Yine sıradan bir güne uyanmış, hastaneye gitmek için hazırlanıyordum. İlk ameliyat Dr Ali'nindi. Hastaneye gittiğimde onu güleryüzle karşılamak istedim. Fakat hastanedeki duruşu normalden farklıydı. Yüzüme bile bakmadı. Sanırım işini ciddiye aldığı için ve ortalıkta bir dedikoduya yol açmamak için böyle yapıyordu. Onu anlasam da bana bu davranış tuhaf gelmişti. Sanki tanışmıyoruz gibi hissetmiştim. Ufak bi alınganlık yaşasam da çabuk unuttum. Öyle tavır yapan bir kız değildim. Kırıldıktan 5 dk sonra neden kırıldığımı unutur bir sorun olmamış gibi hareket ederdim. Ama zaten bu durumda kırılacak bir şey yoktu sonuçta doğru bir mantıkla hareket ediyordu ve benim de hastanede adım çıksa bu hiç hoşuma gitmezdi. Hem kendisini hem de beni bundan koruması güzeldi.
Yoğun bir günün sonunda işten çıktım. Bugün maaş günümdü. Atm'ye gidip maaşımın yatıp yatmadığını kontrol ederken telefonum çaldı. Arayan Doruk'tu.
-Napıyorsun bebeğim?-Maaşıma bakıyordum yatmış mı diye. Sen ne yapıyorsun?
-Oo iyiymiş.. Bak ne diyorum biz seninle evlenmeyi düşünüyoruz ya bu parayı biriktirelim ne dersin. Sana aylık gereken miktarı ayır. Sonra da kalanı ortak hesap açıp oraya koyalım. Ben de işe girdiğimde aynısını yapacağım. Evlilik işleri zahmetli biliyorsun. Ben zaten babamdan alacağım fakat yine de bizim de çorbada tuzumuz olmalı.
-Ben de zaten biriktirmeyi düşünüyordum. Evlenirken benim de alacaklarım var sonuçta.
-1500 tl civarı bir para gönderirsen bir kaç ayda gayet iyi birikir.
-O kadar koyamayabilirim Doruk. 1000 tl olsa olmaz mı?
-Olur ama sana güvenmiyorum bu konuda. Çok para harcıyorsun. O yüzden parayı bana gönder ben bankaya koyayım.
Aramızda garip bir ilişki vardı Doruk'la. Ona bazı konularda güven duyuyordum. Bazı konularda ise çok içimden gelmiyordu güvenmek. Şimdi ben ona "hayır ben göndermek istemiyorum" desem tartışacaktık. Yok sen bana güvenmiyorsun yok bilmem ne. Doruk da kızdığı zaman çok ağır laflar söylüyordu. Onunla tartışmayalım diye her şeyi kabul eder bir hal aldım. Hiç istemesem de sırf sorun çıkmasın diye "Tamam" dedim ama o paraya bir şey olacağı içime doğmuştu.
-Annemin hesabını veriyorum şimdilik. Benim hesabım yok
-Tamam canım.
Bana mesaj ile hesabı gönderdikten sonra 1000 tlyi ona gönderdim.
Ertesi gün Doruk beni arayıp müjdeli haberini verdi.
-Aşkım çok kötü bir şey oldu . Ben gerçekten çok üzgünüm bunun olacağını düşünmüyordum.
-Ne oldu?
-Bana gönderdiğin para... Ben onu annemin hesabından aldım. Benim -iddaa- şans oyunu için açtığım hesaba yükledim. Bir keresinde ordan para çekmiştim. Yine çekilir diye düşündüm ama çekilmiyormuş. Çok özür dilerim aşkım ben onu oyun oynayıp kazanarak geri alacağım
Şaşırdım mı? Tabiki hayır. Normalde görseniz ne kadar zeki ne kadar akıllı beni yer yer ezikleyen bu beyefendi çok güzel bir akıllılık yapmış. Artık yaptıklarının sonu bucağı gelmiyordu ve bu iş iyice canımı sıkmıştı. İçimdeki aşk olmasa bir dakika katlanmazdım. Niye aşıktım ki bu kadar. Bu nasıl saçma bir tutkuydu 😖
Zaten içimden hiç gelmemişti ama sorun çıkmasın diye yaptığım bu iş bana pahalıya patlamıştı. Sonuçta gün boyu koştur koştur çalışan bendim ve evinde oturan oydu. Kpss için dersaneye gidiyor diye kendini bana sürekli acındırıyor bu sınava bu yaşında benim için hazırlandığını söylüyordu fakat benim emeklerimin karşısında bu bir hiçti. Ben de artık her şeyi bıraktım ve "ne halin varsa gör" dercesine bir tavır sergiledim. O parayı yerine koysa da koymasa da artık benim için pek bir anlam ifade etmiyordu.
Aileme para gönderiyor olmam yüzünden de bir ara tartıştık ve artık Doruk'un benimle sadece iyi bir işim ve huyum olduğu için beraber olduğuna inandım.
Bundan sonra ilişkimiz için kılımı bile kıpırdatmama kararı aldım ve ona da söyledim.