Final

7.3K 243 137
                                    

Medyayı dinleyerek okursanız sevinirim.

-Geçmişten bir anı-

''Bunu giymek istediğimi sanmıyorum.'' 

Elimdeki takım elbiseyi Barlas'a uzattım. ''Bana yakışmayan tek şey olabilir.'' Barlas gözünü devirip üstümdekileri çıkarmaya başladı. ''Şu an bu dediğini hakaret sayarım ben.'' Mızmızlanarak kıyafetimi çıkarmasına yardım ettim. ''Nereden çıktı şimdi bu?'' Sınıfımızdan bir kız fotoğrafçılıkla uğraşıyordu ve uzun bir süredir model arıyordu, Barlas ve bana gelip birkaç çekim için teklifte bulunmuştu. ''Takım elbise şart olduğunu bilsem kabul etmezdim.'' Pantolonumu bacaklarıma geçirirken derin bir nefes aldı. ''Güzelliğinin asla farkında değilsin.''

O çoktan hazırlanmıştı, o beni giydirirken ben de onu hayranlıkla izliyordum. Daha önce takım elbiseyi bu kadar iyi taşıyan birisini görmemiştim. Blazer ceketi giydirirken kollarımı açtım hafiften. Barlas'ın telefonu çaldığında elini cebine atıp ekrana baktı. Beril arıyordu. ''Bugün yüzüncü kez arayışı falan.'' Dedi telefonu kulağına götürürken. ''On dakikaya oradayız Beril.'' Telefonu kapatıp tekrar bana döndü. Yakalarımı düzeltti, samimi bir gülüşle bana baktı. ''Sen, sen gerçekten...'' Elini saçımda gezdirdi, dudaklarım aralık ona bakıyordum. Ne zaman bu kadar yakın olsa ve bu şekilde ilgilense beni direkt etkisi altına alıyordu. ''Nefesimi kesiyorsun.'' Dedi. 

Uzanıp dudaklarıma minik bir buse kondurup elimi tuttu. ''Daha fazla bekletmesek Beril'i iyi olacak.'' Kafamı aşağı yukarı salladım. Barlas'ın odasından çıkıp aşağı kata indik, Ege mutfakta bir şeyler atıştırıyordu. Aileleri şehir dışına taşındıklarından beri ilk defa Barlas'ın evine gelmişti. ''Vuhu! Nereye böyle?'' Masadan kalkıp kapının pervazına yaslandı. ''Düğün albümleri için çekime gidiyoruz.'' Dedi Barlas bağcıklarımı bağlarken. Bunu şakasına demesi bile kalbimi tekletmişti. Kızaran yanaklarımla onlara baktım. Ege gülüp Barlas'ın omzuna vurdu. ''Ciddi soruyorum oğlum.'' Barlas'ta ayakkabılarını giydikten sonra ''Sınıftaki arkadaşımız öyle çekim yapıyor da rica etti bizden bizi çekmek için.'' Ege anında kahkahayı bastı. ''Görkem tamam da sen ne alaka? Şu tipe bak.'' Uzanıp Barlas'ın saçlarını dağıttı. Barlas kolunu sertçe ittirdi. ''Kaç saattir buna uğraşıyorum. Ayrıca senin evin yok mu ne arıyorsun burada?'' Ege'nin bir anda suratı düştü, yutkundu. ''Yalnız yaşamaya daha alışamadım canım benim.'' Kısa bir sessizlik olduktan sonra geri mutfağa geçti.

Barlas derin bir nefes alıp kapıyı açtı. Neredeyse güneş batmak üzereydi, tatlı bir serinlik vardı. Barlas'ın bahçesinden gelen buram buram çiçek kokusu baharın habercisiydi. Zorla ikna edip bahçeyi yeniden yaşanılabilir bir hale getirmiştim. Bu hissi seviyorum, beni ağlatacak derece samimi hissettiren bir hissi. Barlas koluma girip kapıyı kapattı. ''Hazır mısın sevgili eşim?'' Dedi dişlerini göstererek. ''Yapma şunu.'' Dedim koluna hafifçe vurarak. Birlikte arabaya bindik. Beril'in attığına konuma kısa bir sürede vardık. Apartmanın hemen önünde dikilmiş bizi bekliyordu. Bizi gördüğü anda elleri zıplayıp bize el salladı. Aşırı neşeli, deli dolu bir kızdı. Toz pembe saçlarını kulağının arkasına attı. Barlas'a kısa bir bakış atıp yanına ilerledim, hemen arkamdan Barlas'ta geliyordu. 

''Ay! Harika görünüyorsunuz. Aşırı heyecanlıyım.'' Dedi sevinçle. Tebessüm ettim, Barlas'ta mutlu gözüküyordu. Bu çekime gelmeden önce pişman olacağımı düşünüyordum ama bu hoş karşılanma bile fikrimi değiştirmişti. Tam apartmanın girişine ilerleyeceğimiz sırada ''Durun, durun. İşimizi orada yapmayacağız.'' Dedi. Apartmanın arka tarafına doğru yürüdüğünde onu takip etmeye başladık. Kısa bir süre sonra apartmanın arka bahçesine geldik, burası... Burası şahane gözüküyordu. Beril kollarını göğsünde birleştirerek gururla bize baktı. ''Hepsini ben yaptım.'' Barlas ile etrafa hayranlıkla bakıyorduk. Çekim için etrafa bir dolu estetik gözüken süsler ve ışıklar yerleştirmişti. Araç ve gereçlerini bir köşede toplamış kendine göre minik bir yer yapmıştı. 

Barlas (Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin