Bir başlangıcın en sonundayım..
kimileri ölümü; sadece bir yok oluş olarak tanımlar kimileri ise; ölümü asıl başlangıç olarak var sayar.
Ölüm yok oluştur.. insan ölür, toprağa karışır ama geride bıraktıkları asla eskisi gibi olmaz ,ölen kişiyi içlerinde yaşatır, acılarının var oluşlarını kutlarlar...
***1 AY ÖNCE
Sıradan ve rutin bir güne açmıştım gözlerimi.
Pazartesi olması,canımı yeteri kadar sıkarken İngilizce sınavına girecek olmam bunu katlıyordu, istemeye istemeye, yataktan kalkıp banyoya gittim banyoyu babam kullanmış olacak ki her yer ıslaktı.
Babamın banyoyu bu denli ıslatması acaba itfaiye hortumuylamı duş alıyor sorusunu akıllara getirmiyor değil.
İşim bitirdikten sonra üzerimi değiştirmek için gardırobumun önünde dikilmeye başladım okul formasını giymekten hoşlanmıyor oluşum beni kendi kıyafetlerime itiyordu ne kadar bu okul idaresinin dikkatini çeksede..
Ben bu düşüncelerdeyken gözüme siyah kot pantolonum çarptı üzerime beyaz t-shirtimü giyip saçıma düzleştirdim makyaj safhasına geldiğimde ise sadece kapatıcı ve bir dudak nemlendirici işimi gördü.
"öykü hadii geç kalacaksın"
Annemin sesiyle aynadaki görüntüme bakmayı kesip ,aşağıya indim.
" günaydın anne" Sesimdeki huzursuzluğu annemde fark etmiş olcak ki
"neyin var hayatım" diyerek sorusunu yönelttiğinde ben annemin yaptığı böreklerle ilgileniyordum
"Bugün İngilizce sınavı var.."
"Ve sen çalışmadın ,öykü ne konuşmuştuk" annemin sözümü kesmesi kendimi korumaya almama engel oldu aslında anneminde haklı yanlarıda var geçen ay İngilizce notumu düzelteceğime söz vermiştim seneye üniversite sınavının olması annemgili telaşlandırdığı kadar benide düşündürüyordu Benim soğuk bi kişiliğe sahip olmam annemgilde hiç bişeyi takmıyorum havası uyandırsada öyle değildi herşeye rağmen böyle oluşumlar insanın hayatına etki ediyordu.
Babam takım elbisesini giyip aşağıya geldiğinde
"Hanımlar günaydın ne kaynatıyorsunuz bakalım ". Babamı fark ettiğimde annem hala bana,kızgın bakışlar atıyordu ben gözlerimi annemden ayırdığımda babamı incelemeye başladım siyah bir takım elbiseyi siyah bir gömlekle bütünleştirmişti fazlasıyla şık görünüyordu.
Annem aldırmadan şımarık bir kız edasıyla "bune şıklık gözlerim kamaştı Hakan bey"
Babamın yüzünde tatlı bit gülümseme belirdi bende aynı şekilde karşılık verdim
Annem "Hakan bugün özel bir gün mü ?"
Babam "evet bugün büyük bir ihaleye giriyoruz" dedi.
Bir aile şirketimiz var,babam ve Vural amcam yönetiyor .Genellikle böyle ihaleleri hep kazandılar ama babam her defasında ayrı heyacan yapıyor , Vural amcam babamdan 3 yaş büyük aynı zamanda en yakın arkadaşım yani kuzenim şafağın babası, şafakla anaokulundan beri aynı sınıftayız hem kuzen hem kardeşim oldu zaten kardeşim olmadığı için o boşluğu hep şafak doldurdu.birde şafağın abisi var .onu 13 yıldır görmüyorum en son gördüğümde 4 yaşındaydım bazen merak etmiyo değilim ama şafak,abisiyle ilgili pek konuşmuyor, sadece araa sıra şirketteki toplantılara katılıyormuş. "Öykü kahvaltın bittiyse çıkalım" ben bunları düşünürken babam beni düşüncelerin içinden cımbızla çekti.
"Geliyorum baba". Annemide öptükten sonra deri ceketimi ve siyah çizmelerimi giyip dışarı çıktım. O anda soğuk yüzüme çarptı, bir anda irkildim bu kadar soğuk olduğunu niye daha önce düşünmedim diye kendime kızarken. babam "Öykü, orada sabahlamayı düşünmüyorsundur umarım" diyerek beni hafifçe azarladıktan sonra arabaya bindik babam arabanın ısıtıcılarını açtığında minnettar bakışlar atarak memnuniyetimi belirttim, ben ısınırken babamın telefonu çalmaya başladı arayana göz ucuyla baktığımda, amcam olduğunu görmem uzun sürmedi babam telefonu kapattığında yüzü düşmüştü merakımı bastıramayarak "ne oldu baba?"
Babam "ihaledeki taraflardan biri sorun çıkarmış tatlım,ihale iptal edilmiş,ben seni bırakıp eve geri dönerim,hem annenle başbaşa kalmış oluruz" bu cümle benim kıkırdama sebep olmuştu ,okulun önünene geldiğimizde babama "ozaman iyi eğlenceler babacığımmm" diyerek arabadan indim yüzüm bir kere daha soğukla buluştu ama bu sefer hazırlıklıydım ben okula doğru ilerlerken arkada biri adımı seslendi arkamı döndüğümde şafakla karşılaşmam kısa bir şaşkınlık geçirmeme sebep oldu normalde bu kadar erken gelmez her zaman ders başladıktan sonra gelirdi.
bugün erken gelmesine rağmen nasıl bu kadar güzel olabiliyor bilemiyorum sarı saçları ve ela gözleri var, benim koyu kahve saçlarımı ve yine koyu kahve ve iri gözlerimi,her zaman 1-0 geride bırakıyor"
"günaydın kuzen"
"Sanada günaydın." Diyerek kısa kestim tek temennim bir an önce okula girip ısınmaktı okula geldiğimde herkez kendi halindeydi, okulumuzun gösterişli bir havası vardı belki bu işte kolej olmasının katkısı büyüktür. Şafakla sıramıza geçtiğimizde herşey gayet normaldi şafak herkezle samimi bir kızdı ama ben onun aksine daha çok telefon veya kitaplarla vakit geçiriyordum. Hoca sınıfa geldiğinde,şafak hala birileriyle konuşuyordu hoca şafağa tip tip bakmaya başlayınca şafağa seslendim neyse ki Duydu ve yanıma geldi olayı idrak ettiğinde utanıp yerine oturdu bütün çılgınlıklarına rağmen bu kızı seviyordum. "Öykü sancaktar" adımı duyunca ilk şaşırsamda daha sonra bu sesin kimya hocamızdan geldiğini anlamak zor olmada "burda" diyerek elimi havaya kaldırdım diğer 30 dk ise hocayla göz göze gelmemeye çalışmakla geçti,teneffüs zili çaldığındaki o zil sesinin verdiği mutluluğu kimse veremezdi hele de açsam, annemşn hazırladığı kahvaltı ne kadar güzel olsada sabah ilk uyandığım saatler hiç birşey yiyemiyordum.
"Şafak ben kantine gideceğim birşey istermisin" dedim
Şafak "yok kuzen saol" dedi.
omuz silkip sınıftan ayrıldım okulun koridorları gereksiz bi parlaktlıktaki beyaza boyanmıştı ben ne kadar siyaha tutkun olsamda beyazın saflığını kimsede bulamıyordum.Kantinin önüne geldiğimde fazla kalabalık olmaması dikkatimi çekti ben niye kimse yok diye düşünürken sıranın bana geldiğini fark etmemiştim, kendime kahve ve kek alarak koşar adım sınıfa geçtim sınıfa girdiğimde hoca sınıfa girmiş derse başlamıştı, ilk, geç kaldığım için Yok yazılırım diye düşünüyordum ama hoca kafasıyla oturmamı işaret etti,bende dersten atılmamanın verdiği mutlulukla yerime geçtim dersin 25.dk sında kapı çaldı ve Vural amcam belirdi yüzü kül rengine bürünmüştü gözleri kıpkırmızıydı dudaklarından dökülecek Alevi bekledim çünkü biliyorum iyi şeyler olmayacaktı.
yutkundu Adem elması Kendi gösterdi ve "ş..şey ben şafak ve öyküyü alabilirmiyim" dedi
ÖYKÜYÜ alabilirmiyim !! okadar buruk söyledi ki adımı bir anda benim gözlerim doldu hoca kafasını sallayıp çıkabileceğimizi belirtti bizde koşar adım sınıftan çıktık dayım "öykü kızım..." Sustu.
Sesizlik.
"B..baban ve annen o..onlar"
Korkumun yanı sıra birde merak baş gösterdi, kan akışım yavaşladı,vücudum uyuşmaya başladı,yüzüm Yen'i doğan bir bebeğin ölümü gibi karardı , göz yaşlarım taşmak için bekliyordu, ben amcamın ağzından çıkacak sözcükleri bir an önce duymak istiyordum ama amcam hala susuyordu, bu beni daha da tedirgin ediyordu ama biliyordum.
Üzgündü ,üzecekti.
Ve zamanı geldi,kendini toparladı artık acıyı vücuduma enjekte etmek için hazırlanıyordu.
Ve dedi.
"Öldüler"
Arkadaşlar 1. Ve 2. Bölümler geçiş bölümüdür, ama lütfen okumayı bırakmayın,diğer bölümler bomba gibi geliyor.1.BÖLÜM SONU.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savaşın öyküsü 1 #wattys2018
Teen FictionKADEHLERE SIĞAMAYIP TAŞAN ASİ RUHLARIN HİKAYESİ. Koca bir sessizliğin içinde çığlık atan bir genç kız... Hayatı hissizleştiren, ölümü kendi önünde diz çöktüren bir adam. Zedelenmiş kalpler, harcanmış ruhlar, itaatkâr bedenler, Ve kusurlarla dolu bir...