45. Bölüm - KAYIP BEDENLER

2.1K 114 39
                                    

 Genç kurguda 237 . sıraya gelmişiz ! Çok mutluyum ve bu mutluluğumu sizinle paylaşmak istedim . Sizi seviyorum . Daha fazla uzatmadan , yeni bölüme merhaba deyin !

 Daha fazla uzatmadan , yeni bölüme merhaba deyin !

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


 Bu bölüm @snglirg  adlı sevgili okuruma ithaf edilmiştir. Kendisi en büyük destekçim . Sevgilerimle...

*Gece Barkın 

 Hayatımıza her zaman birileri girer ve çıkar . Bu döngü hep böyle devam edip , gider . Hayatımıza girenleri bazen dost bazen de düşman belleriz . Aslında her insan aynıdır . Herkes birbirini sever ama araya menfaat  girene kadar . İnsanları ayıran da , birleştiren de menfaat değil midir ? Çıkarlarımız kiminle uyuşuyorsa , onunla arkadaş , dost oluyoruz , kimisiyle de uyuşmuyorsa kanlı bıçaklı , düşman oluyoruz .

   İnsanlar kötü ... İnsanlar acımasız ... İnsanlar gelen yardım çığlıklarına kulaklarını tıkıyor ha tabii işine gelirse öyle bir melek oluyorlar ki ! Sonra bakıyoruz bu mu vurdumduymaz adam veyahut kadın ?! Peki Sağanak benim hayatıma niye girdi? Menfaat için mi ? Hiç sanmıyorum peki ya ne ? Niçin ? Neden ? Bu sorular beynimi bir fare misali kemiriyordu . 

   Peki ya kalbim ? Ona ne demeli ? Beynim zaten aşure kazanı gibiyken birde o aklımı , beynimi , düşüncelerimi karıştırıyordu . En iyisi düşünmemek . Dertleri , sorunları bir kavanozda biriktirmek . Zamanı gelince kullanırım zaten .

   Onun burada ne işi vardı ? Ne hakla buraya geliyordu ?! Sanki İstanbul  'da ki tek okul buraymış gibi . Mira bana sesleniyor ama ona cevap vermiyordum . Çünkü karşımda Sağanak vardı . Bildiğimiz Sağanak  ya ! Ben ölümcül bakışlarımı ona dikmişken , o bana yüzünde kocaman sırıtmayla bakıyordu . 

  Bakışlarım , omzuma konan elle oraya döndü .Ellerin sahibi , Mira 'ymış . O da Sağanak 'a döndü ve içindeki nefret sesi yansırcasına  konuştu : " Hangi yüzle , pardon sen yüzsüzün tekisin unutmuşum . Ne hakla buraya gelirsin ?" Mira 'nın konuşmasından önce yüzünde kocaman olan gülümsemem yavaş yavaş soldu . Sonra kendini toparladı :" Okulda ne işim olabilir ki okumaktan başka ?"

Ah ! Küstah küstah konuşması yok mu birde ! Onu eşek sudan gelinceye kadar dövmeliydim ama neyse . Olay çıkarmanın ne yeri , ne de zamanı .Aklıma gelen fikir ile Mira 'nın kolundan tuttuğum gibi sürükledim . Bir de çemkirmeseydi iyiydi . "Kızım dursana , daha ağzının payını vermedim !" Mira 'nın tüm seslenmelerini umursamadan , bizim tayfanın yanına getirdim .Mira 'yı canı sevgilisi Rüzgar 'a bıraktım . Çünkü ancak o baş edebilirdi : " Al Rüzgarcım , canın sevgilin biraz sussun ." Mira bana öldürücü bakışlarını gönderdi . Ona biraz çeneci dediğim için galiba .

  Rüzgar , kaşlarını çatarak , Mira 'ya döndü :" Sarışınım , ne oldu Gece ne diyor ?" Mira bana en sinsi bakışlarını atarak , cevap verdi : " Yolda birini gördükte ağzının payını veriyordum , Gece engelledi maalesef ." Ona gözlerimi pörtleterek baktım . Bunu söylemesi demek , Buğra 'nın henüz Sağanak 'a olan dinmeyen öfkesini tekrar alevlendirmesi demek . Olayı anlamayan Deniz , ortaya laf attı :" Aman onu boş verin . Baran ortalıklarda yok , Hilal de aynı şekil . Nerede oldukları hakkında bir fikirleri olan ?"

5 BELAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin