Ben hayatım boyunca yalnız kalmaya mahkum olmuş bir kızdım. Evet hepimiz esasında bu dünyada yalnızdık fakat ben kalabalıklar içerisinde yalnızdım. Ruhum her geçen gün bedenime ağır gelmeye başlardı. Aslında çok pozitif biri olmama rağmen nasıl bu kadar depresif olmayı başardığımı bilmiyordum. Duygularımı hep biriyle paylaşmayı isterdim. Nedense paylaştığım kişiler beni hiç tatmin etmemişti. Ailem benden uzak duran, anlatsam da beni anlamayacaklarını düşündüğüm kişilerdi. Bir abim veya ablam filan da yoktu. Sırlarımı açabildiğim sadece bir kaç dostum vardı. Onlara da kendimi anlatmam biraz uzun zaman alırdı. Oysa bir erkek hayatıma girdiğinde onunla herşeyimi paylaşabiliyordum. Özellikle yaşının benden biraz fazla olması hoşuma gidiyordu. Hayatı tecrübe etmiş birisinin beni anlaması "bende hata var mı?" gibi sorularımın cevabını bulmamda bana yardımcı oluyordu. Elbette hatalarım oluyordu fakat ben kendi üzerime çok gidiyordum. Ailemi de bu şekilde baskılarla bir türlü kabullenemiyordum. Neden ben başkaları gibi değildim? İster istemez sürekli kendimi kıyaslardım. Ailesinin çok baskıcı olduğunu söyleyen ve bana teselli vermeye çalışan arkadaşlarım bile zamanla benim ailemin ne kadar farklı bakış açısı olduğunu anlar ve iyi tahammül ettiğimi , yerimde olsalar sabredemeyeceklerini söylerlerdi. Gerçekten çok sabırlı bir insandım. Yeri geliyor beş dakika eve geç girmemin hesabını veriyordum. Şiddet her zaman sadece fiziksel olmasa da psikolojik olarak çok yıpranmışlığım vardı. Dışarıya sadece izinle çıkıyordum o da tek bir arkadaşımla. Sadece evlerine gideviliyordum öyle kafelerde filan takılmam yasaktı. Param olsa da durum değişmiyordu. Eğer istemedikleri bir durum olursa ceza alıyordum ve evden hiç çıkamıyordum. Bu zaman zaman benim evden kaçmayı istememe sebep olmuştu ama hiç yapamadım. Babamdan çok korkuyordum. Annem de korkuyordu ve bu yüzden ikisi birden bana yükleniyordu. Bir keresinde annem yan sokaktaki teyzeme 5 dakikalığına bir şey söylemeye gitmişti. Akşam üzereydi. O sırada eve babam geldi. Annemin evde olmadığını gören babam çıldırmış gibiydi. Annem kapıdan girer girmez bağırdı üstüne yürüdü ve koridordaki aynaya bir yumruk salladı. Ayna tuzla buz oldu ve ben donakalmıştım. Üniversiteye hazırlık dönemime denkgelen bu olay bende derin iz bıraktı. Her gün ders dinlerken gözlerimden akan yaşa engel olamıyordum. O anı sürekli yaşıyordum ve aklım annemdeydi. O gün yemin etmiştim annem için iyi yerlere gelecektim. Güzel bir meslek sahibi olacaktım. Ayrılmanın eşiğinden döndükleri zamanlar oldu. Hep haksız taraf olduğunu düşündüğüm babama çok kızardım. Hatta "ölse keşke" dediğim zamanlar oldu. Halbuki o zamanlar farkında değildim. Bende kanayan yer "babam" olacaktı..
*********
Günahlarımı, acıyı, tükenmişliğimi düşündüğüm zamanlar gözümden bir damla yaş gelirdi. Bazen abartır hüngür hüngür ağlardım. Görenler çok büyük bir şey olduğunu sanıp korkarlardı. Ama ben böyle atıyordum içimdeki öfkeyi, yalnızlığı, kalp ağrımı.. ilaçlarım bu aralar ağlamama engel olsa da çok dolduğum zamanlar onlar da kâr etmiyordu. Gülmeyi ve ağlamayı bir arada yapmayı başarabiliyordum.
Elime bir bardak su alıp ilacımı içtim. Yatağıma geçtim ve düşüncelerle başbaşa kaldım. Nefret ediyordum yalnız gecelerden. Yine aklıma saçımı okşayan, bana sarılan ruh ikizimin yanımda olmayışı geldi. Gözümden bir damla yaş süzüldü. Sonra onu hayal etmeye başladım. Gerçekten o kimdi? Neredeydi? Neden yanımda değildi? Allahım biliyorum çok yanlışlarım oldu ama herkesin kolayca ulaşabildiği şey benim için neden bu derece zordu. Yine isteklerim arttı. O tutku hissi, dokunma hissi, o dudaklarıma küçük öpücükleri kondurmasını hayal ettim. Hayır bu defa yapmayacaktım. Kurmayacaktım hayalini. Kurdukça isteğim uyanıyordu. Hayır düşünmeyecektim boynumu öperek beni arzuladığını. Kendimle o kadar savaşıyordumki.. Bu hem hoşuma gidiyordu hem de kendimi suçlu hissettiriyordu. Bir kadın bu kadar tutkulu olabilir miydi? Düşüncelerle uyuyakaldım..