Merhabalar! Bu bölüm diğer bölümün devamı olmayacak. Görkem ve Barlas'ın birlikte yaşadıkları herhangi bir günü anlatacağım. Onların yakın olduğu zamanları kitapta pek yer vermediğimi fark ettim. Yazacaklarımın Savaş ve Barlas'ın arasındaki o olay yaşanmadan önce gerçekleşiyor. İyi okumalar! (medyayı açarak okursanız sevinirim.)
Hafif esen rüzgarla hırkamın önünü çekiştirerek birleştirdim. Ayaklarımı soğuk kumun içine iyice gömmüştüm. Kıyıya yumuşak yumuşak vuran dalgaları seyrediyordum. Okuldan çıkalı birkaç saat olmuştu, Barlas okula gelmemişti ve asla telefonlarımı açmıyordu. Moralim bozulduğu için ben de sahile inmiştim. Sadece dalga sesleri ve ben vardım. Göğsümün önünde olan dizlerime kollarımı dayadım. Kafamı koluma yerleştirip denizi izlemeye devam ettim.
Yorgun hissediyordum, artık bu hayatta modum Barlas yanımda olursa ya da Barlas ile aram iyi olursa yüksek oluyordu. Tamamen ona göre değişiyordu başka hiçbir şeyin etkisi olmuyordu. Merkezime yerleştirmiştim onu elimde olmadan. Şimdi de ona ulaşamıyordum ve bu beni çok boktan hissettiriyordu. Kollarımı sırtımın arkasına koyup geriye doğru yaslandım. Gözlerimi kapalı olan gökyüzünde gezdirdim. Çok duygusaldım şu an. Daha fazla dayanamayıp hırkamın cebinden telefonumu çıkardım. Barlas'a ulaşamıyordum ama Savaş'ın bir haberi olabilirdi. Telefon bir iki çalıştan sonra açıldı. ''Savaş.'' dedim durgun sesimle. ''Çabuk söyle oyundayım.'' Arkadan bol bol klavye ve fare sesi geliyordu. Gözlerimi devirdim. ''Barlas ile görüştün mü hiç bugün?'' dedim umutsuzca. ''Mmm, hay ben senin atacağın bombayı sikeyim!'' Sinirle bağırdığında telefonu kulağımdan bir iki saniyeliğine uzaklaştırdım. ''Savaş.'' dedim. ''Hah pardon. Barlas hayırsızıyla görüşmedim bugün.'' dedi. Derin bir nefes alıp verdim. ''Niye de?'' dedi.
Gözlerimi ovuşturdum. ''Ulaşamıyorum ona.'' Alayla güldü. ''Merak etme her an Damon gibi belirir bir yerlerden.'' Kaşlarımı çattım. ''Damon?'' dedim. ''Salvatore olan işte. Oğlum hiç mi dizi kültürün yok ya senin?'' Ardından devam etti. ''Neyse toparla kendini haydi. Döner o elbet.'' dedi. İyice sıkılmıştı canım. ''Haklısın sanırım. Sağ ol, görüşürüz.'' dedim. Tam telefonu kapattığım sırada kumda ayak sesleri duydum. Kafamı çevirip baktığımda Barlas'ın gördüğüm gibi gözlerim kocaman açıldı. Elleri cebinde yanıma yaklaştı. Hiçbir şey demeden yanıma oturdu, hala köz köz ona bakıyordum. ''Özür dilerim.'' dedi bana dönerek. Sinirle avucuma kumları doldurup üstüne atmaya başladım. ''Ne oluyor amına koyayım?!'' dedi, elleriyle yüzünü korumaya çalışıyordu. ''Sen tüm gün meraktan beni öldür birde böyle artist artist bir şey demeden otur sadece özür dile.'' dedim. Tam yine kum atacağım sırada benden önce davranıp kollarımı kavradı sıkıca.
Öfkeyle ona baktım. ''Bir sakin olursan açıklayacağım.'' dedi, sesi oldukça yüksek çıkmıştı. ''Yo, dinlemiyorum.'' dedim. Kollarımı ondan kurtarıp kulaklarımı kapattım. ''Görkem manyak mısın?'' Tekrar kollarımı çekti. Çok fazla kırgın ve sinirliydim. ''Ne var?'' dedim. Gerçekten nasıl bir açıklama yapacak merak ediyordum. Kollarımı tutuyordu hala ama daha narin bir şekildeydi bu sefer. Gözlerini gözlerime kenetlemişti. ''Ailem, ailem şehir dışına taşındı.'' dedi. ''Nasıl yani?'' dedim. ''Birden böyle bir karar almışlar...'' sertçe yutkundu. Ayaklarımı kumdan yavaşça çıkarıp iyice ona yaklaştım. ''Ege ile benim de gelmemizi istediler normal olarak. İkimiz de reddettik. Ege Aleyna için kalmak istedi ben de senin için kalmak istedim.'' dedi. Cidden benim için bunu yapmış mıydı? ''Durum böyle olunca büyük bir kavga çıktı, benim oturduğum evi satmakla tehdit ettiler.'' dedi. Kolumu nazikçe ondan çektim, bir elimle yanağını sevmeye başladım. ''Ege' de buna çok karşı çıktı, normalde başka türlü olsa hiç düşünmeden bu yerden gitmek isterdik sanırım.'' dedi. O böyle dedikçe kendimi çok mahcup hissediyordum. ''Ama dört yıldır burayı yuvam olarak benimsedim.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Barlas (Gay)
Teen Fictionİçten, güzel olan her şey, daima bağışlatır kendini. -Fyodor Dostoyevski #boyxboy kategorisinde 1. #boy kategorisinde 2. angst