''Buradan bir an önce gidebilir miyiz?''
Gürültüden beni duymamış olacaktı ki kafasını bana yakınlaştırmıştı. ''Gidelim artık.'' demiştim tekrardan. Elini ensesine götürüp etrafa bakmıştı. ''Sorun ne?'' kollarımı önümde birleştirip Sude'ye bakmıştım. O da dönüp baktığım yere baktığında hayıflanarak bana dönmüştü. ''Onu gerçekten kafana taktığını söyleme bana.'' Omuz silktiğimde derin bir nefes alarak gözlerini ovuşturmuştu.
En son Barlas'a çıkma teklifi ettikten sonra mekanın önünde uzun bir süre öpüşmüş,birbirimizden zorlu bir şekilde ayrılmıştık. Eve gidince siyah defterime bunları uzun uzun not etmeyi ihmal etmemiştim tabi. İki günün ardından Türkiye'de ne kadar yaygın olmasa bile bizim okulumuz Cadılar Bayramı kutlaması hazırlamıştı. Barlas'ı zorla getirmiştim şimdi de zorla çıkarmaya çalışıyordum. Bir Ölüm Meleği gibi giyinip siyahlara bürünmüştü. Hafif makyaj yapmış ve o ince parmaklarını oldukça sanatsal gösteren yüzükler takmıştı. Ben de bir oyun karakteri gibi giyinmiştim. Barlas'ın gitmeye niyeti olmadığını anladığımda pes etmiştim. ''Ben içecek bir şeyler almaya gidiyorum.'' Kafasını salladığında mekanın bar kısmına doğru yürümeye başlamıştım. Partiye ilk geldiğimizde Sude direk Barlas'ı kenara çekmiş ve yine kavga etmişlerdi. Sorunu ne gerçekten anlamıyordum. Tek bildiğim Barlas'ı deli gibi sevmesiydi.
Elimdeki karton kılıcı tezgahın üzerine koyup yüksek sandalyelerden birine oturmuştum. Okulun ayarlaması olduğu için belirli içecekler yasaktı. Rastgele bir şey sipariş edip etrafa bakmaya başlamıştım. Ortalık oldukça çeşitli gözüküyordu. Herkes kostümlerine oldukça emek vermiş gibiydi. Gözüm tabi ki de tek bir kişide takılı kalmıştı. Bacaklarından üst gövdesine doğru süzmüş ve yüzüne getirmiştim bakışlarımı. Hafif jöleli saçlarını parmaklarıyla geriye yatırmıştı. Karşısındaki bir şey anlatıyor o da sürekli gülüyordu. İstemsizce sırıtmıştım. İçeceğim geldiğinde yudumlayarak onu izlemeye devam etmiştim. Hala onunla sevgili olduğumuza inanamıyordum. Sadece Ege ve Savaş biliyordu,yayılıp o pis eleştirilerle uğraşmak istemiyorduk. Savaş ise yanımda oturduğu için bir şekilde öğrenmişti. Karşısındakiyle birden taş,kağıt,makas oynamaya başladığında daha dikkat kesilmiştim. İlk başta çocuk kazanmış,Barlas'ta üstündeki işlemeli kazağı hızlıca çıkarmıştı. Ağzımdaki içeceği birden püskürtmüş ve öksürmeye başlamıştım. Kolumla ağzımı silmiş kocaman açılan gözlerimle onu izlemeye devam etmiştim. Ne yapıyordu?
O kusursuz vücudunun tam bel kısmında NEVERMIND yazan bir dövmesi vardı. Sertçe yutkunmuş bardağı tezgaha koymuştum. Çoğu kız Barlas'a kilitlenmişti. Kalbim hızlanmış,içimi bir boğuk bir kıskançlık kaplamıştı. Tekrardan oyuna devam ettiklerinde bu kez Barlas kazanmıştı. Çocuk o an yanından geçen bir kızı kendisine çekip dudaklarına yapışmıştı. Bir sonraki el eğer Barlas kaybederse onun da bunu yapabileceği ihtimali aklıma girmişti. Sinirlenmeye başlamış,olduğum yere daha da sinmiştim. Onu buradan alıp götürmek istiyordum. Çocuğun öptüğü kız kendisini sert çekmiş ve çocuğun kafasına sağlamca vurmuştu. Oyuna devam etmişler ve korktuğum şey başıma gelmişti. Barlas kaybetmişti. Kollarını iki yana açarak geri geri yürümüştü. Çocuk omzuna vurduğunda Barlas alnını ovuşturmuş ve bir şeyler demişti,evet yapacaktı. Birisini öpecekti. Kısa konuşmalarının ardından etrafa bakmaya başlamıştı,hangi kız bana uyar diye düşünüyor olmalıydı. Sızlayan burnumu çekmiş,gözlerim dolmuştu. Neden bu kadar duygusaldım? Barlas'ın gözleri beni bulduğunda hızlıca önüme dönmüş kollarımı tezgaha yaslamıştım.
Görmek istemiyordum,gördüğümü bilmesini de istemiyordum. Oyun yani sonuçta bu değil mi? Öpeceği de kız olacak bir erkek değil. Böyle böyle içimi rahatlamaya çalışmış ama bir türlü başarılı olamamıştım. Hiç beklemediğim bir anda birisi omzuma dokunup beni çevirdiğinde neler olduğunu anlamamıştım. Aynı zamanda dudaklarıma yapıştığında ise şoku bir süre atlatamamıştım. Barlas bir elini yanağıma yerleştirip diğer elini tezgaha yaslamıştı. Geri çekileceği sırada karşılık verdiğimde o da devam etmişti. Öyle bir tutkuyla öpüyordu ki beni alıp götürüyordu resmen. ''Ov,ov tamam.'' diye birisini bağırdığında nefes nefese ayrılmıştı benden. Ayrılmasıyla dudaklarımı büzmeden edememiştim. ''Çocuğu yedin bitirdin resmen.'' Oynadığı çocuk yanımıza gelmiş gülerek bize bakmıştı. Barlas kızaran yanaklarıyla çocuğa dönmüştü. ''Kaptırdım kendimi.'' diye alaylı bir şekilde konuşup bana göz kırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Barlas (Gay)
Teen Fictionİçten, güzel olan her şey, daima bağışlatır kendini. -Fyodor Dostoyevski #boyxboy kategorisinde 1. #boy kategorisinde 2. angst