sakın karşıma çıkma bir daha.'' dedim. Üstünkörü ayakkabılarımı ayaklarıma geçirmiştim. Buğulu gözlerimle merdiveni inmeye başladım. Arkamdan duyduğum tek şey ise Barlas'ın ağlamaklı bağırmalarıydı. 

Barlas (Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin