*Meloş İpek
Esila ve Gecesiz kafeye gelmiştik. Kafe çok güzel dekore edilmişti. Duvarlar siyah ,masalar beyaz ve sandalyeler rengârenkti. Masalar kare olduğundan ve dört kişilik olduğundan erkekler cam kenarında oturacağımız masanın yanına masa çektiler sandalyeleri ile birlikte. Ben hemen turuncuya oturdum. Turuncu rengi favori rengimdir de.Uras' ta benim karşındaki yeşil sandalyeye oturdu . Sırayla oturma düzenimizi söyleyecek olursak ;ben cam kenarında Urasaşkım karşımda ,yanımda mavi sandalyede oturan Deniz ve karşısında gri sandalyeye oturan Poyraz, Deniz 'in yanında mor sandalyeye oturan Mira ve karşısında kahverengi sandalyede oturan Rüzgar, onların yanında kırmızı sandalyeye oturan Buğra ve karşısında siyah sandalyeye oturan Aras vardı. Işte oturma şeklimiz böyleydi.
Ama neden Gece ve Esila gelmediler anlamadım. Gerçi bir işleri varmış ama hadi bakalım hayırlısı!
Masaya genç ve yakışıklı bir garson gelmesi ile kafamı Uras' a çevirdim. Artık erkeklere bakmak yok ! Benim için sadece Urasaşkım var . Ona baktığımı anlayınca bana gülümsedi . O gülümsediğinde sanki gülümsemesinde kalbolduğumu hissettim .Yakışıklı sevgilimi incelemeye başladım.Beni benden alan zümrüt yeşili gözlere sahip ,boy desen var kas desen muhteşem altılısı var ama ben onu sekizli ye çıkartıyım en iyisi ,saçları hele yumuşacık ve koyu kahve renginde . Şimdi Uras' ı inceledim de bu kadar yakışıklı olduğunu fark etmemiştim. Gerçi benim gibi güzele bu kadar yakışıklı biri yakışır. Gülme sesi duymam ile gerçek dünyaya döndüm.
Meloş: Neye gülüyorsunuz siz ?
Uras 'a baktığımda kendini tutmak için kendi içinde savaş veriyordu.
Deniz :Hayırdır yavrum ,Uras 'a nasıl bakıyorsan bizim seslenmemize rağmen duymadın. Ne düşünüyordun ?
Meloş;Ne kadar yakışıklı olduğunu düşünüyordum ve ne kadar çok yakıştığımızı.
Bunu demem ile herkes kahkaha artı. Ne yani doğruyu söylemek suç mu ?
Mira :Tabii ki suç değil ama hiç utanmadın.
Ben sesli mi düşündüm?
Poyraz :Evet ve hala düşünüyorsun.
Rüzgar:Neyse garsonu fazla beklettik ne alırsın?
Meloş:Hımm...Ben patates kızartması, hamburger ve büyük boy kola alayım.
Garson :Peki efendim.
Aras :Deniz veya diğer kızlar Esila ve Gece 'nin ne işi var ?
Deniz :Ben bilmiyorum. Peki siz kızlar?
Mira :Benim de hiçbir şeyden haberim yok !
Meloş:Zaten bu aralar biraz garipler hapishaneye girdikten beri biraz kafayı oynattılar .
Buğra: Ya tamam !Aklıma getirmeyin şu çocuğu da siz nasıl bilmezsiniz ?
Uras :Demekki bilmiyorlar oğlum.
Aras :Ben bir arayım Esila 'yı.
Aras masaya koyduğu telefonu aldı ve birkaç işlem yaptıktan sonra telefonu kulağına koydu . Bir süre bekledikten sonra bize döndü.
Aras: Ulaşılmıyor .
Mira ;Neyse siparişlerimiz geldi yemeklerimizi yiyelim ve sonra onlara hesap sorarız.
Herkes onaylayan mırıltılar çıkardığında -Aras ve Buğra hariç- yemeklerimizi yemeğe başladık. Pardon ben sömürmeye.
*Esila Taşkın
ŞİMDİ OKUDUĞUN
5 BELA
Roman pour AdolescentsBu fani dünyada herkes bir şeyler ile sınanır. Bu kimi zaman aile, kimi zaman bir evlat ve kimi zaman ise gelecektir. Tabii bu kişiden kişiye değişir. Hayat , zorlu bir sınavdır adeta . Seni oradan oraya sürükler ve tahmin etmeyeceğin yerlere ve n...