Gizemin doğuşu

105 5 7
                                    


-Biz senin ne pisliklerini affettik!

Yine basit bir konuşma bir tartışmayla sonuçlanıyordu. Doruk sinirlenince bir canavara dönüşüyor ve fırsat bulduğunda yüzüme vuracak birşeyler illaki buluyordu. Yine o beni terk ettiğinde bir adamla buluşup sarhoş olmama getiriyordu konuyu. Artık ona karşı susamıyordum. Birden söyledim,

-Sanki senin ne bok yediğini bilmiyoruz.

-Ne dedin sen ?!

-Sen diyorum sanki tertemizsin.

-Evet Eylül ben de seni aldattım hem de bir travestiyle!

Bir anda buz kesildim. Hiçbir şey diyemeden telefonu kapattım. Nasıl yani!? Beni bir tra.. O ne ya? Beni aldattığına mı üzüleyim, bir kadın olmamasına mı sevineyim, bu iğrençliğe mi yanayım? Napacağımı bilemez halde donmuş kalmıştım. Onu öyle çok seviyordum ki konduramamıştım. Daha sonra beni arayıp sadece merak olduğunu ve bir anda geliştiğini bir daha olmayacağını söyledi. İnanmasam da inanmış gibi yaptım. Bu adamla ömür nasıl geçerdi bilmiyorum ama körkütük aşıktım.

Psikolojim iyiye gitmiyordu. Coşkuyla üzüntüyü bir arada yaşıyordum. Hem hareketli hem de duygusal hissediyordum. Sonunda doktora gitmeye karar verdim. Bir psikiyatriden randevu aldım. Bu sefer ilaçlara uyacağımı düşünerek gittim.

İçeri girdiğimde orta yaşlarda bir erkek doktor beni buyur etti. O sordu ben cevapladım. Duygularımdan bahsettim

-Genelde moralim bozuk ağlıyorum hemen. Ama bazen çok hareketli ve cesur hissediyorum. Ayrıca erkek arkadaşımı seviyorum ama benden uzak ve ben burada başka bir erkeğe ihtiyaç duyuyorum. Bunun olması hiç normal değil çünkü ona çok bağlıyım. Ama engel olamıyorum..

-Kesin olmamakla beraber bipolar (duyguların bozulmasıyla karakterize hormon bozukluğu) olabileceğini düşünüyorum. Bu ilacı düzenli kullan.

Çıkışta eczaneye gidip ilacı aldığımda şaşkındım. Seroquel yazmıştı ve bu bizim şizofrenlerde kullandığımız bir ilaçtı. Zaten söylediklerine de öyle çok inanmadım çünkü bu teşhisi kafasına göre koyamazdı. İncelemesi ve beni tanıması gerekiyordu.

Eve gidince bir tane ilaçtan aldım. Allahım! Her yer dönüyordu. İnanılmaz uykum gelmişti. Yatıp uyudum. Lavabo için uyandığımda aradan 8 saat geçmişti. Arkadaşlarımdan yardım istedim. Tam koluma gireceklerdi ki küttt!!
Kendimi yerde buldum. Bir anda baygınlık geçirdim. Sonra güç bela yatağıma geri yattım. Tekrar uyandığımda hala uykum vardı.😴 Biraz daha kendime gelmeye başladığımdaysa 2 gün bu şekilde geçirdiğimi farkettim. Resmen iki gündür sadece uyuyordum! Bayık bakışlarım da devam ediyordu. Bir daha o ilacı almaya töbe ettim. Doktor beni resmen öldürecekti😫

Bir daha tekrar doktora gitmedim. Yoğun tempoda çalışıyordum. İzin almam zordu. Zaten öyle pat diye teşhis koydu😡 Sonuçta şizofren değildim. Ne gerek vardı böyle bir ilaca. İhtiyacım olan hafif mutluluk verici birşeylerdi. Ya da güzel bir terapi..

Aslında derdimin dermanı dışarıda bulunacak gibi değildi. Benim savaşmam gereken bir ailem, diğer yanda sorunlu sevgilim, bir de başa çıkamadığım ve sürekli uçlarda yaşayan beynim vardı. Nasıl çözüleceğini bilmiyordum. Tam bir karmaşa!

O sıralarda kendime gelmem için sevgili Ali Küçükkaya ile bir gezi planlamaya karar verdik. Yalnız gezi öyle böyle değildi. Yurtdışına olacaktı. Hem de o çok istediğim yer olan İtalyaya ! Sevinçten ağzım kulaklarımda geziyordum. Her şeyi iyi planlamam gerekiyordu. Çok uzun kalamazdık orda. Ama bana iyi gelecekti biliyordum. İlk durağımız Portofino ydu. Bakalım bizi neler bekliyordu....

İDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin