Neden bu kadar huzursuzdum?
''Parmağın...'' Ege'nin bana seslenmesiyle son anda parmağımı kesmekten kurtulmuştum. Omzumu sıvazlayıp krepleri yapmaya geri dönmüştü. Gözlerimi yumup derin bir nefes almıştım. ''Ne düşünüyorsun?'' Barlas tezgaha yaslanıp bana bakmıştı. ''Hiçbir şey.'' Yeniden salatalıkları doğramaya devam etmiştim. ''Bu yüzden mi parmağını doğrayacak kadar dalgınsın?'' Doğradıklarımı tabağa dökmüş ona bakmıştım. ''Sorun yok Barlas.'' Demiştim gülümseyerek. Kısa bir süre yüzüme bakıp yumurtaları pişirmeye gitmişti. Tabağı masaya bırakırken öylece duran Barlas'ın telefonu dikkatimi çekmişti. Hayır,hayır yapmamalıydım.
Göz ucuyla ikisine baktığımda birbirleri ile uğraştıklarını görmüştüm. İçimi kemiren hise hakim olamayıp telefonu yavaşça alıp cebime atmıştım. ''Ben bir lavaboya gideceğim.'' Atışmaktan beni pek tınladıkları söylenemezdi. Hızlı adımlarla tuvalete girip kapıyı kilitlemiştim. Gereksiz heyecana kapılarak telefonu elime almıştım. Boş boş ekrana bakmıştım,hala okuyup okumamakta kararsızdım ama ne olduysa dün gece Barlas'ın bana demeyeceğinden emindim. Tuşa bastığımda doğal olarak parmak izimi okumayıp şifre istemişti. Evet şimdi ''Sherlock'' zamanıydı.
Küvetin kenarına oturmuş bir şeyler düşünmeye başlamıştım. Tuttuğu takımın Fenerbahçe olduğunu bilerek kuruluş tarihini denemiştim. Açılmadığında sinirle inlemiştim. Bu sırada mesaj bildirimi geldiğinde iyice meraklanmıştım. Rastgele bir numaraları tuşlamış ve beklediğim gibi açamamıştım. Barlas'ın doğum tarihini girmeyi denemeye karar vermiştim. Harika! Telefonu kilitlemiştim. Stres olmuş ve süresinin bitmesini beklemiştim. Bu sırada banyoyu incelemeden edememiştim,benim odamdan güzeldi. Süresi sonunda bittiğinde garip bir şekilde kendi doğum tarihimi denemek istemiştim bu sefer. Telefon açıldığında ağzım kocaman açılmış şaşkınlıkla ekrana bakmıştım. Nasıl yani?
Bundan dolayı tam şu an telefonu bırakıp bir şey okumamaya karar vermiştim,her şeyi bana demek zorunda değildi. Onun da özeli vardı ve bilmem gereken bir şey olsa bana derdi öyle değil mi? Fakat tekrar gelen bildirimle kafamdaki bu düşünceler uçup gitmişti. Üst sekmeyi aşağıya indirip gelen mesajlara bakmıştım. Numara kayıtlı değildi, Umarım bu akşam gelmemezlik yapmazsın. Heyecanla akşamı bekliyorum. Telefonu birden elimden düşürdüğümde hızlıca geri almıştım. Ekranı kapatıp öylece telefona bakmıştım. Nefes alışım hızlanmıştı ve nasıl hissedeceğimi bilemiyordum. Bu neydi şimdi? Numara kayıtlı bile değil ve onunla buluşmaya mı gidecek? Öncelikle beni aldattığını düşünmüyordum ama ihtimal vermiyor da değildim. Kalbime düşen ağırlıkla telefonu cebime koymuştum,moralim oldukça bozulmuştu.
Mutfağa geri döndüğümde Ege'nin oturmuş telefona baktığını, Barlas'ın meyve sularını koyduğunu görmüştüm. Soğukkanlı bir şekilde masaya oturmuş belli etmeden telefonu eski yerine koyabilmiştim. ''Tuvalete kaçarak yemek işini bize bırakmayı planladıysan eğer...'' Deyip telefonu kenara koymuş ''Başarılı oldun.'' Demişti Ege. Sırıtmaktan başka bir şey yapamamıştım, bakışlarım sürekli Barlas'a gidiyordu ama aynı zamanda da bakmak istemiyordum. Bana göz kırpmış ve ortadaki tabaktan birkaç krep almıştı. Ben de tabağıma kreplerden alıp bir şey çaktırmamaya çalışmıştım. Ege yüzünü buruşturarak ''Altı üstü bir omlet yapacaktın onu da becerememişsin.'' Barlas salatalık dilimini ona fırlatmıştı. ''Seni kapının önüne koymama az kaldı.'' Demişti alayla. Çatalına omlet parçası alıp bana dönmüştü. ''Bak bakalım tadına.'' diyerek çatalı bana uzatmıştı. ''İğrençsiniz.'' Demişti Ege. Omuz silkip omleti yediğimde Barlas umutla bana bakıyordu. Yediğim en güzel omlet olabilirdi bu arada ama götünü kaldırmamak lazım. ''Fena değil.'' Demiştim ama Barlas'ı tatmin etmeye yetmişti.
Kahvaltı boyu sürekli şakalaşmışlardı ben ise onlara katılıyormuş gibi yapmıştım ama sadece Barlas'ın telefonuna bakmasını beklemiştim ve bir kere bile bakmamıştı. Umursamadığını düşünmeye başlamıştım ama bu akşam gitmeyeceği gerçeğini değiştirmiyordu. Belki de gitmezdi,belki de takip etmeliydim. Ege'nin telefonu çalmasıyla elindeki çatalı hızla bırakıp telefonunu çıkarmıştı. ''Hanım arıyor.'' Diyerek mutfaktan çıkmıştı. Barlas göz devirip kendi telefonuna uzanmıştı. Ağzımdaki lokmayı oldukça yavaş çiğneyerek Barlas'ı izlemeye başlamıştım. Mimiksiz bir şekilde bir şeyler yazmaya başlamıştı. Ne yazıyordu acaba? ''Beni izlemeye devam mı edeceksin?'' Demişti gözünü ekrandan ayırmadan. Lokmanın boğazıma kaçmasıyla öksürerek önüme dönmüştüm. Telefonu kenara koyarak kollarını masaya yaslamış bana bakmıştı. Bir yudum su içtikten sonra ''Sevgilim değil misin? Bakarım.'' Demiştim. ''Sevgilinim.'' Demişti yüzümü inceleyerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Barlas (Gay)
Teen Fictionİçten, güzel olan her şey, daima bağışlatır kendini. -Fyodor Dostoyevski #boyxboy kategorisinde 1. #boy kategorisinde 2. angst